Bir değişim söylemidir gidiyor…Değişim elbette gerekli de, liderliğini yapanlar, sanki 13 yıldır parti içi iktidarla, et-tırnak değillermiş gibi!

*CHP’nin demokratik geleneklerine rağmen, 2005’ den başlayıp giderek zirveleşen tüzük değişiklikleriyle… geleneklerin askıya alınmasına ses çıkarmayanların,

*Değişimcilerden Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın’ın dediği… Başka partilere özenerek, karar verici organların sıradanlaşmasına ses çıkarmayanların,

*Parti içi demokrasinin özü, önseçimi fiilen ortadan kaldırma sonucu doğuran ; önce ve yıllarca üst sıralara kendilerini yazan, kimi ‘duayen’! milletvekilleriyle halen de birlikte olanların,

*Partide yetkili ve etkili makam ve kurullarda oldukları halde, üyelerin seçimlik hak ve hukukunu savunduğu duyulmayanların,

Elbirliği… değişim için güvenli bir liman olabilir mi? ‘İnsanın geçmişi, şimdinin içinde yaşar.’ derler ya!

***

Kamuoyunun beklentileriyle uyumlu ve sürdürülebilir bir sonuç çıkar mı Kurultaydan? Ummak isteriz de…

Sürekli geçişgenlik ve sürprizlerle oyalanınca…Partide, şiddetle ihtiyaç duyulan değişimi ve yenileşmeyi sağlayıcı yönde güçlü bir ışık da yanmıyor henüz. İnsan yapısı değişmedikçe, düzen de değişmiyor. Bir ‘eski hamam eski tas’tır gidiyor…

Halkın beklentilerine de kulak veren, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, ya ağrısız sızısız değişime bir yol bulacak. Ya da, değişimin yolunu… Halk açacak!

Zaten bir yol bulmaya da odaklı Genel Başkan diyor ki, “Partiyi bilgili birikimli, iyi bir sosyal demokrata devredeceğim…” Bu sözlere karşı Özgür Özel “Yönetim devirleri saltanatta, Krallıkta, Padişahlıkta olur.” Diye tepki gösteriyor…

Doğru da, Genel Başkanın kastı o değil ki…

Saltanat sahibi değil, kral da, padişah da değil… O söz, vesayet gücüyle söylenmiş de değil. Dürüst bir insanca, iyi niyet ve kolay anlatım için söylenmiş çok bildik sözlerden biri. Ama, spekülasyonlara da açık olduğu görülen, sözlerden biri !

Genel Başkana, “devir alacak” kim? diye sorulduğunda… Bir adım daha ileriye gidiyor: “Öyle biri var da, görünür değil.” diyor.

Daha sonraları da, sözlerine biraz daha açıklık getiriyor ;

25-26 Kasımda yapılacak Tüzük Kurultayının beklenmesini öneriyor… Muhtemeldir ki, devralacak o görünmez kişi, o Kurultayda görünür olacak!

***

Partilerde kurumsal değişim tüzükle yapılır. Kişisel değişim seçimle olur. Anlaşılan o ki, Genel Başkan, üye iradesini en üstün tutmak suretiyle ; kurumsal ve kişisel değişim ve yenilenmeyi sağlamak istiyor. Haa… Partide üstün iradeli üyelik bir heyecan yaratır mı?

Evet de… Seçmende bir heyecan yaratır mı? Öyle evet diyemem!

Partide ideolojik değişimin adresi programdır.

Programı da güncelleyip ve hazırlama görevi, Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Yunus Emre’ye verilerek, uzun süredir üzerinde çalıştığı anlaşılıyor…

Yunus Emre… CHP Gençlik Kolları Genel Başkalığından gelen… Uluslararası ilişkiler ve iktisat okumuş, siyaset bilimci bir akademisyen. Popüler yumuşak dilli, köklü bir sosyal demokrat.

Yanılmıyorsak eğer, Genel Başkan’ın Tüzük

ve Program Kurultayında “görünür” olacağını söylediği “devralıcı” da… Programın bir özdeşi olacak. Ama o da, yerel seçimlerden sonra, üstün üye iradeli tüzük değişikliklerinin uygulanacağı, yeni bir seçimli Kurultayda… Bekleyip görelim !

İyi Günler ve iyi Kurultaylar…