Kimi anılarım... canlandı !

Prof. Dr. Alp Yücel Kaya’nın yönetiminde İzmir Büyükşehir Belediyesi Akdeniz Akademi’sinin yayınlarından, ‘Zeytinin Akdeniz’deki Yolculuğu’ adlı 2015 yılı konferans bildirilerini okurken...

Bildiriler çok değerli bilgilerle dolu... Bunlardan bazıları ;

Romalı Yazar Pilinius, ‘içsel olarak şarap, dışsal olarak da zeytinyağı ; her ikisi de ağaçlardan elde ediliyor ama, zeytinyağının yeri bambaşka’ diyor...

Şarap severler ne derler, bilmem ama !

Girit Akdeniz Araştırmaları Enstitü’sünden Prof.Dr. Chiristof Hadzzossıf...

Zeytin ağacı ilk kez Akdeniz’in iki farklı bölgesinde, yani yakındoğu ve Kuzey Afrika’da, son buzul çağından sonra ortaya çıkmıştır diyor...

Tüm ispanyollar yemeklerinde zeytinyağı kullanırlar. Ancak düşük gelir grubundakiler de hilelere çok maruz kalırlar. 1981’de hileli yağdan 359 kişi öldü, 20.000 kişi hastalandı... diyor !

**

Hileli yağ deyince,

Hakim A.Vedat Altuna’yı andım...

O zamanlarda Konak’ta şimdiki Kaymakamlık binasının yerinde Adliye Binası vardı. 1965’lerden sonraydı sanırım, Orada Hakimlik stajı yapıyordum.

Vedat Bey’de Sorgu Hakimi idi...

Ve küçük odasında, büyük bir olayın sorgulamasını yapmıştı :

500 ton dolayında ve kamuoyunda ‘Zeytinyağı Skandalı’ adı takılan,

karışık yağ iddialı... Gomeller davasıydı !

**

Ege Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Cihan Özgün bildirisinde...

İzmir ve çevresinde zeytin yetiştirilmesine, tarihinin tespit edilemeyecek kadar önce başlanıldığını söylemiş ve çok sayıda zeytin çeşitlerini saymıştı ki, bazıları :

Sisam ve Girit Karazeytin, Edremit, Domates, Midilli, Memeli, Memecik, Tekir, Şakran, Devedişi, Azman gibi...

**

Zeytin çeşitlerini görünce de, Ceyhan Demir’i... anımsadım !

Ceyhan Bey, 1983-1984 yıllarında İzmir Belediye Başkanlığı yapmıştı. Avukattı. Tam emekli olunca zeytinciliğe başladı...

Yaşamını Atatürk Devrim ve Cumhuriyet değerlerine adamıştı. Bunun için Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’ne gelir desteği için, kitaplar da yazıyordu...

Bu kitaplarından birisi de ‘ İzmir’in Aşk Asansörü’ idi. Sayfamızda 3 Eylül 2017 tarihli “ Ulukışla’dan İzmir’e “ yazımızdaki gibi, zeytin çeşitlerini de tanıtıyordu...

Hele de, ‘aklı gözünde’ olanlar için Memecik zeytininin bir tarifi vardı ki,

Bir okuyan... bir daha okuyordu !

**

İstanbul Bilgi Üniversitesi'nden Prof. Dr. Suraiya Faroqhı bildirisinde...

Evliya Çelebi’nin yazdıklarından, tek bildiğimiz çeşit... Karaburun’dur diyordu.

Ayrıca Urla yakınlarındaki zeytinliklerden ve başkalarından da söz eder, diyordu...

Urla demişken...

Girit’li Profesörümüz bildirisinde devam ediyor : Urla yakınındaki Nohutalan Köyündeki Köstem Zeytinyağı Müzesinde, buhar gücüyle çalışan bir işleme tesisinin tamamı sergileniyor. Müzede, 1886 yılında Ödemiş’teki bir yağ değirmeni için üretilen benzer bir tesiste görülebilir diyor... Dünyanın en büyüğü... Köstem Müzesi !

Köstem deyince...

Doç. Dr. Levent Köstem akla geliyor tabii.

Altay Klübünün, Ümit Milli Takımının ve İzmir’in... Ünlü Doktoru.

Bir Bucalı ama... İzmir’in ve tüm ilçelerinin sorunlarına, yakından ilgili...

Hele de, Cumhuriyetimizin 50.yılı anısına Karşıyakalı’lar tarafından yaptırılan tarihi Anıtın... Zamanın Belediye Başkanınca, daha yüksek olsun için yıktırılmasına,

Gücünün olanca sertliği ile karşıydı.

En az bir Karşıyakalı kadar... duyarlı !

Zeytinin bize anımsattığı...

Üç değerli ve idealist İnsandı !

İyi Pazarlar...