Bildim bileli “yeni parti” söylemleri gündemimizden hiç düşmez.

Durum ne olursa olsun, mutlaka bir “yeni partici” çıkar, az çok gündemi işgal eder.

Bu güne kadar bu tarz oluşumlardan ancak çok azı sonuç alabilmiştir.

Demokrat Parti, Adalet Partisi, Anavatan Partisi ve AKP...

Diğerleri ya hiç siyasi hayatımız da yer alamamışlar veya en iyi ihtimalle muhalefet partisi olabildiler…

Niçin?

Çünkü:

Siyasal bir kural var:

“Bütün canlılar küçük doğar ve sonra büyür, bunun istisnası siyasi partilerdir. Onlar BÜYÜK DOĞMAK zorundalar”…

Demokrat Parti, Adalet Partisi, Anavatan Partisi ve AKP büyük doğdular ve iktidar oldular…

Bütün bunların yanı sıra:

Parti, toplumsal ihtiyaçtan doğar. Bunun için bir “siyasal boşluğun” da olması gerekir.

Uzun zamandır ortalarda Gül, Babacan ve Davutoğlu’nun isimleri bu minval üzere dolaşmakta.

Öncelikle bir hususun altını çizelim:

Gül, bu güne dek hiçbir konuda “risk” almamış bir siyasetçidir. Tabir uygun ise hep “hazıra” konmuştur… Konjonktür uygun olmuş ve geleceği yere gelmiştir ve hatta doğrusu getirilmiştir.

Diğer ikisinin de “kişisel” bir aksiyoner halleri olmamıştır.

Kaldı ki:

Ne zaman ve bilhassa muhalefet umulan yükselişi gösteremez, hep “iktidar cenahından bir yeni partinin” doğuşu sahaya pompalanır. Özetle ve ana başlıklar halinde bazı hususları sıralayalım:

Mevcut haliyle AKP’nin bilhassa yerel seçim sonrası kan kaybettiği inkarı mümkün olmayan bir gerçektir…

Ancak bu gerçek “yeni oluşum” için yeterli mi?

Hala yüksek oranla iktidarı elinde tutan bir hareketi insanlar terk ederler mi?

Babacan ve Davutoğlu böyle bir hareket için gerekli “misyona ve vizyona” sahipler mi? Ve mesela “karizmatik” yönleri var mı? Siyasetin çok önemli bir unsuru olan “hitabet yani eski deyimle belagat” açısından durumları nedir? Bunlara olumlu cevap vermek mümkün mü?

Ve en önemlisi 17 yıllık iktidarın çok önemli bir bölümünde görev ve sorumluluk almış bu kişilerin, yapılan tüm yanlışlarda ve bu güne gelinmesinin olumsuz şartlarında en önemli payları yok mu?

Gemi batarken terk edenlere ne derece itibar edilir veya edilebilir?

Ve bütün bunlara ilaveten yeni oluşum için isimleri geçenlerin mevcut AKP’nin dışında ne gibi yeni fikir ve düşünceleri var:

Mesela:

Cumhuriyet,

Atatürk,

Üniter Devlet,

Laiklik,

Ulus Devlet,

Milliyetçilik,

Bağımsız dış politika,

Ekonomi gibi…

17 yıldır bizi en çok rahatsız eden konularda ne düşündüklerini bilen var mı? Ve mesela AKP’den farklı düşündüklerini hiçbir zaman ve zemin de beyan etmişler mi?

Bu ve benzer pek çok konuda kişisel olarak olumlu düşünmediğimizi belirtmek isteriz.

Özetle ve beyan ettiğimiz açılardan “yeni parti”yi şanslı bulmadığımızı tarihe not düşmek açısından kayda değer buluyoruz…