Ölümün kıyısından dönmüştü…

Gözyaşları arasında…

Yutkunarak…

Konuşmaya gayret ediyordu…

Cümleleri kesik kesikti…

Başına gelenleri anlatırken bile…

Hala dehşeti yaşayan görüntüsü ile…

Deneyimli polisleri bile kahretmişti…

“Korktuğum için şikayet edemedim…” diyerek başladı…

Hem ağladı, hem de anlattı:

“Beni vurduktan sonra babamı arayıp, (Kızını öldürdüm, git cenazesini kaldır…) dedi… Bir kurşun hâlâ bacağımda… Doktorlar söyledi, onu çıkarmayacaklarmış... Dilinden tehdit düşmüyordu… Hep (Benden ayrılmaya kalkarsan seni sakat bırakırım…) deyip durdu… Öldüremediği için benden vazgeçmiyor… Ama dediğini yaptı, sakat bıraktı... Biliyorum, öldürmeden vazgeçmeyecek…)

Bir TV dizisinin senaryosundan değil bu sözler…

Hayatın içinden…

Tamamı gerçek…

Ne yazık ki, kadın cinayetlerinin önü alınamıyor…

***

Bir erkek, hayatını paylaştığı kadına nasıl kıyar?

Tanrı’nın verdiği canı…

Sözüm ona…

“O’nu deli gibi seviyordum!” dediği kadından nasıl almaya kalkar?

Bu sorunun “harbi” cevabı yok!

Ama…

Ne yazık ki…

Erkek milletinin giderek “hayat karartan” lanet bir skoru var!

Mahkemelerde sayısız örneği var…

Her biri birbirinden acıklı…

Ardı arkası kesilmeyen…

“Kadına Şiddet olaylarının sadece “bize özel” absürt sonucu:

“Erkeklerin aşırı sevgisi(!) bu ülkede kadınların ölmesine neden oluyor!”

***

Aşağıdaki rakam kesindir…

20 yıldır doruklardadır…

Ve ne yazık ki…

Erkeklerin kanlı aşkı(!) bu ülkede her gün…

Ortalama üç kadını hayattan kopartıp, götürüyor!

Yaralananlar, sakat kalanlar, hayatı kararanlar…

Saymakla bitecek gibi değil!

***

Bu yazının “kapak” fotoğrafı…

Ne yazık ki…

Giderek “daha fazla görmeye başladığımız” bir son görevin…

Dünyayı şaşırtan “ağlatan” karesidir!

Ve erkek milletine…

“Çekilin aradan…” dercesine…

Kadınların omuzladığı bir tabutun hayata “veda” seremonisidir!

Ne yazık ki…

Ektiğimizi biçiyoruz…

***

Türkiye’ye özel…

Son 20 yılın “kadın cinayeti” tablosunun benzerini…

Üçüncü dünya ülkeleri arasında bile bulamayız…

***

Sıkı durun!

Bu ülkenin son 20 yılının yüz kızartan rakamıdır!

Tanıdığı erkeğin elinde can veren “8 bin” kadın…

Üstelik…

Bildiği, tanıdığı hatta bi’vakitler sevdiği adamın…

Canavar ruhu ortaya çıkınca…

Son nefesini oracıkta veriveren kadınların sayısıdır…

O “sekiz bin” rakamı…

Dehşet vericidir!

Elini sevdiği kadının kanıyla yıkayan adamın…

Mahkemede…

“O’nu çılgınlar gibi seviyordum!” demesi…

İnandırıcı olamaz…

Evinizdeki kedicik hastalanıyor…

Veteriner o sevgi yumağını kurtarsın diye dua ediyoruz…

Bi’kez daha düşünün…

Bir erkek…

“Canımdan çok seviyordum…” dediği kadının canını…

Nasıl o bedenden söker alır?

Korkarım ki...

Ömürler bitse de...

Bu acılar bitmeyecek sanki...

***

Canavarlaşmak korkunç bir bi’şey…

Ama…

Canavar olmaya namzet kişiyi…

Hayat arkadaşı olarak seçmek daha korkunç…

***

Aslında…

Beklenmedik bir anda gelen kötülük…

Kaldı ki…

Biz O’na “musibet” diyoruz…

Uygulaması kolaylaştırılmış…

Şeytani bir planın parçası oluyor…

Mesela…

“Akıllı Telefon”…

İnsanoğlu’nun “aklını başından alan” bir icattır…

Kocasının akıllı telefonunu kurcalayan kadın…

Hayat arkadaşının başka kadınlarla…

“Muhabbetiniz bol olsun…” fotoğraflarıyla karşılaşabiliyor…

Aynı şekilde…

İşyerindeki bir erkekten…

Evli kadının cep telefonuna gelen…

“Öptüm seni..” gibi, iki kelimelik cümle bile…

Babasından kadın dövmeyi “hak olarak” görmüş…

Şehirli beyin…

O mesaj yüzünden bunca yıllık hayat arkadaşının…

Kolunu, kafasını kırmasını…

“Hayatın içinden doğal bi’şi” olarak kabul etmesi…

Evdeki erkek çocuğunun belleğinde…

Nasıl bir yer buluyor, dersiniz?

***

Ege’de SonSöz’ün…

İstikbal vaat eden gazetecilerinden Diren Çelik’e…

Bu konudaki “Genç Bakış”ını sordum…

Yorumu şahane, paylaşayım sizinle:

“Günümüzde kadına, ister evde ister dışarıda olsun sistematik şiddet uygulanıyor… Şiddetin temelinde cinsiyetler arası eşitsizlik yatıyor… O şiddetin ardında erkek egemen zihniyetin gücünü gösterme isteği, öfke patlamaları yatıyor… Bazı erkekler, hastalıklı ve saplantılı davranışlarla sevmeyi, sahip olmak zannediyor... Kadına uygulanan şiddetin giderek artmasının altında ise cezasızlık politikası, özendirici ve erkek egemen bir medya dilinin kullanılması gibi etkenler yatıyor…”

***

Bitiriyoruz…

Cep telefonlarının amacına uygun kullanılması…

Toplumsal olarak…

En büyük dileğimiz…

Bu yazının fotoğrafına dikkatle bakın…

Ne görüyoruz?

Sadece “kadınların omuzladığı” bir tabut…

Yer; Dikili…

16 yıllık eşinden kaçıp, kurtulmak isteyen…

Bir genç kadının…

Dört bıçak darbesiyle sönen hayatı taşınıyor omuzlarda…

Omuz verenler ise…

Sadece kadınlar!

Yetmez mi bu kadar utanç, a dostlar?

Nokta…

Sonsöz: “Erkeklik kadına vurmakla değil, O’nu korumakla gösterilir… / Anonim…”