Anlaşılıyor ki, seçim zamanında yapılacak..

Bu konuda aylardır gündeme gelen tüm tartışmalar, sonuçsuz kaldı.

Seçim erken olamaz mıydı?

Elbette olurdu.

Ancak..

Bunun için güçlü bir “muhalefet iradesi” gerekirdi.

1991 Genel Seçimler öncesi merhum Demirel’in ortaya koyduğu irade gibi.

Güçlü bir “muhalefet iradesi”…

Erkene alınsaydı “iyi mi olurdu” ?..

Evet iyi olurdu. Hem de çok iyi olurdu.

Çünkü..

Çekilen bu kadar eziyet, bu kadar zahmet, bu kadar tahribat olmamış olurdu.

Tezelden çözümler üretilir, ülke bir taraftan düze çıkarken, diğer taraftan da hızla “fabrika ayarları”na dönmüş olurdu.

Neyse..

Olan oldu..

Şimdi gelelim konumuza.

Cumhur İttifakı’nın adayı çok çok önceden belli.

Son Suudi Arabistan ziyareti sonrası uçakta bir kez daha Erdoğan açıkladı.

“Cumhur ittifakının adayı belli ve devam ediyor” dedi.

Hala anlamayan varsa ben ne diyeyim.

“Anlama” duygularını şöyle bir tamire götürsünler…

Pekiyi..

Millet İttifakı’nın adayı belli mi?

Belli..

Peki kim?

Hemen söyleyeyim ismi geçenlerden hiç biri değil..

Olması halinde peşinen havlu atmak olur ki, artık tahammül yoktur..

Adayda iki özellik aranmalı…

Biri elbette seçimi kazanabilme özelliği…

Yani..

Her kesimden oy alabilme özelliği..

Doğu, batı, kuzey ve güney..

Fikri zikri ne olursa olsun her kesimden..

Ve hatta seçimden sonra dahi, oy vermeyenlerin “Evet, oy vermedim ama gerçekten de o makama yakışır biri…” diyebilmeli..

Sonra..

İkinci ve fakat esasta birinci özellik..

Seçimden sonra ülkeyi içinde bulunduğu “enkaz” değil, çünkü “enkaz”da bile bir takım malzemeler vardır, mevcut durum “enkaz”dan da öte…

“Fakruzaruret” derler ya, aynen öyle..

İşte belirtilen durumdan çıkarıp, siyasi, sosyal, hukuksal, ekonomik, eğitim, dış siyaset, hasılı her alanda yeniden kendine dönüş hareketini başlatacak…

Öyle söylenenler gibi değil.

Diyorlar ya “güçlendirilmiş parlamenter sistem” vesaire..

Hayır..

Mevcut yetkilerle seçilecek kişi, o yetkilerle ülkeyi düze çıkaracak.

Yani “şer’den” “hayır” doğacak..

Diğerleri çok sonra.

Bunun için,

Öncelikle “Devleti” bilecek.

İçini dışını..

Ekonomiyi bilhassa bilecek.

Yeter mi?

Yetmez..

“Bilenleri de bilecek” ki, kadrosunu kursun..

Bu vasıfları taşıyan var mı?

Var..

Bekleyelim görelim.

Çoğu gitti azı kaldı…