Nedim ATİLLA
Denizde de üreterek zenginleşmek, paylaşarak büyümek
23 Kasım 2022 Çarşamba

Üç tarafı denizlerle çevrili, dört denize sahip Türkiye’de pek de öyle olduğu iddia edilemez ama insan beslenmesinin en güçlü kaynaklarından biri balıkçılık. Dünya çapında üç milyardan fazla insan birincil protein kaynağı olarak balığa yönelmiş durumda. Balıkçılıkla uğraşanların yüzde 90'ı küçük ölçekli balıkçılar, bunlar acımasızca deniz diplerini trolleyengemilerde değil, küçük ağlar veya hatta oltalar ve makaralar ve yemler kullanan insanlar. Kıyılarımızda sadece kendilerinin ve ailelerinin geçimini sağlamaya yetecek kadar balık yakalamak için en zorlu hava koşullarında bile ava çıkanlar bin yıllarca denizlerin dengesini korudular…

Ayrıca hafta sonları biraz huzur ve sessizliğin tadını çıkaran benim gibi balıkçılar var. Bir de İzmir’de tüm kıyı boyunca çevrelerine hiç özen göstermeden pisleten oltacılar da…

Devasa ağlarla okyanusun derinliklerinde bile trol çeken endüstriyel balıkçılar ise her yerde olduğu gibi ülkemizde de sıkıntı yaratıyorlar. Onlarda biliyor aşırı avlanma, balık popülasyonlarını tamamen yok edebilir. Ama öyle bir sistem kurulmuş ki vaz geçmiyorlar. Bugün ton balığı, pisi balığı ve hatta ıstakoz gibi birçok deniz ürünü aşırı avlanma nedeniyle yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Marmara Denizinde kaybolan türlerin sayısı yüzlerle ifade ediliyor. Cânım Ege’de de durum aynı.

Aşırı avlanma, artan pazar ihtiyacına yönelik akılcı bir tepki gibi görünüyor aslında ama tabii ki yanlış.Çoğu insan 50 yıl öncesine göre yaklaşık iki kat daha fazla yiyecek tüketiyor ve dünya üzerinde 1960'ların sonunda olduğundan dört kat daha fazla insan var. Bu da mevcut balıkçılık sularının stoğunun daha hızlı tükendiği anlamına geliyor. “Aşırı avlanma” bir alandaki üreme stoğu, bölgedeki balıkların kendilerini yenileyemeyecek kadar tükendiğinde meydana gelir.En iyi ihtimalle bu, gelecek yıl bu yıl olduğundan daha az balık anlamına gelir. Bu yıl çok palamut yakalandı ama elbette bu “palamutlar nerede?” diye soracağız anlamına geliyor.

Trolcülerin hemen hemen tüm diğer organizmaları toplayan avcılık yöntemlerine savurgan balıkçılık diyor bilim insanları. Yapılan hesaplamalara dünyadaki deniz ürünlerinin yüzde 80'inden fazlası, her şeyi içlerine çeken bu tür ağlara takılıyor.

Aşırı avlanmanın önemli sonuçlarından biri “Suda artan yosunlar…”  Bugün Egedesonsöz’ünmanşetlerinden biri “İzmir Körfezi Komada” başlığını taşıyordu. Yosunlar inanılmaz boyutlara gelmiş durumda kıyılarımızda…  Sularda daha az balık olduğunda, algler yenmez ve olması gerekenden çok daha fazla oluyormuş. Bu, sadece kalan balıkları değil, aynı zamanda resifleri ve planktonları da olumsuz etkiliyormuş.

Bütün bu sıkıntılar nedeniyle Birleşmiş Milletler 2022’yi Dünya Balıkçılık Yılı ilan etti ve burada sürdürülebilirliğe dikkat çekti.  Bu nedenle 21 Kasım Dünya Balıkçılık Günü,bu yıl biz deniz dostları için oldukça farklı günler olarak geride kaldı.

***

Çeşme Belediyesi ev sahipliğinde, Dokuz Eylül Rotary Kulübü işbirliğinde, Çeşme Rotary Kulübü’nün de katılımı ile 14-21 Kasım Dünya Balıkçılık Haftasını denizler için farkındalık yaratmak amacıyla bir dizi etkinlikle kutladık.Etkinlikler boyunca “Temiz Su ve Sürdürülebilir Dünya” odak noktasında denizleri koruma, bilinçli avlanma ve su ürünlerinin işlenmesi konularına dikkat çekilmesi önemliydi.

Aya Haralambos Kilisesi’nde Akdeniz Koruma Derneği ve WWF’in “Akdeniz'in Karşı Karşıya Olduğu Tehditler” ve “Kadın Balıkçılar” Fotoğraf Sergisinin yanı sıra derneklerin kısa film gösterimleri yapıldı.

Değerli arkadaşım şef ve araştırmacı yemek yazarı Yunus Emre Akkor ile “Osmanlı’dan günümüze su ürünlerinin işlenmesi” konulu bir söyleşi gerçekleştirdik etkinliklerin başında. Yunus Emre Akkor bütün kıymetli işlerinin yanı sıraOsmanlı Deniz Mutfağı kitabının da yazarı. Söyleşimizde konuşma yaptığımız salonda oturacak yer bulmak imkansızdı. Özellikle Yaşar Üniversitesi öğrencilerinin ilgisi büyüktü. Yunus Emre Şef, Osmanlı Deniz Mutfağının pişirme teknikleri ve usta tarifleriyle en değerli miraslarımızdan biri olduğunu örnekleriyle ortaya koydu. Akkor’un Osmanlı deniz kültürünün geçmişten geleceğe taşınması için aslına sadık kalarak yeniden yorumladığı balık ve deniz ürünlerinin yer aldığı kitap üzerinden söyleştik. Açıkçası çok lezzetli bir söyleşi oldu.

Başka söyleşiler de vardı: Akdeniz Koruma Derneği önderliğinde Akdeniz Koruma Derneği İletişim Sorumlusu İlkay Kavak “Akdeniz Koruma Derneği Neler Yapıyor?, Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi öğretim üyesi ve Akdeniz Koruma Derneği kurucu başkanı Prof. Dr. Zafer Tosunoğlu “Sürdürülebilir Balıkçılık ve Yeni Balık Türleri”, Akdeniz Koruma Derneği Yönetim Asistanı Gizem Akdoğan  “Ekosistem Restorasyonu Programı Kapsamında İstilacı Denizel Türlerin Yönetimi” ve Amerikan Hastanesi Acil Tıp Servisi, SUFOD Uzm. Dr. Tolga Taymaz “İstilacı ve Zararlı Deniz Canlılarının Oluşturduğu Sağlık Sorunları ve Müdahale Yöntemleri” üzerine düşüncelerini paylaştılar.

Hafta sonu da S.S. Ildırı Deniz Yolu Taşıma Kooperatifi teknelerinin ev sahipliğinde Dünya Balıkçılık Günü Ödüllü Balık Avı Yarışması yapıldı. Shimano ve Çağlarav sponsorluğunda gerçekleşen balık avı turunda, ekiplerin avladıkları balıklar jüri tarafından değerlendirildi, en çok, en çeşitli ve en büyük balığı tutan takımlara ödül verildi.

Bu etkinlikler nedeniyle en büyük teşekkürü Çeşme Belediye Başkanı M. Ekrem Oran hakediyordu. Oran’ın şu sözlerine kim katılmaz ki: “İklim krizinin etkileri, deniz kirliliği, bilinçsiz avlanmanın deniz ekosisteminde yarattığı hasarlar sonucunda denizlerimiz alarm veriyor. Balıkçılarımızın, tüketicilerimizin bu konuya çok hassas yaklaşmaları gerekiyor. Mevsiminde avlanmak, doğru derinlikte avlanmak, balıkların üreme süreçlerine saygı ile yaklaşmak çok önemli. Binlerce yıldır birçok medeniyete ev sahipliği yapmış, büyük oranda geçimini denizlerden sağlayan Ildırı’mızda gerçekleştirdiğimiz ‘Balığa Gel’ etkinliğimizi bu konuda toplumsal duyarlılığı artırmak için yaptık.”

Başkan’ın dediği gibi üreterek zenginleşeceğiz, paylaşarak büyüyeceğiz… Ama önce denize saygıda kusur etmeyeceğiz.

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Bu saatte 'vicdan ittifakı' olur mu?
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
İzmir kimin ya da neyin kalesi?
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Erkek dediğin öldürür
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
Foça, Tire, Çeşme ve Dikili de MHP diyecektir
Kemal ARI
Kemal ARI
Oyumuz, onurumuz ve özgürlüğümüzdür...
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Tunç Soyer yeni bir yola çıktı
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Diktatör
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
Sağduyu marifeti ile seçebilmek…
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Son hafta
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
Sosyalistler pes etmeyin!
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva