Kemal ANADOL
Bu devlet kimin devleti?
27 Ocak 2022 Perşembe

Hukukçu arkadaşlar anımsayacaklar. İstanbul Hukuk Fakültesinde Prof. Dr. Recai Galip Okandan’ın Umumi Amme Hukuku adlı ders kitabı öğrencilerin hem baş kitabı hem de korkulu rüyasıydı. 1955 yılında (şimdi olmayan) Ordinaryüs unvanını alan ve 1978’e kadar hocalığını sürdüren Okandan’ın dersinden sınıf geçmek çok zordu. Hocanın kitapları sadece öğrencilere değil politikacılara ve aydınlara da ışık tutuyordu. Özellikle devlet hakkında nazariyeler bölümünü Millet Partisi Başkanı Osman Bölükbaşı’nın ezberlediği söylenirdi.

Ankara Hukuk Fakültesi’nde de Prof. Münci Kapani yirmi yıla yakın Kamu Hukuku kürsü başkanlığı yapmıştı. Benim de hocam olan merhum Kapani’nin Politika Bilimine Giriş, İnsan Haklarının Uluslararası Boyutları ve Kamu Hürriyetleri kitaplarını sadece sınıf geçmek için değil ilerdeki günlerde yararlanmak için özenle ve dikkatle okurdum.

Bu eserlerde ilk çağlardan günümüze devlet kavramının oluşumu ele alınır, üzerindeki kuramsal tartışmalar sıralanırdı. Birinci ve İkinci Dünya Savaşlarını yaşayan, diktatörlerin, tiranların, despotların yarattığı kan ve gözyaşı dolu acıları unutmayan insanlar sonunda çağdaş devlet ve demokrasi kavramlarını somutlaştırdılar. Natürel sızma zeytinyağı gibi yıllarca damlaya damlaya oluşan devlet ve demokrasi tanımları artık metre gibi, litre gibi evrensel ölçülere kavuştular.

Tüm çağdaş dünya devletlerinde demokrasi ve hukuk etle tırnak gibi bütünleşmiştir. Birinin olmadığı yerde diğeri de yoktur. Yurttaş devlet için değil, devlet yurttaş için vardır. Devlet güçlü, yurttaş güçsüzdür. Onun için güçler ayrılığının egemen olduğu çağdaş demokrasilerde yargı yurttaşı devlete karşı korur. Devletin gücünü kullanarak yurttaşı ezmesini engeller. Bu değer yargıları çağdaş bir devlette tartışma dışıdır.

Bunları niye yazıyorum? Yukarıdaki çağdaş devlet şablonunun üstüne bizdeki devlet uygulamalarını koymak için. Uyuyor mu uymuyor mu? Bir bakmak ve sonucu saptamak için. Şimdi konumuza gelelim.

***

İzlanda’dan gelen soğuk hava Marmara bölgesi ve çevresini vurdu, İç Anadolu’ya hatta Akdeniz’e kadar uzandı. Doğu Anadolu zaten aylardır kar altındaydı. Çocukların üstünde neşeyle kızak kaydıkları kar, ülkemiz için beyaz cehennem oldu. Karayolları iflâs etti. Kamu-Özel iş birliği gibi ucube bir modelle yapılan otoyollar kapandı. Türkiye’nin aort damarı İstanbul-Ankara paralı yolunda araçlar ve içlerindeki aç susuz insanlar bu karabasanı yaşadılar. İstanbul’a Trakya ve Anadolu yönlerinden gelen araçların girişleri yasaklandı. Büyük iddialarla her türlü bilimsel itiraza kulak tıkayarak yapılan yeni hava limanı ise çalışamaz durumda. İstanbul’a gelen bakanlar buraya inemediler. İnadına pistinin birine hastane yapılan yılların Atatürk hava alanı olmasa yere ayak basamayacaklardı!

Bu felâketle baş etmeye çalışırken, İran’dan gelen doğalgaz kesintisi organize sanayi bölgelerini vurdu? Sadece muhalefet değil uzmanlar da Tuz Gölü ve Marmara’daki doğalgaz depolarında yeterli stok yapılmadığını, sorunun da buradan kaynaklandığını söylüyorlar.

Elektrik kesintileri ise tüm yurdu kapladı. Zonguldak’tan tutun Muş’a kadar birçok kent karanlıkta kaldı. Binlerce köye ulaşılamıyor ve oralarda elektrik yok! Yine organize Sanayi Bölgelerinde kesilen elektrik, üretimi ve dolayısıyla dışsatımı durdurdu. Sanayiciler kara kara düşünüyor.

İktidardakiler için bunlara mazeret bulmak kolay. Ama ne derseniz deyin inandırıcı olamıyorlar. Bence, doğal afetten çok AKP iktidarının inatla tercih ettiği kapitülasyon benzeri kamu-özel iş birliği ile yapılan paralı oto yol modelidir bu çöküşün nedeni. Elbette özelleştirilen elektrik üretim ile dağıtımı.

Normal zamandaki uygulamaları bir anımsayalım. Geçim sıkıntısı içindeki yurttaş faturayı bir gün geç ödediğinde derhal elektrik kesilir. Sonra yeniden açmak için dünyanın parası alınır. Üstüne bir de faiz bindirilir. Elektrik üretim ve dağıtımı devletin elinden alınmış, defalarca değiştirilen ihale kanunuyla bilindik özel şirketlere verilmiştir. Bunların hiç insafı yoktur. Ama yazın ortasında elektrik kesildiğinde, evinizdeki buzdolabı içindeki etler, yemekler bozulduğunda delirirsiniz. Arıza numarasına telefon edersiniz. Yanıtta sizinle alay edilmektedir: “Ekiplerimiz arızayı en kısa sürede tamir edeceklerdir.” “Kardeşim” dersiniz. “Hukukta ve resmiyette en kısa diye bir süre yoktur. İtiraz ve başvuru süreleri hep güne bağlanmıştır. On beş gün, bir ay gibi. Kaç saat sonra onarılacak bu arıza?” Karşıdaki emir kulu memur çaresizdir. Size karşı söyleyecekleri bellidir. Bu telefonlara hiç yetkili birinin çıktığını gördünüz mü? Pekiyi… Bir gün geç ödediniz diye abonenizi iptal eden şirketin, faturanızdan elektrik kesilen süreyi düştüğüne tanık oldunuz mu? Devletin aboneden yana, onun hakkını güvence altına alan bir uygulaması var mı? Yok elbette. O zaman şu soruyu sormak hakkımız değil mi? Bu devlet yurttaşlardan mı yoksa elektrik şirketlerinden mi yana?

Aynı durum kamu-özel iş birliği denilen ucube sistemle yapılan paralı oto yollar için hem de misliyle geçerlidir. Yılın son gecesinde, zamlı ücret alabilmek için Osmangazi köprüsünde on ikiye çeyrek kala geçişi engellenen araçlardan gelen korna sesleri hala kulaklarımızda! Para hırsı ancak bu kadar olur! Kamuoyundan gelen tepkiler üzerine suçu kendi görevlilerinin üstüne atarak aldıkları zamlı parayı geri verdiler ama inandırıcı olamadılar.

Bu şirketler kamuoyuna garantili, yüksek standartta ve konforlu bir yol taahhüt ederek otoyollar inşa etmişlerdir. Ama nedense devlet bunlarla yaptığı sözleşmeyi bir türlü açıklamamaktadır. Yolcu garantisi neden böyle gerçekleşmeyen miktarda verilmiştir? Ödemeler neden dövizle yapılmaktadır? Anlaşmazlık durumunda neden yabancı yargı yetkili kılınmıştır? Daha da önemlisi devleti değil bal gibi şirketi kollayan bu sözleşmenin altına kim kimin emriyle imza atmıştır?

Bu sorulara “Ticari sır” gerekçesiyle yanıt verilmemektedir. Çağdaş hukuk düzeninde “Ticari sır” iki özel veya tüzel kişi arasında söz konusudur. Kamu harcamalarını yapan devlet demokrasilerde hesap vermekle yükümlüdür. Parlamentoların en önemli görevi devlet harcamalarını denetlemek, hesap sormaktır.

Kapitalizmin de kendine göre kuralları vardır. Bunlara uymayanlar ağır biçimde cezalandırılır İngiltere’de, Amerika’da, AB ülkelerinde. Örnek mi istiyorsunuz. Örnek hemen yanımızda. Türkiye gibi komşumuz Yunanistan da ağır koşullarda kar altındaydı. Başkent Atina’yı diğer önemli kentlere bağlayan ve özel bir şirket tarafından işletilen Attiki Odos oto yolunda yüzlerce araç mahsur kaldı. Atina Başsavcısı derhal soruşturma başlattı. Yolu işleten özel şirketin kar fırtınası sırasında normal trafiği sağlamak ve sürücüleri korumak konusunda gerekli önlemleri alıp almadığı araştırılacak. Şirket 35 kar temizleme aracıyla duruma müdahale ettiğini söyledi. Soruşturma sürerken Başbakan Miçotakis şirket yetkilileri ile görüştü. Şirket, yolda kalan 1200’den fazla araç başına iki bin avro tazminat ödemeyi kabul etti.

Bize gelince… Gelen geçen araçlardan para almasını bilen şirketin yapmadığı kar temizliğini karayollarının makineleri yapıyor. O zaman akla gelmiyor mu? Bu yolları neden şirket işletiyor? Yollar kapalı iken hiçbir araç geçmiyor değil mi? Ama sözleşmeye göre devlet bütçesinde bu sürenin de parası şirketi kasasına girecek! Yok artık demeyin sakın…

Dünyanın her yerinde mücbir sebep sayılan Korona salgınında bile iktidarın aklına bu şirketlere ödemeyi kesmek gelmedi. İBAN numarası vererek yurttaşlardan para isteyen hükümet oto yol şirketlerine kıyamadı.

Eskiler “Her şerde bir hayır vardır” derler. Çok doğru, her felaket ders çıkarmamız için bir fırsattır. Merakla izliyoruz. Yunanistan örneğindeki gibi şirketler mağdur yurttaşlara ödeme yapacaklar mı? Biz de buna göre soracağız: “Bu devlet kimin devleti? Yurttaşın mı şirketlerin mi?”

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 8 yorum var, 8 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Erdoğan Anadol 29 Ocak 2022 Cumartesi 22:49

Ödenen paraların çoğu 5 li çete vasıtası ile başkasının hesabına gitmektedir

Yorumu oyla      2      3  
Mustafa Altıntaş 28 Ocak 2022 Cuma 10:53

Sevgili Anadol, devletin kimin devleti olduğu sorusu ve örneklemesi ile,yeniden düşünmemize neden oldu. Bu devleti yeniden "halkınulusun devleti" kılmak için yapılması gerekenlere yoğunlaşmamız gerekmekte. Elektrik ve doğalgaz tüketimi üzerinden salınan KDV %18. Elektrik faturasında bir de "Elektrik Tüketim Vergisi + KDV" alınmakta. Yani,vergiden vergi alınmakta.. Şirketler,fatura üzerinden aldıkları ve Hazineye ödemeleri gereken vergileri,kendisi kullanmakta ve de bu ödemeleri biile yapmamakta ve bunlar da yapılandırma ve affa konu rdilmektedir,zaman zaman. Burada sorun,yurttaşta. Yurttaş kendisinin cebinden çıkan faturadan yakınırken,okumuyorlar bile. Önce gerçek yurttaşı yaratmamız gerek. Bunu, İzmit Körfezi Köprüsünden ,tarife için bekleyilen yurttaşlar yaptı.

Yorumu oyla      2      3  
Ayşe Alpsü Tosuner 27 Ocak 2022 Perşembe 13:03

Tabii ki şirketlerin devleti olmuş. Prof. Okandan hocanın kitabını gönderseniz de nasıl olsa anlamazlar. Okuma zahmetine bile katlanmazlar. Hiç utanmazlar.

Yorumu oyla      2      3  
Adil ve eşit hizmet hakkı 27 Ocak 2022 Perşembe 12:46

İzmir BB meclisi toplu ulaşımda İzmir çevre ilçe ( 19 ilçe ) belediye otobüslerinde de uygulanan 90 dk. aktarma hakkını 10.02.2016 tarihinde iptal etti ve bu uygulama halen devam etmektedir. İzmir merkez ilçelerdeki ( 11 ilçe ) toplu taşıma araçlarında ( metro, otobüs, vapur, tramvay ) 120 dk. aktarma hakkı var. İzmir çevre ilçe belediye otobüslerinde 120 dk. aktarma hakkı yok. İzmir BB nln bir sonraki adımı , İzmir çevre ilçelerindeki belediye otobüslerini ( ESHOT ) tamamen hizmetten çekerek ( 2019 Aralık ayında Seferihisar ilçesinde başlatıldı ) İZTAŞIT ( özel halk otobüsü ) uygulamasında ısrar ederse çevre ilçe toplu ulaşımını özelleştirecek . Yani İzmir çevre ilçelerine belediye otobüsü dahi yok. Belediye otobüsü yoksa , İZTAŞIT ta ( özel halk otobüsü ) 120 dk. aktarma hakkı da olmaz. İzmir BB nin toplu ulaşımdaki hizmet anlayışı , İzmir merkez ilçelerinde belediyenin tüm kaynakları kullanılarak ( metro, otobüs, vapur, tramvay ile ) kamu hizmeti verilecek , İzmir çevre ilçelerinde toplu ulaşım İZTAŞIT ( özel halk otobüsü ) uygulaması ile özelleştirilecek . İzmir BB nin toplu ulaşımdaki bu uygulaması ne kadar adil ? CHP Genel Merkezinin İzmir toplu ulaşımındaki bu haksız uygulamadan haberi yok mu ? İzmir BB ‘nin toplu ulaşımda adil ve eşit hizmet vermesi için ; çevre ilçe belediye otobüslerinde de İZBAN daki gibi uygulama neden yapılmaz ?

Yorumu oyla      2      3  
Şakir Kaleli 27 Ocak 2022 Perşembe 11:49

Çok teşekkürler sayin Anadol. Sorunuzu yanitlıyorum. Bu devlet beşli çetenin devleti. Saygılar.

Yorumu oyla      2      3  
Nevzat özkılıç 27 Ocak 2022 Perşembe 11:46

Tek kelimeyle harika bir yazıyı kaleme alan sayın vekilim Kemal beyi Candan kutluyorum.

Yorumu oyla      2      3  
Tayfun Orçun 27 Ocak 2022 Perşembe 10:38

Sayın Kemal Anadol yine sorunların kaynağını en güzel şekilde açıklıyor çözümü gösteriyor emeğine sağlık

Yorumu oyla      2      3  
Kemal Sağ 27 Ocak 2022 Perşembe 10:26

Elinize ve aklınıza sağlık, çok teşekkürler üstadım.

Yorumu oyla      2      3  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Bu saatte 'vicdan ittifakı' olur mu?
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
İzmir kimin ya da neyin kalesi?
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Erkek dediğin öldürür
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
Foça, Tire, Çeşme ve Dikili de MHP diyecektir
Kemal ARI
Kemal ARI
Oyumuz, onurumuz ve özgürlüğümüzdür...
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Tunç Soyer yeni bir yola çıktı
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Diktatör
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
Sağduyu marifeti ile seçebilmek…
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Son hafta
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
Sosyalistler pes etmeyin!
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva