Siyaset “çözüm üretme” sanatıdır…

Sadece “çözüm üretme sanatı”ndan ibaret değildir.

Ortaya konan bu çözümlere “halkı inandırma” sanatıdır.

Ve üretilen bu çözümler için halkı “heyecanlandırma, coşturma” sanatıdır.

***

Şimdi,

İktidarın ki eski anlamda artık bir hükümetten söz edilemez, bütün yetkileri elinde toplamış “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” ile Cumhurbaşkanında toplanmış bir yönetim şekli söz konusu… Ondokuz yıldır “Cumhuriyet’in en iyi dönemi” söylemi ,gerçeklerle örtüşmüyor.

Örtüşmüyor çünkü:

Ekonomi çok ciddi boyutlarda alarm zilleri çalıyor.

Hukuk Devleti ilkesinden her geçen gün uzaklaşıyoruz.

Dış sorunlarımız devasa boyutlar kazanıyor ve yalnızlaşıyoruz.

Milletimiz karpuz gibi ikiye değil, üçe - dörde bölünüyor.

Demokratik hak ve özgürlükler ciddi tehditlerle karşı karşıya..

Devlet kurumlar hiyerarşisi olması gerekirken, tekçi bir yönetime hızla kayıyor.

Kuralların yerini, söylemler almaya başlıyor.

***

Yukarda yazdıklarım, hemen her aklıselim sahibinin söyleyeceği şeyler.

Eğer partili ve partizan değilse,

Pekiyi…

Bunu tüm muhalefet, çok cılız da olsa koro halinde dile getiriyor.

Getirmesine getiriyor da çözüm üretiyor mu?

Hayır.

Niçin hayır diyorum..

Çünkü..

Bir türlü kendi iç meselelerini çözemiyor ki..

Sesli düşünelim..

Şu tarihi CHP…

Ne halde..

Ayrılan ayrılana..

Ve işin kötüsü, buna bir çare bulalım diyen yok..

“Kalan sağlar bizimdir” deniyor

Hatta şu bir çok kez değindiğim Menemen işi ne oldu?

Sorumular tespit edildi mi?

Edildi ise gereği yapıldı mı?

Ben duymadım, duyan varsa bizi de haberdar etsin..

İYİ parti..

İlginç gelişmeler yaşıyor..

Son kongreden bu yana eleştirilerini yüksek sesle dile getiren İzmir Milletvekili Aytun Çıray, Genel Başkanla görüşüyor ve başdanışman ilan ediliyor.

İzmir İl başkanının açıklaması ve Grup başkan vekili Müsavat Dervişoğlu’nun açıklamaları, işin özünü daha açık bir şekilde ifade etmiyor mu?

İstanbul Milletvekili Ümit Özdağ’a randevu verilmediğini okuyoruz..

“Devlette küslük olmaz” derdi merhum Demirel..

Ve kurulan diğer partiler.

Parti kuruldu ama henüz İzmir’de bile örgüt yok..

Anketler ne diyor bilmem.

Ama ben her gün çok sayıda yurttaşla ya telefonla ve yüz yüze “siyaset” konuşuyorum.

Mevcuttan şikayet çok.

Ama ufukta “ışık gören” de yok..

Şimdi..

Hal böyle onluca, nasıl siyasetin ana kuralı olan “çözüm üretme ve üretilen çözüme halkı inandırma” yerine getirilecek?..

Yoksa şarkılarda, türkülerde nakarat diye bir bölüm olur.

Eleştiri, kınama, nakarat halinde devam mı edecek?

Kurtuluş gelecek bahara mı?