Tayfun MARO
Kimlik siyaseti ve sonrası
24 Ekim 2019 Perşembe

İkibinli yıllara damgasını vuran kimlik siyaseti, birkaç küçük siyasi partiyi saymazsak, neredeyse bütün siyasal partileri etkisi altına alarak siyasal yaşamı mecrasından çıkardı.

AKP’de İslamcılığın vahabi, selefi etkileri, CHP’de Alevilerin belirleyici rolü, MHP’de Türk milliyetçiliğinin ve HDP’de Kürt milliyetçiliğinin güçlü yansımalarının siyasal alanı kuşattığı, din ve etnisite gruplarının siyasete egemen olduğu bu dönemde, toplumsal mutabakat bozuldu, kamusal yaşam normları çöktü.

Kimlik siyasetinin yarattığı yapısal sorunlar ve yönetim zafiyeti gündelik hayatı yaşanılır olmaktan çıkarırken, toplumda umutsuzluk, yılgınlık, endişe git gide büyüyor.

Böyle zor bir zamanda ihtiyacımız olan uzlaşma siyaseti, kimlik siyasetinin baskısı altına girdi.

İkibinli yıllarda öne çıkan kimlik siyaseti, çöken toplumsal mutabakatın yeniden inşasının önündeki en ciddi engeldir.

Hal böyle iken, cemaatleşme sonucu, kamuda, merkezi veya yerel tüm yönetim kademelerinde, kimlik siyasetini hâkim kılan kadroların önceliği kimsenin meçhulü değil.

Küresel Dünya düzeninde, Türkiye bu yola gireli kırk yıl oldu. Kırk yıldır globalleşiyoruz…

Kapitalist sistem globalleşirken, yeni düzende sınırların, devletlerin, toplumların ahvali üzerine akıl yürüten efendiler, kapitalizmin metropolleri dışında kalan bütün bölgelerde değişim başlattılar. Buna transformasyon dediler, dönüşüm dediler, değişim dediler… Nihayetinde, Kapitalist sistemin periferisinde yer alan ülkeler değişe dönüşe yol alıyor.

Yeni Dünya düzeninde, girdiği yolda Türkiye’yi ne beklediğini görmek için gözleri Ortadoğu’da olan bitene çevirmek gerekiyor.

Kimlik siyasetiyle öne çıkan etnisite ve din grupları, önce devletin yapısını, yönetim biçimini, sınırları tartışmalı duruma soktu; sonra da değişim, dönüşüm koşullarının zemini oluştu.

Şimdi, bölge ülkeleri, nüfus yapısı, devlet yapısı, yönetim biçimi ve sınırları itibarıyla değişime zorlanıyor.

Türkiye, bölgesinde İran-Irak savaşıyla start alan destabilizasyon politikalarının yeni aşamasında, Suriye’de başlattığı operasyonla, bu netameli sürece topyekun dâhil oldu.

Sonrasında, uluslararası sistemin patronları el sıkıştıklarında nasıl mutabık kaldılarsa öylece alınan kararların gereği yerine getirilecek.

Mutabık kalınamayan hususlar varsa, onlar için de bir miktar daha kan dökülür olur biter…

Şimdiki halde, gerek Türkiye’nin yaptığı operasyonun gerek ABD ve Rusya ile varılan mutabakatın en kritik sonucu, PKK/YPG’nin uluslararası düzeyde tanınacağı koşulların oluşturulmuş olmasıdır.

Bu aşamadan sonra, Türkiye Cumhuriyeti’nin terör örgütü dediklerinin uluslararası sistemde muhatap alınmasının getirdikleri, satranç masasında izleyeceğimiz yeni hamleler olarak karşımıza çıkacak.

“Küçük bir hatırlatma; Bu ahvalde, emareler ortaya çıkmadan, iktidarın erken seçime gitmesi kuvvetle muhtemeldir.”

Türkiye 40 yıldır bu uğursuz yolun yolcusu. 1980 yılında alınan “24 Ocak kararları” milattır. 2019 yılı Ekim ayında, ABD ve Rusya ile yapılan anlaşmalar ise yeni bir aşama…

Herşey, “daha fazla demokrasi”, “daha fazla özgürlük”, “yetmez ama evet” diyerek kimlik siyasetinin yolu açıldığında başladı…

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 1 yorum var, 1 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Sarı Çizmeli Memed'A. 24 Ekim 2019 Perşembe 13:33

Sen birine "müttefikim, canım ciGerim" ve diğerine "dostum, bi denem" türü buram buram eziklik kokan sözcüklerle yanaşmaya çalışırken, ilki, senin can düşmanın olan ihanet örgütünün başındaki "maşa"ya yazdığı mektupta "general mazlum" diye hala payeler dağıtmaya devam edecek (bkz:abd); diğeri ise başkentinde aynı ihanet örgütünün ofisinin(?) hala kılına dokunmayacak (bkz:rusya)... Sonra da ne imiş, "ABD ve Rusya ile mutabakatlar siyasi başarı olarak tarihe geçti" imiş.... Geçiniz!

Yorumu oyla      4      5  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
Papi Mehmet
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Manisa bir 'olmaz'ı nasıl 'olur' yaptı?
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Türk kimliğine husumet beslemek
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
İmamoğlu’nun el uzattığı Somalı köylüler
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Mahfi Eğilmez’den Yeni Ekonomi ve Çevre
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Bugün hepimiz çocuk olalım!
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Görgüsüz açlık ve ikiyüzlü siyaset!
Fatih YAPAR
Fatih YAPAR
Gömleğin ilk düğmesini yanlış iliklemek!
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Çok başarılı bir STK örneği: EÇEV
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
Bizim Yahudiler neden susuyor?
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva