Uluslararası sözleşmeler, hangi usulle kabul edilmişse, yine o usulle ortadan kaldırılır.

Bilindiği gibi, uluslararası sözleşmeler kanun kuvvetindedir…

Ve hatta bu sözleşmelerle ilgili iptal için Anayasa Mahkemesi’ne baş vurulamayacağı için bir bakıma “kanundan da güçlüdür” denebilir…

İstanbul sözleşmesinden bir “kararla” çıkıldı.

Üç ay sonra bu “çıkma” kararı yürürlüğe girecek.

Bunun üzerine..

O zaman AKP nin sözcüsü olan Mahir Ünal…

“Bu güne kadar hazırlıktı, şimdi esas başlıyor” mealinde sözler söyledi.

TBMM Başkanı Şentop ise daha da ileri giderek...

“Lozan ve Montrö anlaşmalarından dahi çıkılabileceği” mealinde sözler sarfetti.

Cumhurbaşkanı ise adeta noktayı koydu…

“Muhalefet bilmez. Bu iş bitmiştir!” dedi…

***

Şimdi..

Şöyle geriye bir bakalım.

Başta Atatürk olmak üzere, “Türk”lük pek çok yerden kaldırıldı mı?

Evet.

Hatta bu günlerde basından okuduğuma göre kaldırılmaya da devam ediyor.

“Ne mutlu Türk’üm diyene” kaldırıldı mı?

Evet.

Devletimizin kuruluş felsefesi olan ve Anayasa’nın ilk dört maddesinde hayat bulan hükümler hep aynı mihrakların hedefi oldu mu ve oluyor mu?

Evet.

TC pek çok yerden kardırıldı mı?

Evet.

Andımız yasaklandı mı?

Evet.

Son 20 yıl içinde bu ve benzeri bizim için çok önemli olan pek çok isim ve hükümler ya kaldırıldı veya itibarsızlaştırıldı mı?

Evet.

O halde…

Şimdi başa dönelim.

Bir “kararla”, uluslararası bir sözleşmeden çıkılabiliyorsa..

Yine bir “karar”la..

Lozan ve Montrö’den çıkılırsa ve “bu iş bitti” denilirse...

O zaman…

Soruyorum:

CHP ve İYİ Parti ne yapacak?

Bilmek istiyorum…

Bir yurttaş olarak…