İhsan Özbelge ÖZDURAN
Atansiyon… Reputasyon
25 Kasım 2021 Perşembe

Kış iyiden iyiye bastırdı… Kasım ayının son günleri …
Hava puslu… Sert rüzgarlar esiyor…
Yaşadığımız onca sıkıntının peşine takıp getirdikleri ve önüne alıp götürdükleri ile…
Memleketimizin tansiyonu bir hayli yüksek…
Tansiyon yüksekliğinin insan vücudunun her bir organına yaptığı…
Ve bütün yetileri sekteye uğratan, o bildiğimiz olumsuz tesirleri ile …
Memleketimize hayatiyet veren, devletin tüm organlarına verdiği zararları da yaşayarak öğreniyoruz.
“Gittikçe dikleşiyor hayat yokuşu…” diyen eski bir şarkının sözlerindeki gibi…
Gittikçe dikleşen hayat yokuşunu tırmanmaya zorlanıyor, zorlandıkça nefessiz kalıyoruz
Acilen… Bol güneşli aydınlık havalara ve bol oksijene ihtiyacımız var.
***
İlle de itibar derlerdi de eskiler… Başka bir şey demezlerdi…
Yani, hayat düsturu niteliğinde mütalaa ettikleri ‘saygınlık’
Ya da günümüzün plaza dili ile reputasyon …
Hangi terminolojide kullanılırsa kullanılsın…
Tansiyonu düşük tutan, nefes aldıran kıymetli bir kavramdır ‘itibar yönetimi’
Memleketteki gergin siyasi tablonun yarattığı yükselen tansiyon ile…
Türk parasının, yabancı para karşısında hızla itibar kaybettiği devalüasyon…
Sebebi hiçbir kelimenin arkasında saklanmayacak kadar sarih olan hayat pahalılığı…
Ve halkımızın belini büken geçim sıkıntısı, yaşama sevincini yok eden sonuç: Enflasyon.
Oysa ki…
“İstiklalin tamamiyeti ekonomik bağımsızlıkla mümkündür” diyen M.Kemâl Atatürk
Ve… 1930 yılında çıkarılan 1567 sayılı ‘Türk parasının kıymetini  koruma kanunu’ olarak bildiğimiz …
Kıymeti büyük bir kanun…
Halk arasındaki bilinirliği ile: Türk parası; ayaklar altına atılmaz, tahrip edilemez, buruşturulamaz, yakılamaz, kıyısından köşesinden koparılamaz yani fiziksel olarak eksiltilemez diye ezber edilirken…
Devlet işleyişinde ise: Bağımsız bir ulusal ekonominin, sanayiileşmenin, yerli üretimin…
İthalatı azaltmanın ve de  ihracatı artırmanın önemine  işaret ediyordu…
Bu gün geldiğimiz noktada ise… Hiçbir surette koruyamadığımız Türk lirasının itibarı…
Ülkenin tansiyonu yükseldikçe, paramızın gün be gün yaşadığı büyük güç kaybı ile...
Yaşadığımız… Son kırk yılın en büyük ekonomik buhranı…
Kapıda soğuk kış günleri… Ve gittikçe dikleşen hayat yokuşu.
***
Kasım’ın son günleri… Bir 24 Kasım Öğretmenler Günü daha geride kaldı…
Hiç değişmedi… Yine aynı minval üzere…
Günün anlam ve önemini belirten sosyal medya hesaplarından paylaşımlar yapıldı, yazıldı, çizildi, anlatıldı…
Geleceğimize yön veren öğretmenlerimizin günü kutlandı.
Cumhuriyet’in yapı taşlarından olan harf devriminin hemen arkasından başlatılan eğitim seferberliğinin önemine binaen…
Atamızın, millet mektepleri başöğretmenliği sıfatını kabul etmiş olduğu 24 Kasım tarihi…
Ve eğitim sistemimizin bu günkü durumu…
Köylerin, mahallelerin okulsuz ve öğretmensiz, ışıksız kaldığı taşımalı eğitim sistemi ile…
Yüz yüze kaldığımız eğitim sistemsizliği ile yaşanmakta olan…
Yarı aydınlık, yarı karanlık… Alacakaranlık durumu…
Kayıt altına alınan rakamlara göre…
Ülkemizde öğretmen açığı sayısı ile atanamayan öğretmen sayısının düşündürücü boyutları ile…
Yakın bir gelecekte atanamayan öğretmen sayısının bir milyona ulaşacağı gerçeği… 
Ve… Her yıl, diplomalı işsizler ordusuna katılan…
Ya da başka bir meslekle hayatlarını idame ettirmeye çalışan binlerce öğretmen…
Yine bir öğretmenler günü seneyi devriyesinde… 
Bu milletin eğitim neferlerine verilen değeri, başöğretmenimiz Atamızın şu sözlerinde bulmak mümkün…
“Bir topluluk ulus olabilmek için mutlaka eğiticilere, öğretmenlere muhtaçtır. Onlardır ki, toplumu gerçek ulus haline getirirler…”
Geçmişten günümüze… Ulusumuza ışık olmuş tüm öğretmenlerimize minnet ve saygı ile.
***
Bugün 25 Kasım…
Birleşmiş Milletler tarafından 1999 yılında ilan edilen …
Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele günü… 
Yine… Sadece yazılı metinlerde kalan…
Sosyal medya hesaplarından yapılagelen sanal paylaşımlarla…
Dillere pelesenk olmuş söylemlerle altı çizilmekte olan kadına şiddet konusu…
Ve sadece İstanbul Sözleşmesinden çekildiğimiz geçtiğimiz yılın Mart ayından bu yana
En temel insani hak olan yaşama hakkı elinden alınarak ,hayattan koparılan 200 kadın…
Ve…
“Kadın bizde en kutsal varlıktır”“Kadına şiddet insanlık suçudur” söylemleri gibi …
Günün anlam ve önemine binen söylenmiş olan ve hiçbir anlam ifade etmeyen bütün muğlak ifadeler şöyle dursun…
Bundan böyle… Geleceğe dair kurulacak olan tüm umut  cümleleri…
Ancak, kadını incitilmemiş bir toplumda, toplumsal uygarlığa ulaşabileceğimiz bilinci ile kurulmuş olsun…
***
Takvimler 26 Kasım’ı gösterdiğinde ise… Zeytin hasat mevsimi kapsamında…
Uluslararası Zeytin Konseyi (IOC) girişimleri ile ve Unesco’nun aldığı kararla…
Somut olmayan kültürel miras listesine eklenen kutsal zeytin ağacı…
Ve 2019 yılından bu yana, 26 Kasım tarihinin Dünya Zeytin Ağacı Günü olarak kutlanması kararı…
Ve bu konuda yapılacak eylemler ve söylemler düşecek yine gündeme…
Zeytin… Antik çağlardan bu yana; tüm kültürlerde sağlığın, barışın, umudun, aydınlığın ve geleceğin simgesi olmuş…
Tüm semavi dinlerde kutsal kabul edilen, bilge ağaç.
Ulu önderimizin talimatlarıyla hazırlanarak,1939 yılından bu yana yürürlükte olan…
Defaatle değiştirilmeye çalışılan ‘zeytin yasası…’
Bir tarafta…
‘Zeytinime dokunma’ diyerek haykıran zeytin üreticisinin yüreğine saplanan hançer…
Rant hesaplarına kurban edilerek kesilen binlerce zeytin ağacı…
Azalan ağaç sayısı… İklim krizi ile düşen ağaç verimi ve artan maliyet hesapları…
Bir diğer tarafta…
Ulusal Zeytin Zeytinyağ Konseyi’nin (UZZK ) yaptığı bu yıla ait rekolte tespit çalışmalarının açıklanan sonuçları ile…
Zeytin üretimimizin yüzde otuz iki oranında artacağı yönündeki bakanlık açıklamaları…
Ve… Altın sıvı dediğimiz zeytinyağ ile ilgili dış ticaret hedefleri…
Ne diyelim… Şaşkınlıklarımızın önüne geçen idrakimiz ile…
Bilge zeytin ağacının sabrı ve dayanıklılığı ile farkındalıklarımız artsın.
***
“Hava soğudu, Kasım’ın son günleri / Kar yağacak , bembeyaz olacak unutulmuşluğum…”  diyor ya bir şiirinde Edip Cansever…
Tohum toprağın derinlerinde…
Elbet güneş açacak… Umutların üzerine yağan karlar elbette ki eriyecek…
Toprağın derinlerinde köklenen tohum, hiç şüphesiz ki yeniden yeşerecek.
Tüm doğruların ışığı olan o kadim öğretileri yeniden ezber ederek…
İncinen, incitilen, örselenen tüm kutsal bildiklerimize yapacağımız iade-i itibar ile…
Unutulmuşluklarımızı unuttuğumuz , aydınlık zamanlara erişmek dileği ile.

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 12 yorum var, 10 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Hülya sırt 29 Kasım 2021 Pazartesi 12:15

Emeğine ve yureğine sağlık İhsan hanım yazılarini önemsiyerek takip ediyorum.

Yorumu oyla      3      3  
Mürvet Sungur 26 Kasım 2021 Cuma 11:42

Emeğinize ve yüreğinize sağlık

Yorumu oyla      3      3  
Fidan Cabar 26 Kasım 2021 Cuma 08:47

Olanla olması gerekeni ne güzel yazmışsın Güzel günler görelim hep beraber ellerine sağlık

Yorumu oyla      3      3  
Enver Olgunsoy 25 Kasım 2021 Perşembe 22:18

Sn.yazar ulkemde dikleşen hayat yollarinin taşlarini sizin reputasyon gibi caf cafli laflarin arasina sarip sarmaldiginiz itibar meselesi dosemedi mi ki bizim tekrar gozumuze sokuyorsunuz..Itibardan tasarruf olmaz diye diye bu gunlere gelmedik mi..Lutfen tekrar hatirlatip hayati bize zehretmeyiniz efendim..

Yorumu oyla      3      3  
Nigar yerebasmaz 25 Kasım 2021 Perşembe 22:04

Düşünüyorsunuz ve düşünmeye sevk ediyorsunuz İhsan hanım kaleminize düşüncenize sağlık .Yazılarınızı ilgi ile takip ediyorum

Yorumu oyla      3      3  
Leman Akkan 25 Kasım 2021 Perşembe 16:59

İhsanım mükemmel olan bir yazını daha soluksuz okudum. İncitilmişve unutturulmuş bütün kutsal değerlerimizin iade-i itibar göreceği günlerin çok yaklaşmış olduğunu umarak ve hayal ederek gerçekleşmesini beklemekten başka çare yokmuş gibi görünüyor. Sevgi ve selamlarımla……

Yorumu oyla      3      3  
Gülay Gültek 25 Kasım 2021 Perşembe 14:41

Bilimden uzaklaştıkça itibarsızlaştırılan durumları,krizleri,sert geçen günleri kaleme alarak farkındalık sağlayan, iade-i itibar için umutvar olmamızı hatırlatan,dileyen kalemine,kalbine sağlık İhsancım.

Yorumu oyla      3      3  
Aiyşe Solak 25 Kasım 2021 Perşembe 14:25

Güzel. arkadaşım duğru söze ne denir....kutluyorum seni...

Yorumu oyla      3      3  
Simin Mert 25 Kasım 2021 Perşembe 11:46

Kalemine yüreğine sağlık İhsan''cım. Acıtan tüm yaralarımıza değinmişsin yazında. Güzel günlere olan umudumuz solmasın.

Yorumu oyla      3      3  
Sezin Atay 25 Kasım 2021 Perşembe 10:52

Aklımdan ve kalbimden geçenleri kaleme almışsınız Sağ olun var olun elinize emeğinize sağlık İhsan Hanımcım

Yorumu oyla      3      3  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Türk kimliğine husumet beslemek
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
İmamoğlu’nun el uzattığı Somalı köylüler
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Erken seçim hangisine yarar?
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Mahfi Eğilmez’den Yeni Ekonomi ve Çevre
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
Endüstriyel futbol öğütüp yutuyor!
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Bugün hepimiz çocuk olalım!
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Görgüsüz açlık ve ikiyüzlü siyaset!
Fatih YAPAR
Fatih YAPAR
Gömleğin ilk düğmesini yanlış iliklemek!
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Çok başarılı bir STK örneği: EÇEV
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
Bizim Yahudiler neden susuyor?
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva