Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Tarımı yeniden canlandırmak!/2
5 Ocak 2020 Pazar

Tarımı Yeniden Canlandırmak!/1” adlı makalemde Tarım ve Ormancılık Bakanı Ekrem Pakdemirli’nin, 18-21 Kasım 2019 tarihleri arasında Ankara’da “Tarım Şurası”’nda “Ülkemizde bulunan 3.2 milyon hektar atıl tarım arazisinin üretime kazandırılması” konusunda bir açıklama yaptığını ve bu tespitin  “Tarımdan para kazanamayan çiftçilerin 3.2 milyon hektar toprağını işlemekten vaz geçmiş olduğu” anlamına geldiğini yazmıştım.(*)

Buradan yola çıkarak  “Çiftçilerin yeniden topraklarını işlemesine geri dönüşü nasıl sağlanır? konusunda; “ Desteklemelerde Hedef Kitle, Aile İşgücü Temelli Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler Olmalı, Tarımda Kooperatifleşmeye Destek Verilmeli ve Sanayici Olmaları Sağlanmalı ve Tarımsal Kitler Yeniden Kurulmalışeklinde ön önermelerde bulunmuştum.

Bu günkü yazımda ise anılan önermelerime aşağıdaki konuları eklemek istiyorum.

 Gıda Egemenliğinin Korunması İçin Finans Örgütlere Karşı Tavır Geliştirmeli

Türkiye’nin gıda egemenliği için, ulusal gıda pazarlarının adil olmayan dış ticaretten korunması, çiftçilerin genetik, toprak ve su gibi kaynaklar üzerinde haklarının tekelci şirketlere karşı korunması sağlanmalı.

Bunun sağlanması da, ekonominin diğer dallarında olduğu gibi kamunun denetimiyle olası.

Bilindiği üzere Uluslararası Para Fonu, Dünya Bankası ve Dünya Ticaret Örgütü gibi finans örgütleri, Amerika Birleşik Devletleri/Avrupa Birliği’nde tekelci şirketlerin denetiminde ve güdümünde.

Bu örgütlerin müdahalesi önlenmeli, iç pazara sermaye giriş ve çıkışları denetlenmeli ve karşı önlemler geliştirilmeli.

Dış Ticarette Gümrük Fonları İç Pazarı Koruyacak Şeklinde Düzenlenmeli

Türkiye’de işlenmemiş ya da işlenmiş tarım ürünlerine konacak gümrük fonlarının iç pazarı koruyacak şeklinde düzenlenmesi gerekmekte.

Burada dikkat edilmesi gereken bir nokta da; iç piyasadaki tarım ürünleri fiyatlarının, dünya borsa fiyatları arasındaki bağı koparmak zorunluluğu var.

Çünkü dünya borsa fiyatları, üçüncü dünya pazarlarını ele geçirmek için müdahale edilerek düşürülmüş fiyatlardır.

-Anılan fiyatlarla; bir yandan merkez ülkeler için sorun olan stokları eritilmekte,

-Bir yandan da üçüncü ülkelerinin tarımları çökertilerek sürekli sosyal, siyasal ve ekonomi bağımlılık yaratılmakta.

Tarımsal ARGE ve Eğitimi Yeniden Düzenlenmeli

-Türkiye’de bölge hatta yöre temelli tarımsal ARGE ve Eğitimi çalışmaları yapma gereği var.

-Tarımsal ARGE ve Eğitimi, tarımsal işletmelerinin büyük bir çoğunluğunu oluşturan aile işgücü temelli küçük ve orta ölçekli işletmelere ağırlık verilerek planlanmalı. Şimdiye değin tarımsal ARGE planlanırken bütün işletmelerin benzer gereksinmeleri vardır görüşünden hareket edilmişti .Ancak işletmelerin ARGE taleplerinin, toprak büyüklüğü  ya da işletmelerdeki hayvan sayısına göre değişim göstermiş olduğu  konusu göz önüne alınmadı.

Söz gelişi 10 sağmal ineği olan bir işletme ile 100 sağmal ineğe sahip işletmelerin ARGE talepleri farklı olmayacak mıdır?

Bu nedenle düşük endüstriyel girdiye dayalı sürdürülebilir tarım, organik tarım ve  permakültür tarımın gereksinimleri dikkate alınmalı.

Bu yaklaşım, yüksek düzeylerde işsizliğin yaşandığı süreçlerde, toplumun bulunduğu alanda istihdam edilmesi açısından da önemlidir. 

-Tarımsal ARGE ve Eğitimi için, Tarım Bakanlığı bağlı araştırma enstitüleri, üniversiteler, çiftçi örgütleri, kooperatifler ve sivil toplum örgütleri ile özel sektör kurumları arasında sağlıklı işleyen birlikteliğin oluşturulması da zorunlu.

Bölgesel Anlaşmalar Yapılmalı

Türkiye’de merkez ülkeler ile anlaşmalar yerine çevre ülkeler ile sosyal, siyasal ve ekonomik anlaşmalar yapmak daha yararlı bir seçenek olarak düşünülmeli. Bu bağlamda tarımsal ARGE, eğitim ve tarım ürünleri ticareti temelinde anlaşmalar yapılabilir.

Bu önermenin içinde yaşamakta olduğumuz süreçte zor olduğu belli. Ancak bölge ülkeleri arasında ileride karşılıklı çıkar ilişkisine dayalı ilişkiler kurulacak. Onlarla tarımda da ortak çıkarlarımız var.

----------------------------------

(*)TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası’nın 2019 yılı raporuna göre; 2002 yılında ekilebilir  tarım toprakları  alanı 26.5 milyon hektardan 2019 yılında 23 milyon hektara gerilemiş .Buna göre  ekilebilir tarım alanında % 13’den daha fazla azalma olmuş.

Tarım ürünleri ithalatının artış göstermesinin başlıca nedenlerinden birisi de bu durumdan kaynaklanmıyor mu?

Sözgelişi 2019 yılında Türkiye’nin buğday üretimi 19 milyon ton. Buğday üretiminde 2018’e göre %5 düşme olmuş. Üstelik daha önemlisi birim nüfusa göre gerileme daha vahim.2019 yılının 10 ayında Türkiye’ye 7.8 milyon ton buğday ithal edilmiş ve bunun 3.5 milyon tonu un olarak ihraç edilmiş. Geri kalan kısmı iç tüketimde kullanılmış.

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
'İzmirlilik nedir?'
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
Türkçem benim
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
10 Yönetmen Ve Türk Sineması
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
'Atatürk' adını kim yakıştırdı?
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Göztepe büyüledi!
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Taşlar yerinden oynuyor
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Üç koltuk, iki makam...
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Eğitim ve yeni müfredat
Hanzade ÜNUZ
Hanzade ÜNUZ
Fırtınam, felaketim, hasretim...
Aylin AKDOĞAN
Aylin AKDOĞAN
İzmir-İN
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva