CHP’nin, parti içi iktidar gücünü tekil olarak kullanan ve birbirinin de ardılı, iki Genel Başkanlık dönemi vardı. Değişimle, nihayet

bu dönemler değişti denilse de…

Zamanın kendisi hiç bir şeye bakmasa da,

her şey, yine de zamana bakar… İpuçlarını ; yapılırsa eğer, Tüzük Kurultayında aramak gerekecek… Bu arada Genel Başkan’ca söylenmeye başlanan, aday saptama da dahil, sözler ve yöntemler de, yakından izlenecek…

***

15 Ekim 2023 tarihli Ege’de Sonsöz’de ve Facebook sayfamızda, “Doğrununun Kaderi” başlıklı yazımızda da değindiğimiz üzere ;

Öz güçlerini oluşturan İzmir’de, değişimin ilk ateşçileri : Murat Bakan, Dr. Cemil Tugay ve Deniz Yücel’e… yalnızlık çektirmeyip, tek tük de olsa, katılanlarla birlikte yaratılan sinerjinin… Kurultayı etkilemiş olduğu da, genel bir kanıdır… “Ege’nin öncüsü ve birincisi” olan İzmir, bu özelliğini ortaya koymayı, her zaman da bilmiştir!

Aslında, seçim yenilgilerinden sonra… İlk önce Başkan Tunç Soyer tarafından “Yeni Siyaset Belgesi / İzmir Duruşu” denilerek yayınlanan metinde… yaklaşığıyla ve özetle şunlar da söylenmiştir ;

*Sol-Sosyal demokrat söylemlerden uzaklaşılmış olması… CHP’nin gerçekten ne dediğinin anlaşılamaması… Sağcılaşmasına alkış tutanları cesaretlendirmesi…

*Öncelikle yeni bir üye yapılanmasıyla, 1.350.000 dolayında olan üye sayısının en kısa zamanda, 2-3 katına çıkarılması…

Ki, CHP bir kitle partisi olduğuna göre, üye sayısının çokluğu da aranan bir durumdur. Nitekim, Duverger’e göre de, ‘üyesi olmayan parti, öğrencisiz öğretmene benzer’ dir…

*Demokratik bir parti tüzüğünün derhal yapılması… Ön seçimlerde aday yoklamasının da, doğrudan parti üyeleriyle yapılması…

Gibi ve başka da, hem Ülke ve hem de Parti için isabetli saptamar ve değişim vurguları yapılmıştı…

***

Değişim sadece kişisel değil,7 kurumsal da olursa bir anlam taşır ; Parti Lideri ve üst düzey yöneticilerin değişimi Kurultay seçimleriyle gerçekleşti de. Sıra işin özü olan Kurumsal değişime geldi;

*2005’den itibaren tüzük değişikleriyle askıya alınan demokratik geleneklere geri dönülmesi…

*Kimi sağ partilere özenilerek yapılan tüzük değişiklikleri ile, sıradanlaştırılan parti karar organlarının, hukuki yetkilerinin kullanıma açılması…

Gibi ve Tunç Başkanın da, başkalarının da varsa önerileri ile… Partinin kurumlaştırılması yeniden sağlanmalı. Koordinatları (konumu) kaybolan Parti, yeniden koordinatlandırılmalı!

***

Belgede ‘Bir Japon Atasözünde söylendiği gibi’ ; “Zafer değil, yenilgi öğretir” denilse de… Sürekli yenilgilere bakılırsa, sonuç çıkaran da pek olmadı. Kaldı ki, bırakalım öğrenmeyi, en son yenilgilerin bir analizi bile yapılmadı.Üstelik başarılı olunduğu bile söylenebildi!

Umarızki, yeni Genel Başkan Özgür Özel, bu yenilgilerden çok şey öğrenmiş olarak, Japonlar’ın sözünü haklı çıkaracaktır!

Çünkü, umutlu olmak başarmanın ön koşuludur... Şimdi herkese düşen görev, alabildiğince Partiye destek olmaktır ki, o da bizlerin birincil etiketidir zaten…

***

Siyasette kimi insanlar için, Genel Başkanın ayırdığı bir anlık yakınlık bile yeter de… Kimilerinin Genel Başkanlara karşı tavırları, zamana ve zemine göre, çok da ilginçleşir!

Genel Başkan da bunun farkında, diyor ki ; Kurultaydan önce geldiğimde, parti binasında çok az yönetici vardı. Kurultaydan sonra hava alanında… Bütün yöneticiler vardı!

Bu gerçekçi ve ironik bir tespitti de…

Paulo Chelho’nun öğretmeninin ; kendisi ve müritlerine elma çalan, bir müritini kovarken söylediği: “Benim için çalan… sonunda beni çalar.” Gibi, örnek alınacak eylemi ve söylemi de… Kulaklara küpe olmalı!

İyi Pazarlar…