Manzara vahim!

İzmir’in kalbi Konak’ta 24 saat yaşayan Fevzipaşa Bulvarı…

Her gün…

En az 1 milyon İzmirli’nin olmazsa olmaz güzergahı…

Gün bitiyor…

Gece lacivert bir kadife gibi İzmir’in şahdamarının üstüne çöküyor…

Hayatın…

Tüm canlılığı ile sürdüğünü kanıtlayan sokak araları bile…

İşportacı cenneti…

Yasaklar nedeniyle…

Paket servisi yapmayan lokanta kapalı ama…

Kaldırımlar…

Korona’ya inat…

Şıngır mıngır, maşallah…

Ne ararsan var…

Adam getirmiş el arabasını, altında bir tüp…

Bağırıyor:

“Ha’di pilav üstü nohut; sıcak sıcak…”

Arkadaşın maskesi boynunda…

Tabak tabak nohut pilavı iyi edenlerde maske de yok!

Saat; gecenin 10.30’u…

Pandemi yüzünden kapalı lokantanın önünde…

Açıkta nohut-pilav partisi…

***

Farklı ama canlı bir kare daha…

Ağzında sigara, elinde termos…

Bi’başka arkadaş plastik bardakta çay satıyor…

Ne maske var, ne eldiven…

Devlet Baba kahvehane kapatıyor…

İki adım ötede…

Seyyar satıcı “nasıl yapıldığını bilmediğin” çayı satıyor!

***

Az ötede turşucu var…

Cirosunda gözümüz yok ama…

Önünde neredeyse minik bir kuyruk var…

Turşu’yu tadıp, içini serinletmeden Fevzipaşa’dan geçilir mi?

Gel Korona, gel…

***

Acıkanlar için…

Başka bir arkadaşın tepsisinde…

İzmir’in meşhur kumrusu var…

Kaldı ki…

O satıcı da maskesiz ve eldivensiz…

Tam Korona’nın arayıp da bulamadığı manzaralar…

***

Sözüm…

Çayı, gazozu, kumruyu, nohut pilavı satana değil…

Herkes evine para götürmek zorunda…

İyi de…

Lokantayı kapatıyorsun ama…

Karşısında ekmek içi döner satan seyyara göz ucuyla bile bakmıyorsun!

Sokağın tozu-kiri o yarım ekmeğin içinde…

Kahvehane kapalı olduğu için…

Çay suyunu nereden aldığını bilmediğimiz bir çocuk…

Konak’ın kalbinde çay satıyor…

Kenti yönetenlerin vicdanı ne diyor, diye…

İnsan merak ediyor doğrusu…

***

Önlem alınacaksa…

Ve dahi…

Top yekün bir önlemden söz ediyorsak…

Kontrol 7/24 olmak zorunda…

Bunu yapmazsak…

Bittik, demektir!

***

Madem denetleme “sıfır altı sıfır” vaziyetlerinde…

Böyle giderse…

Lokantacı esnafı, tutar bir - iki arabalı genç…

Gündüz dükkanda pişirdiği pilav üstü nohutu…

Aslanlar gibi kentin çeşitli köşelerinde açık havada bi’güzel sattırır…

Belki de…

Her zamankinden daha kocaman ciro yapar…

Tövbe, bi’daha dükkanı bile açmaz…

***

Peki, kaldırımda Korona’yı hiçe sayarak…

Onu bunu satan seyyara bi’sözümüz yok mu?

Yok!

Çünkü…

Adı üstünde…

O bir işporta düzeninin dar gelirli acıklı kahramanı…

Kimbilir kaç çocuklu eve ekmek götürecek?

Böyle durumdaki bir arkadaşa…

Devlet Baba olarak ancak iş bulabilirsin…

O da…

Milyonlarca işsizin olduğu bu ülkede hiç kolay değil…

***

Hedefi hep unutuyoruz…

Bataklığı kurutmaz isen…

Nasıl kurtulacaksın sivrisinekten?

***

Bu kadim şehirde yaşayan herkes birbirine soruyor:

“Korona, İzmir’de nasıl böyle aniden patladı?”

Oysa, Vali Köşgör…

Bir hafta önce vatandaşı bilgilendirdi:

“Elimde rakamlar var…  İzmir'de her gün 7-8 kişi vefat ediyor!”

Vali Bey, ayrıca…

İki gün önce de şöyle demişti:

“Deprem tetikledi… Mecbur olmayan sokağa çıkmasın, toplu ulaşım araçlarını kullanmasın…”

İzmir’in Valisi, haklı olabilir…

Ancak…

Mesele, “haklı olmak” ile bitmiyor…

Mesele, tavsiyelerin ve uyarıların…

Adeta…

“Azrail’e davetiye çıkarırcasına” kulak arkası edilmesi…

Bunu yaptığımız sürece…

Korona Belası, arkamızdan ellerini ovuşturur!

***

SonSöz TV’nin canlı yayınında…

İzlenme rekoru kıran…

Türkiye Lokantacılar ve Pastacılar Federasyonu Başkanı Aykut Yenice…

Meslektaşım Muhittin Akbel’e…

Fevzipaşa Bulvarı’nın…

Şoke eden görüntülerini peş peşe sergileyip…

Kentin yerleşik esnafının nasıl travma yaşadığını anlatırken…

İzmir’i ağlatan gelişmelerin…

Acıklı yol haritasını da gözler önüne seriyordu…

***

Bitiriyoruz…

Bu yazının fotoğrafını kullanırken, baktım…

Yazı Müdürümüz Ender Aldanmaz çakmıştı bile efsane başlığı:

“Pilav üstü Korona!”

Sizce neden?

İzmir’i ağlatan hayati bir konuya dikkat çekmek için…

Ve ne yazık ki…

Hepsinden acıklısı…

Daha ne kadar ağlayacağız?

O’nu bile tahmin edemiyoruz…

Nokta…

Sonsöz: “Yeni yıl hediyesi Koronavirüs aşısı olabilir! / Uğur Şahin – BioNTech CEO’su… (Bundan güzel haber olabilir mi?)”