Taaa, 17 yıl önce…

Haziran ayının göbeğindeydik…

Sabahın köründe geldi, kötü haber…

Ahmet Piriştina vefat etmişti…

Henüz 52 yaşındaydı!

***

İzmir’in yası büyüktü ama hayat devam ediyordu…

Meclis, yeni başkanını bir hafta sonra seçecekti…

Efsane Başkan’ın yası sürerken…

İster istemez “siyasi kulis” hareketlendi…

O sırada Erdoğan, Başbakan’dı…

İzmir Örgütü’ne ve AK Partili meclis üyelerine…

“Başkanlık hakkı CHP’nindir; müdahale edilmesin!” dedi…

Başbakan bunları söylerken…

Karşı tarafta Çoban Ateşi yanmıştı bile…

CHP İzmir’den, ciddi sayıda “başkan aday adayı” çıkmasın mı?

Ana Muhalefet’in çatısı bu işe şaşırdı…

Sonunda…

Aday adayları arasında “önseçim” yapılmasına karar verildi…

Ve, o seçim…

İzmir’de bir “ilk” olarak tarihe geçti…

***

“Tarih yapanları” kızdırmamak için…

Biraz daha açık yazmakta yarar var…

***

Merhum Piriştina’nın yerine kimin geleceği…

Sıcak sıcak tartışılırken…

CHP’nin başında Deniz Baykal vardı…

Kafasındaki isim, o günün Karşıyaka Reisi Cevat Durak’tı…

Genel Sekreter Önder Sav, sessiz kalmaya gayret etse de…

Tercihinin…

Narlıdere Belediye Başkanı Abdül Batur olduğunu herkes biliyordu…

Dönemin CHP İl Başkanı Alaattin Yüksel ise…

“İstemiyorum…” diyen Aziz Kocaoğlu’nu işaret ediyordu…

İmrendiren bir seçim oldu…

***

CHP’nin İzmir’deki tarihi önseçimin birinci turunda…

Aziz Kocaoğlu 19, Cevat Durak 14, Abdül Batur 5 oy aldı…

Adayların hiç biri salt çoğunluk 21 oya ulaşılamamıştı…

İkinci tura geçilirken…

Abdül Başkan, Aziz Bey lehine yarıştan çekildi…

İkinci turda Aziz Kocaoğlu'na 24, Cevat Durak'a 16 oy çıktı…

Artık…

Kocaoğlu, CHP’nin resmi adayıydı…

***

Genel oylama son derece nezih geçti…

Gürültü patırtı olmadı; herkes birbirine saygılıydı…

Kimse kimseye sataşmadı…

Hele hele…

(Teknoloji bugünkü gibi olmasa da…)

O günlerde cep telefonuyla hiç kimse oy kabinine girmedi…

Seçim çok temiz geçti…

61 meclis üyesinin 59’u, “Aziz Kocaoğlu” dedi…

İki oy geçersiz sayıldı…

Aziz Bey, Meclis’e teşekkür etti…

“Ahmet Piriştina’nın izinden yürüyeceğiz!” dedi…

Salon boşalırken, “hüzün” hakimdi ama…

Meclis üyelerinin tamamında “doğru bir iş” yapmanın huzuru vardı…

***

Peki, CHP İzmir neden Torbalı seçiminde yalpaladı?

Menemen’de…

İki yıl önce “10 bin oy fark” ile…

“Al yüreğim senin olsun!” dercesine(!)…

Belediye Başkanvekilliğini AK Parti’ye hediye eden CHP…

Nasıl bir panik içinde girdiği Torbalı seçiminde…

İp’ten döndü?

Bırakın, rozet işini…

Bırakın ikna sanatlarını…

Matematik olarak…

Havada, karada, denizde kazanılacak bir seçim…

Daha ilk turda nasıl “sakata” geldi?

***

Siyaset sanatının “bir bilen”i Bülent Baratalı…

Ders verir gibi anlattı:

“CHP’de son zamanlara kadar özellikle yerel seçimlerde önseçimle adaylar belirlenirdi… Aday örgütün süzgecinden geçer, partiye ne kadar emek verdiği hatta sadakati bile sınanırdı… Artık önseçim CHP’de tarih oldu… Genel Merkez’in aldığı bu karar bizzat genel başkan tarafından açıklandı... Meclis üyesi aday adayları kulislerini artık genel merkez’de yapar oldu… Çünkü, fedakar yerel örgütler devreden çıktı… Bunun sonucunda birbirlerini tanımayan başkalaşan bir yapı oluştu... CHP bundan böyle sıkıntı veren şoklar yaşamaması için meclis üyesi aday belirleme yöntemini değiştirmesi gerekir… Çare meclis üyesi adayların önseçimle belirlenmesidir… Başka ilaç yok!”

***

Şu soru önemlidir:

Torbalı Meclisi’nde 18 Meclis üyesi var…

Karşındaki Cumhur İttifakı’nın toplamı…

(AK Parti 10 + MHP 2; eşittir 12…)

Böyle bir tabloda…

Torbalı CHP, nasıl uçurumdan döner?

***

Al sana, Menemen ve Torbalı’dan sonra…

İzmir CHP’den bir ilahi komedya daha…

Menderes’in Büyükşehir Meclis Üyesi ve…

Başkan Yardımcısı Gürsel Rüzgar…

İki yıldır kol kola yürüdüğü Başkanı Mustafa Kayalar’ı…

Cumhurbaşkanlığı’na şikayet etti…

Buyur, buradan yak!

***

Son bir önemli ayrıntı…

İlerde kesin tartışması olacak…

Torbalı’daki seçimde kabinde cep telefonu kullanıldı…

Dünya gördü o kareleri!

Ancak…

YSK’nın 2014’te aldığı kararla…

Oy kullanma kabinine “cep telefonu” ile girmek yasak…

Yani, mahkeme…

Bu seçimi geçersiz sayabilir!

***

Bitiriyoruz…

“Siyasetin çivisi çıktı” diyenler haklı galiba…

Hepsinden ilginç olanı…

Bu güzel ülkenin Ana Muhalefet Partisi…

Üç Oscarlı “Avatar” filminde olduğu gibi…

Dünyadan çok uzaklarda başka bir gezegenin…

Siyasi partisi olarak mı anılmak istiyor?

Kendisi bilir…

Tuzak çok, gören yok…

Nokta…

Sonsöz: “Her şey, neye layıksa ona dönüşür! / Hz. Mevlana…”