Bu yazı başlığını kullanmama sebep olan…

Aylardır merakla beklenen seçim tarihinin 14 Mayıs 2023 olarak açıklanmasının ardından

T.C Cumhurbaşkanı kendisine yöneltilen seçimlerle, anayasayla ve hukukla ilgili soruya

Yaklaşığı ile… “Hukuk farklı bir şey… Bir de bunun yanında guguk… O da farklı bir şey” diye cevap verince…

Nedense… Çocukluğumun en sevdiğim anısı olan, evimizdeki guguklu saat nöbetlerim geliverdi birden aklıma.

***

“Yine buz ettin odayı” diye bağırıyordu arkamdan babaannem.

“Bi içeri bi dışarı hasta olacaksın… Fırt zırt girip çıkılır mı canım…”

İçerdeki kocaman kok kömür sobası gürül gürül yanmakta olsun…

Bir taraftan koşarak salonun o buz gibi serinliğinde bulurken kendimi, bir taraftan da babaanneme laf yetiştirmeye çalışırdım.

Gözüm duvardaki saatte seslenirdim içeriye… Hemen geliyorum babaanne…

Zincirlerin ucundaki iki tane kozalak sarkacın bir sağa bir sola giderek tik tak tik tak diye sesler çıkardığı..

O çok sevdiğim guguklu saatin üzerinde sarıdan kızıla dönüşmüş  yaprakların arasından açılıveren minicik bir pencere…

Saat başlarında ve buçuklarda o pencereden çıkıp da pürtelaş bir halde…

Guguk guguk guguk diye zamanı haber eden ve aynı telaşla kayboluveren o minik kuşun

Bir sonraki ötüşünü yakalayabilecek miyim acaba diyerek koşa koşa kış odamıza sobanın başına giderdim…

***

Takip eden yıllarda…

Guguk kuşunun… Adalet konusunda ibret veren bir hikayesi olduğunu öğrendim...

Okudum, okudum kim bilir kaç kere okudum. Okuyan herkes gibi ben de anladıkça şaşırdım…

Kuluçkaya yatma zahmetine girmeden yumurtalarını başka kuşların yuvasına yerleştirip kaçan anne guguk kuşunun…

Yumurtadan çıkan yavrusu… Yuvadaki bütün yumurtaları tek tek aşağıya atarak kendi yerini genişleterek...

Ve…

Kendisinden başka hiçbir şeyin varlığını düşünmeden, doymaz bir iştiha ile anne kuşun getirdiği yiyeceklerle büyüdükçe büyürken…

Gözlerini açtığı yuvayı darmadağın ederek, sömürüden aldığı haksız güçle arkasına bile bakmadan yeni yuvaları yıkmak üzere uçup gidiyordu.

Bu minval üzere devam edegelen  bu ibretlik hikayeyi her okuyuşumda

Guguk kuşunun mizacında resmedilen hak / hukuk  kelimesinin derin manasını anladım.

Hırsı, hainliği, adaletsizliği, acımasızlığı, yok saymayı, yok etmeyi, aldatmayı, sömürmeyi, yalanı, talanı ve entrikayı…

Yani… Emeğin sömürülüşünü bir kuşun tabiatı ile anlatan tabiat anaya bir kez daha hayran kaldım.

***

Yıllar yılı devam edegelen… Hukuk mu guguk mu? söylencesinin bugün yine siyaset gündemine düşmesi ile birlikte… 

Adaletin yegane temsilcisi “hukuk” kelimesi  ile

Yalanı, hile ve desiseyi  hatırlatan “guguk” kelimesinin…

Bir araya geldiği cümlelerle, aydınlık bir gelecek hikayesi yazılamayacağı gün gibi aşikar.

Velhasılı… Guguk kelimesinin bana hatırlattıkları bundan ibaret diyerek…

Yine gözüm duvardaki saatte… Zamanın ilerleyişine şahitlik ediyorum…

Ve zamanın imbiğinden süzülüp gelmiş hikayelerden çıkarılacak derslerle…

İçinde bulunduğumuz seçim sürecinde…

Hukuk mu guguk mu? Sorusunu, geleceğe matuf bir anlayışla tahlil ederek… 

Ülkeme… Hukukun ve adaletin hakim olduğu zamanlarda…

İlimin ve bilimin aydınlığında müreffeh bir gelecek temenni ediyorum.