Bir okurum soruyor, “Zina neden suç değil de İstanbul Sözleşmesi muzır?”

Bu soruyu her Mümin Ramazan olsun, olmasın sormalı. Oğuzhan Asiltürk de sormalı, nice tarikat ve cemaatte..

İlahiyat Fakülteleri de Diyanetde..

Saadet Partili de sormalı, MHP’ye ve Ülkücü mücadeleye gönül vermiş kişilerde..

Zina ne zaman suç olmaktan çıktı, daha doğrusu çıkarıldı, bilen var mı?

Akşam yediğini sabah unutanlara bu soruyu sormanın yersiz olduğunun farkındayım.

Başörtüsü ile ülke maddi ve manevi değerleri ile haraç mezat el değiştirirken nice kız çocuğu ve ailesi mağdur edildi.

Mağdur edenler ile kimi mağdurların erkekleri sanki zulümde anlaşmış gibilerdi.

Kimse sorunu çözmek istemedi.. Bazı sahte girişimler hariç!

Refah-Yol Koalisyon Hükümeti döneminde Tansu Çiller çözmeye dönük hazırlıklarını grup toplantısında gündeme getirmişti ki zaten ne olduysa o konuşmadan sonra oldu.

Erbakan Hoca’nın “Oraya… Buraya… Hatta şuraya da cami yapacağız” çığlıkları ile başlayan kaos,28 Şubat Milli Güvenlik Toplantısı ile pik yaptı.

Rahmetli Erbakan, oyuna mı geldiSultanVahdettin gibi…

Yoksa yaşlı bir liderin siyaset alemiyle vedalaşması mıydı, bu olay çok geçmez o günlerin tanıkları tarafından tarihteki yerine taşınır.

Bugünlük konumuz ise zina neden suç olmaktan çıkarıldı…

Neden bu kadar cemaat ve tarikat zinayı gündeme getirmedi de kimsenin okumadığı İstanbul Sözleşmesi “istemezükler” listesine alındı?

Bilenlerin sustuğu bir dönemde haddimi aşmak istemem:

Kur’an’da dolaylı bir emir olan “Aranızdaki bekarları evlendirin…” ayeti dışında evlenin veya evlendirin diye bir ayet yoktur. Dikkat buyurun efendim!

Ama konu boşanmaya gelince hem başlı başına “Talak – Boşanma Suresi” var hem de farklı ayetlere serpiştirilmiş hükümler var.

Evli kadını koca şiddetinden koruyan en önemli ayetler de Talak Suresi’nde.

Biz Katolik mi olduk, boşanmaya karşıyız?

Ne zaman Katolik olduk, neden olduk, bilen var mı?

Çağımızda Katolikler bile boşanmaya cevaz verirken biz Müminler, tabii kaldıysa, boşanan veya boşanmak isteyen kadını neden şiddetten koruyamıyoruz?

İstanbul Sözleşmesi, Ak Parti’nin 20 yıllık iktidarının uluslararası tek yüz akıydı. O da sözleşmeyi okumayan cahillerin talebiyle kaldırılma aşamasına geldi.

Ak Parti çaresiz! Hükümetten beslenen şeyhler, efendiler,mollalar,abiler, üstatlar…ın talebi ve baskısı ile çevrelerine “Hükümeti destekliyoruz ama bu arada çok da hayırlı işler yapıyoruz” diyebilecekleri bir taviz kopardılar.

Ceza Kanunu’ndanzina suç olmaktan çıkarılalı (2006) yıllar oldu. Lakin bizim ulemadan ve meşayihten hala ses yok!

Şunu bilmekte yarar var: Ayasofya’yı açmak yetmez, Kabe’yi İstanbul’a da taşısak Ak Parti’nin seçmen nazarındaki değeri her geçen gün düşüyor.

“Aile yapımıza zarar veriyor!” nidaları atanlar, İstanbul Sözleşmesi’nden bir maddeyi örnek gösteremediler.

Ama Kur’an’da, hadislerde ve fıkıhta zinanın hükümleri konusunda ciltler dolusu kitap yazanlar, nedense Türk Ceza Kanunu’ndan zinanın suç olmaktan çıkarılması konusunda hala suskunlar.

Pazarcı esnaf maişet derdinde, onları anlayabilirim.

Lakin emeklisi ve görevi başında 100’a aşkın İlahiyat Fakültesi hocası ve on binlerce Diyanet görevlisi de hala suskun! Gayr-ı resmi ulema da!

Cemaatler, tarikatlar, üstatlar,mollalar,meleler… dillerini yutmuş gibiler...

Şimdi biz ne yapıyoruz, Ramazan’ı mı eda ediyoruz?

Bırakın Allah aşkına!