Türkçe’de güzel bir söz var:

“Gelin güvey olmak”…

Yani, ortada ne “gelin” var ne “güvey”, ama kendi kendine “gelin-güvey” oluyor…

Şimdiki durum da aynen bu sözdeki gibi…

***

ABD küstahlıklarına bir yenisini daha ekledi…

Buna karşılık bizim cepheden tepkiler başladı…

Ne gibi?

“Başta tabii olarak şiddetle kınama, asla kabul etmeme, ret etme” gibi…

Kime söylüyoruz?

Kendi kendimize…

İktidarın bir fikri var mı?

Yok…

Ya muhalefetin?

Onun da yok…

Önce birkaç yanlışı dile getirelim…

***

Yıllardır pek çok ülke meclisleri bu “sözde soykırım” yalanını ve iftirasını kabul ediyor…

Bizim ise “protesto”dan başka tepkimiz olmuyor…

Bazı ülkelerde yine bu konu ile ilgili “anıtlar” açılıyor…

Aynı tutum…  Yani kuru protesto…

Son yıllarda yanlışlar daha da büyük boyutlar kazandı…

Bursa’da yapılan bir maçta, Azerbaycan bayrakları yerlerde sürüklendi, maça alınmadı…

Konu ile ilgili yerli yersiz açıklamalar yapıldı…

Askerimizin başına çuval geçirildiğinde, “Nota verilecek mi?” sorusuna, “Ne notası, müzik notası mı?” dendi…

Bütün bunlar yakın geçmiş kayıtlarında mevcuttur…

Pekiyi, ABD’nin anladığı dilden konuşamaz mıyız?

Elbette konuşuruz…

İsmet Paşa ABD’nin çirkin mektubuna karşılık, “Yeni bir dünya kurulur ve Türkiye o dünada yerini alır!” dediği zaman, ABD dilini yutmuştu…

Demirel, uçaktayken verdiği talimatla ABD’nin üsleri kapatılmıştı…

***

Biraz daha gerilere gidelim…

Atatürk, BM’ye katılmak için baş vurmadı; onlar davet etti…

Hatay’ı savaşsız aldık…

Lozan’ı, Montrö’yu biz kazandık…

Kıbrıs’a, soydaşlarımız için her şeyi göze alarak biz çıkarma yaptık…

Haşhaş yasaklamasını biz kaldırdık…

“1 Mart Tezkeresi”ni biz reddettik…

O halde…

Cevap eylemli olmalıdır…

Muhalefet de sıradan tepkiler yerine çözüm odaklı söylemler üretmelidir…

Yoksa, muhalefeti ve iktidarı ile “gelin - güvey” olunarak bir yere varılmaz!

***

Yaptıklarımızdan bir bölümünü yukarda yazdım…

Tekrar yapamaz mıyız?

Elbette yaparız…

Ancak…

Türkiye bir “küheylan”dır…

Yani “yarış atı”dır…

Ancak…

Binicisine göre yarış kazanır…