CHP sayılı günlerde… Belediye başkanı aday adayları, hatta kimi meclis üye aday adayları, destekçileri, yakınları, herkes Ankara’da genel merkezde… Mecliste. Akşam lokantalarda, sabah kahvaltılarda…

Pusulanın hep kuzeyi göstermesi gibi, zaten herkese de Ankara’nın yolu gösteriliyor... Ankara’nın da keyfi yerinde ki, mıknatıs gibi herkesi kendisine çekiyor… Çünkü örneğin İzmir’de ön seçim isteyerek aday adayı olan : Musa Çam’lar, Tacettin Bayır’lar, akıntıya karşı kürek çekmekten… Usanıyor!

Ama, sosyal medyada yazılanlara göre ; Önceden beri… ön seçim dertli olduğu bilinen kimi ; hukuki aday adayları ve fiili aday adayları bir araya geliyorlar…

Büyükşehir aday adayları üzerinde görüşme açıyorlar. Toplantılar doğru da, eğer içerik bilgilerinde abartı yoksa…Tunç Başkana baştan beri karşı olduklarını, Dr. Cemil Tugay Başkanı da tanımadıklarını tespit ediyorlar…

Sonuç da birinde karar kılıp… Genel Başkana önermeye karar veriyorlar! Oysa, hem ön seçim ısrarıyla öne çıkıp, hem de atama önerisi götürme göreviyle hegemonik yörüngeye girmek… yaman bir çelişki oluyor!

Tunç Başkan’a ya da başkasına karşı olmak özgürlük hakkı da… Hele de bu sıralarda ; Popülaritesi çok yüksek ve üstelikte Üsküdarı geçmekte olan Dr. Cemil Tugay Başkanı bile, tanımıyor olduğunu söylemek… yoluna taş koymaya çalışmaktan başka ne olur ki?

Bari, tanımayanlar varsa da tanıtmalı ki ;

Dr. Cemil Tugay, Karşıyaka’mızın gönlü tok, gözü tok, alçak gönüllü bir Belediye Başkanı. Üstelik de Türkiye’de değişimi eylemli olarak ateşleyen ilk ve tek Belediye Başkanı…

Değişimi ve değişimcileri korumak ve kollamak ; Genel Başkanın, MYK ve PM Üyelerinin de görevleri… Dünyada yerleşik olan, “devrim önce kendi evlatlarını yer” algısının da… kırılma yerleri!

Algı sürerse Partide geriye dönüşçülere de gün doğar… Kurultay mağduriyeti oynayanlar, el avuç oğuşturur… Sütre gerisindekiler, seçim sonuçlarını da gözetip, olağanüstü kurultay beklentisini körükler…

Arkalarında hiç bir başarı hikayesi bırakmayanlara, kayanın içinden yol açmak kadar zor olsa da, yine de ümit fakirin ekmeğicesine… bir yol da açılmış olur.

En az bu nedenlerden bile, Büyükşehir Adayı çok önemli… Hele de ; hiç bir şekilde seçim riski olmayan İzmir gibi bir yerde… Zaafiyet gösterilerek, değişimin öz evlatlarını kimseye yedirmemeli… Dik ve dürüst duruşlara siyasi bedel ödetilmemeli !

***

KADIN ADAYLAR…

Hani lafta da olsa kadınları ve gençleri hep

öne çıkarıyoruz ya… Bu sözler, Türkiye’de en yüksek oyu alanlardan biri olan ve asla seçim

riski taşımayan… Başta Atatürkçülüğün değişmez ve sembol kenti Karşıyaka olmak üzere ;

Erkek egemenliğini bir ölçüde de olsa, kırmalı. En azından kadın kotası baz alınarak 10 kadar ilçeye de kadın aday konulmalı. Verilen sözler ; yola suyla yazılan sözler gibi de… olmamalı!

Bu uygulamalara cinsiyet ayrımcılığı gözüyle de bakılmamalı… Kadınların eksikliği, siyasetin yaşanılan bir gerçeği olarak görülmeli. Bu kente ve örgüte emek veren, alın teri döken, liyakatli, dinamik ve öz evlatlar… korunmalı.

Genel Başkan rahmetli Baykal ‘ın, seçime doğruki günlerde… Aziz Başkanın açılışlarında dediği : “ Acaba aday kadın mı olsun… erkek mi olsun…” şeklindeki Çin işkenceli ikileme de, bir son verilmeli!

***

Uzun günler sona eriyor, sayılı günler kaldı deniyor. Önemli olan şeyde ; Partinin özüne dönülmesi… Parti içi demokrasi sayfasının, en az hasarla kapatılması !

İyi Pazarlar…