Doğru dürüst üretemeyen toplumlarda servet dağılımı sıkıntılıdır. Bu yüzden, siyasetin işlevi ile siyasi diskur mütecanis değildir.

Yanı sıra, kamu kaynaklarını tepe tepe kullanmanınyolu, siyasal iktidarı ele geçirmek olup bunu ziyadesiyle mümkün kılan düzene de liberalizm, diyoruz.

Liberal zihniyete göre, kamu yararı,dünya nimetlerine çökmenin önündeki engeldir, sağından solundan dolanmak gerekir.

Dolayısıyla, akçeli konularda, örtülü derin ilişkilerin hüküm sürdüğüsiyasal alana bakmak zordur; gördüklerini söylemek daha da zordur.

Rant paylaşımıistikrarını sağlamak için, iktidar ve muhalefet çevrelerinin sistem nimetlerindenbirlikte yararlanmasını sağlayankonsensüs her koşulda korunur. Ve bu sessiz mutabakat, iktidar/muhalefet çatışmasıyla gözlerden uzak tutulur.

İktidar ile muhalefet grupları arasında, son derece karmaşık ilişkilerin ve kıyasıya kavga görüntülerinin ardında, örtülü paylaşımlar sürer gider. İktidar/muhalefet atışmasıyla kopan gürültü patırtının gerisinde, her şey tam da olması gerektiği gibi yürür.Kazan kazan kafası...

Sosyal yarar veya kamu yararı dediğimiz,devletten keyfi para kazanma yollarına kapalı bir alan olupsosyal hayata katkısı çok değerlidir.

Hal böyle olunca, ucuz siyaset, bu yararı hem yüceltmek hem de devre dışı bırakmak zorunda kaldı ve siyasette iki yüzlü ahlak güç kazandı.

Gelin görün ki, yeryüzü ölçeğinde yaşanan büyük bunalımın yarattığı çıkışsızlık, kamu yararını hiç olmadığı kadar önemli kıldı.

İşsizliğin, yoksulluğun, açlığın başat insanlık sorunu haline geldiği koşullarda, kamusal alanda olan bitenler ve kamu kaynaklarının nasıl kullanıldığı, hayati önem taşıyor.

Öte yanda, siyasetin bu sorunları ele alış biçimi gerçekten endişe verici.

Yeryüzünde 6 milyar yoksul, bir milyar aç insan var. Ve her gün açlıktan 30 bin insan ölüyor. Bir durun artık…

Uygar dünyanın acınası haline, Lut’un Sodom ve Gomore’ye baktığı gibi bakaroldu, yoksullar.