Dünya genelinde birçok ekonomik, sosyal ve siyasal gösterge, dünya düzeninde önemli bir değişimin zaruretine işaret ediyor. Bunu görmek özel bir zekayı gerektirmiyor. Her şey ortada, yeni bir “dünya hükümeti”nin kurulması kaçınılmaz.

Korona virüsü sizi fazla oyalamasın. İzole olun, düşünmeye başlayın. Yeni dünya hükümeti nasıl kurulacak?

Bizim aşı olmaya değil, insan olmaya ihtiyacımız var. Bir yerlerde virüsün genetiği ile oynayanlar, onu etkisizleştirecek aşıyı da yapmışlardır. Bundan kuşku duyamayız.

Sorumuza dönelim, yeni bir dünya hükümetine ihtiyaç var mı?

Şöyle ki;

-200’den fazla devlet var. Ancak üç devleti bunun dışında tutabiliriz. Diğer devletler ödeyemeyecekleri kadar borçlu ise,

-Yakın zamana kadar üreten birçok ekonomi üretimi bıraktı ise,

-ABD merkezli dünya hükümetinin birinci ayağı “serbest piyasa” ise ikinci ayağı da “demokrasi”dir. 1945’den sonra ABD, anlayanı telkin, anlamayanı da tehditle demokratik rejimlere ikna etmişti. Bu rejimler son dönemde seçim hileleri ve ekonomik krizlerle hızla totaliter rejimlere dönüşüyorsa,

-Kullanıma girecek birçok “buluş” var, bir türlü uygulama sıra gelmiyorsa,

-Raflarda bekleyen pek çok proje güncellenmeyi bekliyorsa...

Değişim kaçınılmaz!

Düşünmeye devam edelim.. Geldiğimiz noktada;

*Devletler borçlarını ödeyemiyorsa,

*Büyük şirketler de borçla ayakta durabiliyorsa,

*Eski teknolojilerle yapılan üretim zarar ediyorsa,

*İşsizlik her devlette en büyük sorun ise,

*Devlet ihaleleri fahiş fiyatlarla yapılıyorsa,

*Yolsuzluk, rüşvet ve zimmet suçları önlenemez boyutlara varmışsa,

*Hem elektronik hem de kâğıt para aynı anda işlem görüyorsa,  

*İnsanlar yurttaşı oldukları devletlerden ayrılmak, ayrılamayanlar ise ölümüne kaçmak istiyorsa,

*Okullarda öğrenilenlerin çoğu yurt dışına çıkarken tel örgülere takılıyorsa,

*Gücünü üretimden alan eski zenginler üçer beşer piyasadan çekiliyorsa,

*Sanayiden tekstile üretim Çin’e taşınıyorsa,

*Refahın daralmasına alışık olmayan Batı Avrupa’da dahi görece bir yoksulluk yaşanıyorsa, 

*Demokratik rejimlerin, bir bir kifayetsiz siyasal elitlerin eline geçmesi destek görüyorsa,

*Yolsuzluklar tavan yaparken tepkileri bastırmak için tüm dünyada rejimler totaliterleşiyorsa,

*Ekonomileri yöneten siyasal sorumlular, Batılı bankerlerden aldıkları borçları yolsuzluk marifetiyle yine Batı bankalarına aktarıyorlarsa,

*En yoksul devletlerin başkanları, gelişmiş Batılı devletlerin başkanlarından daha zengin ise…

Koronavirüs bir bahane!

Dünya sistemi değişmek zorunda.

***

Yedi milyar insan, yeni dünya hükümetini özlemle bekliyorsa bu kimin başarısı?

Kitleler halinde ölecekleri beklenen milyarlar, hesap soracak yeni dünya hükümetini destekleyecekler mi?

Tahmini olan var mı?

Yaşayıp göreceğiz, ekonomik krizler herkesi kolayından yeni dünya hükümetine ikna edecektir. Bundan emin olabiliriz.

Kifayetsizleri siyasal elit yapanlar, bunlara borç verip yolsuzluklarına göz yumanlar, sonunda hesabı da borç verenler soracak. Buna şaşırmamak gerekir.

Bunu da göreceğiz, yedi milyar insan olanları normal karşılayacaktır.  

Değişime nereden başlanacağı konusunda görüş ayrılıkları vardı. Ancak değişimin “salgın bir hastalıkla başlayacağını” düşünenlerin sayısı fazla  değil. (Devamı var)