Kemal ANADOL
Bu solan bahçede bülbüllere yer yok!
27 Aralık 2021 Pazartesi

Peş peşe gelen salgınlar, kırılgan bir ekonomi, ülkeyi kutuplaştıran siyasetle acı ve gözyaşından oluşan 2021 yılı son ayında son darbesini de vurdu; tıp ve musiki dünyamızın unutulmaz ismi Alâeddin Yavaşça’yı aramızdan aldı! Bu haberle sarsılırken belleğim gerilere, 15 Haziran 2008 gününe gitti. Yine Türk Sanat Müziğinin kayan yıldızı üstat Avni Anıl’ın cenazesine… İzmir Valiliği’nin önündeki devlet törenine İstanbul’dan gelen Alâeddin Yavaşça da katılmıştı. O günlerde CHP Grup Başkanvekili olarak Trabzon’da bir etkinlikteydim. Avni Anıl aynı zamanda CHP Bilim Kültür Sanat Platformu üyesiydi. Üstadın son yıllarındaki ilişkimiz dostluğa dönüşmüştü. Törene zar zor yetişebilmiştim. Yavaşça’nın elimi sıkarken yüzündeki acı ifadesi belleğime demir attı uzun süre. Bu yüzün görüntüsü söylenecek her cümleden ve kaleme alınacak her yazıdan daha anlamlıydı.

1926 doğumlu Yavaşça ile 1928 doğumlu Anıl Atatürk’ün Cumhuriyeti emanet ettiği gençliğin simgesiydiler. Orta sınıf ailelerin güç koşullarda yetiştirdiği eğitimli, yetenekli ve giderek birikimli örnek Cumhuriyet yurttaşlarıydılar. Avni Anıl İstanbul Haydarpaşa Lisesi’ni bitirdikten sonra Polis Enstitüsünden mezun olmuş, kısa süren meslek yaşamından 1955 yılında ayrılarak İstanbul Radyosunda çalışmaya başlamıştı. Emin Ongan başkanlığındaki Üsküdar Musiki Cemiyeti’nde başlayan müzik serüvenini ömrünün sonuna kadar sürdürmüş, unutulmaz besteleriyle ölümsüz kişiler arasında yerini almıştı. Musiki ve Nota Dergisini çıkarmış, yazdığı dört ciltlik Musiki Sözlüğü’nü müzik dünyasına armağan etmişti. 1998 yılında Devlet Sanatçısı unvanını alan Avni Anıl yaşamının seçimini yaparak İzmir’e yerleşmişti. Efes Oteli’nin yemyeşil çimleri üstünde mütevazı masamızdaki rakıları yudumlarken anılar denizinin ufuklarına yelken açtığımız günlerin özlemini duyuyorum. Yaşam film şeridi değil ki geriye sarasın!

Arkadaşı Avni Anıl’ın tabutunu omuzlamak için İstanbul’dan gelen Prof. Dr. Alâeddin Yavaşça’nın ölümünü duyunca o günleri anımsadım. 1 Mart 1926’da dünyaya gelen Yavaşça Kilis Kemaliye ilk ve ortaokulunda okumuş sonra İstanbul Erkek Lisesi’nden mezun olmuştu. 1951 yılında İstanbul Tıp Fakültesini bitiren üstat başarılı bir tıp adamıydı. Kadın doğum uzmanı olan Yavaşça birçok hastanede çalıştıktan sonra Haseki Hastanesi Başhekimliğinden emekli olmuştu. 54 bilimsel makalesi bulunmaktaydı.

Sadettin Kaynak, Münir Nurettin Selçuk, Sadettin Arel, Dr. Suphi Ezgi ve birçok musiki üstadından ders ve katkı alan Yavaşça 1950 yılında açılan sınavı kazanarak İstanbul Radyosu’nda solist ve icracı olmuştu. İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı Ses Bölümü Başkanlığına atanan Prof. Yavaşça buradan ikinci kez emekli olmuş ve Haliç Üniversitesi’nde göreve başlamıştı.

Yavaşça’nın ölüm günü TRT Müzik kanalı arşivinden çıkardığı bir söyleşiyi yayınlıyordu. Avni Anıl, Yavaşça’nın okuduğu Kilis ilk ve ortaokulunda, Bozcaada’daki yazlığında ve Haseki Hastanesi Başhekimlik odasında onunla konuşuyordu. Aralarda da Yavaşça kendi bestelerini seslendiriyordu. Program bir kere daha duygulandırdı beni. Cumhuriyetin yetiştirdiği bu değerlerin yitip gitmesine ve daha da ötesi bıraktıkları boşlukların bir türlü doldurulmamasına duyduğum üzüntü de cabası…

Bir iki iyi örnek bana darılmasın sakın. Adı üstünde onlar istisna! Ama açın Türk Sanat Müziği yayınlayan kanalları. Şarkıların tamamına yakını Sadettin Kaynak, Selahattin Pınar, Teoman Alpay, Yusuf Nalkesen, Avni Anıl, Alâeddin Yavaşça ve onlar gibi değerli ama aynı kuşağın bestekârlara ait. Yeni kuşaktan gelen eserler bırakılan boşluğu doldurmuyor, dolduramıyor!

Siyasette aynı boşluk yok mu diyeceksiniz. O alandaki örnekler daha da kötü. Osmanlıca Kaht-ı ricâl sözcüğü devlet adamı yokluğu anlamına geliyor. Boşluğu da argo ile külhanbeyi ağzı kullanan çakma siyasetçiler dolduruyor. Parlamentoda, mitinglerde, her türlü etkinlikte kullanılan, alçak, namussuz, terörist, vatan haini, cibilliyetsiz sıfatları sorumsuzca kullanılıyor.

Siyaset dünyamızda o kadar büyük boşluk var ki Milli Eğitim Bakanı deyince akla Hasan Ali Yücel, Dışişleri deyince Tevfik Rüştü Aras, Adalet deyince Mahmut Esat Bozkurt, Sağlık deyince Dr. Refik Saydam geliyor. Genç Cumhuriyet dönemi bakanlarının yeri halâ doldurulamadı. Dava konusu olmamak için kötü örnekleri sıralamak istemiyorum. Sayıları o kadar çok ki!

Her ile kurulan üniversitelerse ayrı bir alem. Hukuk Fakültesine atanan veteriner dekan mı dersiniz, üniversitelere atanan eski milletvekili rektörler mi dersiniz… Dünya bilimine eserleriyle damga vuran Türk bilim adamları da maalesef yabancı ülkelerin üniversitelerinde çalışıyor.

Kamu görevlerine adına mülâkat denilen ucube sistemle alınan memurlar hakkında her gün çıkan haberler iç karartıyor. Yazılıda birinci olan gençlerin mülâkatta umutları çalınıyor.

Siyasi partilerin içinde demokrasiden başka her şey var!

Örnekleri uzatmak ve çoğaltmak olası elbette…

O zaman Alâeddin Yavaşça üstadın kendi sesinden ünlü bestesi kulaklarda çınlıyor:

Artık bu solan bahçede bülbüllere yer yok!

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 9 yorum var, 9 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Coşkun özdemir 31 Aralık 2021 Cuma 10:33

Ne güzel anılar sevgili Kemal Anadol Benim anılarım 50 lere gidiyor. Biz Alaatin ile Nevzat Atlığın korosunda birlikte olduk ayni zamanda Haseki hastanesinde. İlk solo şarkıyı bizim önümüzde radyoendeki konserde söylemiş. E şimdi Selahaddin Pınarın beni de alın aranıza hatıralar şarkısı lazım Selam Anadola

Yorumu oyla      2      3  
Mustafa Altıntaş 28 Aralık 2021 Salı 05:36

Sevgili Anadol,her yazısında hem yaşadıklarını anlatıyor ve hem de,değerlendirmeleri ile de ders verip,öğretiyor. Uzun yaşasın ve öğretici olması sürsün.

Yorumu oyla      2      3  
Erdoğan Anadol 27 Aralık 2021 Pazartesi 20:41

Çok güzel

Yorumu oyla      2      3  
KazimKurtyilmaz 27 Aralık 2021 Pazartesi 11:53

Kemal Anadol ,iyi bir yazar ,iyibirarastirmaci bir dönemi siyasetçi siydi. Sağlıklar dilerim.

Yorumu oyla      2      3  
Ümit Yazıcı 27 Aralık 2021 Pazartesi 10:59

Eyvallah Engin hocam Avni Anıl üstad ile çok birlikteliğimiz oldu aynı koroda yıllarca görev yaptık bestecilerimizden ezgiler serisinin son fasiküllerini ben hazırlamıştım. Otuz sene kadar önce İzmir''de Alaeddin hocanın da bulunduğu bir konserde onun şarkısını okumuştum konserden çıkarken bir dakika delikanlı öyle hemen kaçmak yok deyip yanıma kadar gelmiş tebrik etmişti tanışmam da öyle olmuştu, bir kaç kez de İstanbul''da ziyaretine gitmiştim o kadar. Cumhuriyet dönemi mûsıkî tarihinin en önemli bir kaç ismindendir Avni Anıl ve Alaeddin Yavaşça Allah rahmet eylesin ikisine de ve bütün eslafa.

Yorumu oyla      2      3  
KEMAL KURT 27 Aralık 2021 Pazartesi 10:26

Sayın Anadol o kadar güzel anlatmışsınız ki. Hani her satırına imza atılası derler ya. Aynen öyle bir yazı okudum. Kaleminize sağlık.

Yorumu oyla      2      3  
Kemal Sağ 27 Aralık 2021 Pazartesi 09:28

Her zamanki gibi harikasınız üstadım.

Yorumu oyla      2      3  
Hakkı Ülkü 27 Aralık 2021 Pazartesi 09:26

Harika. Eline beynine sağlık Anadol.

Yorumu oyla      2      3  
A.İzer Aktoluğ 27 Aralık 2021 Pazartesi 09:15

62 li arkadaşlarımızın duygularını yansıtıyorsunuz,her yazınızda,şahsen ben de aynen katılıyorum,ne yazıkki sizin de belirttiğiniz gibi giden kıymetli değerlerden sonrada sizin gibi değerli arkadaşlarımızda misyonlarını tamamlayınca geride kimse kalmıyor. Şunu da belirtmeyi kendime görev biliyorum.”Gürkan’ın en çok sevdiği ve taktir ettiği demiyeceğim,aynı fikirleri paylaştığı bir arkadaşımızdınız. Sevgiler.

Yorumu oyla      2      3  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Bu seçimin neden bunca talibi var?
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
İzmir kimin ya da neyin kalesi?
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Erkek dediğin öldürür
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
Foça, Tire, Çeşme ve Dikili de MHP diyecektir
Kemal ARI
Kemal ARI
Oyumuz, onurumuz ve özgürlüğümüzdür...
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Tunç Soyer yeni bir yola çıktı
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Diktatör
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
Sağduyu marifeti ile seçebilmek…
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Son hafta
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
Sosyalistler pes etmeyin!
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva