Müzik Önerisi: GimmeGimmeGimme- ABBA

Geçtiğimiz hafta sosyal medyayı sallayan bir haberdi Boz ayının açgözlülüğü…Kovanda durduğu gibi durmayandeli balın boz ayıyı sarsan görüntülerine kimimiz güldü.Oturan ve inim inim inleyen bir ayı görmemiştik çizgi filmler haricinde, kimimiz üzüldü hayvancağızın nefes nefese kalışına ve aç gözlülüğü nedeniyle geldiği noktaya.

Haberi bilmeyenler için özet geçelim. Düzce’de bal kovanlarına dadanan bir boz ayı orman gülü olarak da bilinen deli baldan aşırı tüketince komaya giriyor. Yolun kenarında yığılmış halde bulduğu ayıyı kamyonetine yükleyen çiftçi soluğu veterinerde alıyor. Veteriner deli balın çok tüketildiğinde bu tip etkilerin gözlemlenebileceğini söylüyor. İyi haber boz ayımız iyileşiyor birkaç güne doğaya salınacak.

Her şeyin çoğu zarar!

Açgözlülük ise çağımızın en büyük hastalığı!

Ne güzel anlattı o günahsız boz ayı, insanlığa -anlayana elbette- açgözlülüğün nasıl zararlı olduğunu, nasıl güzel ders oldu o görüntüler aslında diyorum ya anlayana…

Dünyadaki tüm kaynakları makul şekilde paylaşabilmek mümkünken ister kapitalist sistem ister medeniyetlerin açgözlülüğü deyin bu vahşi doyumsuzluğa kaynak yetiştirmek çok zor. İşte bu yüzden bazı devletler, ayının düştüğü duruma geliyor- komaya giriyor. Hazımsızlık, tüketim arsızlığı, yazık olan kaynaklar, israf edilen gıdalar, kontrolsüzce kirletilen temiz su kaynakları. Bir yandan obezlikte başı çekenler diğer tarafta kıtlıktan açlıktan temiz suya ulaşım yoksunluğundan kemikleri sayılanlar, hastalıktan hayatını çocukken kaybedenler…

Yaklaşık 785 milyon kişinin temiz suya ulaşımı yok…

Yaklaşık 800 milyon kişinin günlük geliri 2 dolardan az…

Diğer bir deyişle Dünya nüfusunun %10’u aç ve susuz…Bir tarafta çöpe atılan gıdalar, boş yere akıtılan sular bir tarafta açlık ve susuzluk…

Paris merkezli Küresel Eşitsizlik Laboratuvarı tarafından hazırlanan 2022 Dünya Eşitsizlik Raporu, ulusal, bölgesel ve küresel düzeyde gelir ve servet eşitsizliğine ilişkin çok sayıda kaynaktan alınan verilerin dikkatli bir şekilde toplanmasına dayanan en son hesaplamaları sunuyor.

Gelir kısmına bakarsak küresel nüfusun en zengin %10’u şuanda küresel gelirin %52’sini alırken, nüfusunen yoksul yarısı bunun ancak %8,5’ini kazanıyor.Küresel servet eşitsizlikleri ise gelireşitsizliklerinden daha da çarpıcı. Küreselnüfusun en yoksul yarısı neredeyse hiçbirservete sahip değil ve toplam zenginliğinancak %2’sini elinde bulunduruyor. Bunakarşılık, Dünya nüfusunun en zengin %10’uküresel servetin %76’ına sahip.

Yoksulluk çok şeyi arzu edebilir belki ama; açgözlülük her şeyi kontrolsüzce istiyor…

Açgözlü dostluk bilmez. Dostun payında gözü kalır.

Açgözlü ikram bilmez. İkram ettiğinde gözü kalır.

Açgözlü paylaşmak ne bilmez. Kural bilmez, doymak bilmez, durmak bilmez…

Açgözlü insanların karnı doysa da gözü bir türlü doymaz. Yediğinde değil yemediğindedir hep aklı. Hak ettiğinden hep fazlasıdır istediği. Bir fazla bir eksik yoktur onun lügatinde hep bir fazla daha fazladır onun aklındaki. Dünyayı yutar gene de doymaz.

Açgözlü iyilikten anlamaz. Minnet etmez, şükretmez. Hep ister.

Halbuki insanın azameti “kanaatkarlıktan” gelir. Azla yetinen, varını paylaşabilen…

Buddha’nın bir deyişi var “Öfkeyi sevgiyle yen! Açgözlülüğü cömertlikle ve yalanı gerçekle yen!”

21. yüzyıla geldiğimizde bu deyişin geçerliliğini sorgulamamak mümkün değil…Öfkeli bir kalabalığı ayırmaya çalışan kim vurduya gidiyor, elini veren kolunu kaptırıyor dolandırıcılık sahtekarlık aldı başını gidiyor en kötüsü de gerçekle yalan inanılmaz bir uyumla dans ediyor. Gerçeğin tıpkısına ayak uyduran yalanlar kimsenin ayağına dolanmıyor.

Açgözlülük, kibir ve cehalet

Bu üçü-barışın baş düşmanları- insanlığı içten içe kemiriyor ve Dünyanın sonuna daha hızlı yaklaştırıyor. Biz de bir ayıya bakıp dile geliyoruz. Homurdanıyoruz.

Açgözlü bir ayının verdiği dersi önemsiyor ve ağlanacak halimize gülümsüyoruz.

Ve bu sevimli ayı gibi davranmaya devam ettiğimizde açgözlülüğümüzün kurbanı olacağız. Değişemezsek ve bu gidişe bir dur diyemezsek yeryüzünden silinip gideceğiz ve yerimizi sürüngenlere bırakacağız.