Engin ÖNEN
Gezi notları: Şehr-i Uşşak
14 Kasım 2022 Pazartesi

Ankara’ya veya Afyon’a giderken içinden geçeriz hep ama Uşak’ta mola vermek ya da gezmek pek akla gelmez. Bizim de gezmediğimiz ender şehirlerden biriydi burası ve nihayet bu eksiği de tamamladık.

Evliya Çelebi’nin tanımı ile Şehr-i Uşşak. Havası, suyu ve diğer güzellikleri ile seveni ve sevileni bol şehir. Uşşak bu anlama geliyormuş. Sonra nedense Uşşak’tan vazgeçilip Uşak olmuş şehrin adı. Aşıklar şehrinden bir “ş” düşünce anlam bambaşka oluvermiş tabi.

Şimdi sadece bazı işletmeler bu adı yaşatmaya çalışıyor.

Uşak’ta nereler gezilir sorumuza, Google’un verdiği listeye göre bir plan yaptık önce. Şehir içinde müzeler, şehir dışında antik kentler, kanyonlar ve vadiler…

Bazı yer değişiklikleri nedeniyle müzeleri navigasyon ile bulmak zor olabiliyor ama Müzeleri esnafa veya yoldaki insanlara sorarak bulmak bir hayli zor oluyor. Çoğu bilmiyor çünkü. Kent Müzesini sorunca Arkeoloji müzesini tarif edenler de oldu. Ama neyse o da işimizi görüyordu.

Burma Camii’nin yanında, Ulu Camii’nin bir üst sokağında gibi tarifler alınca işimiz biraz daha kolaylaşıyordu. Önce camiyi soruyor ve hedefe yakınlaşınca sorularımıza daha isabetli yanıtlar alıyorduk.

İlk sürpriz Kültür Bakanlığı yönetimindeki Uşak Müzesi’nde karşımıza çıktı. Karun’un Hazineleri. Uzun yıllar birkaç yüz metre yakınından geçip gitmişiz hep.

Karun’un Hazinelerinin kaçırıldığı ABD’den mahkeme kararı ile getirildiği haberlerini okumuştuk ama Uşak’a geldiğini bilmiyorduk doğrusu. Harika bir sürpriz oldu bizim için.

Listemizde Atatürk Evi’de vardı doğal olarak. Buranın da Atatürk’ün eşi Latife Hanımın ailesi ile bağlantılı olduğunu düşünmüştük. Uşak kökenli Uşakizade ailesi ile yani. Oysa ikinci sürprizi de bu evde yaşadık. Meğer burası Kurtuluş Savaşı’nın en önemli safhalarından birinin yaşandığı olaylara tanıklık eden bir mekanmış. Atatürk’ün konakladığı, savaşı yönettiği ve daha da önemlisi Yunan Başkomutanı Trikupis’i esir aldığı ve kendi deyimiyle konuk ettiği yer. Burada Atatürk’ün Trikupis’in kılıcını teslim aldığı an heykellerle canlandırılmış.

Uşak geleneksel olarak şeker üretimi, halı kilim atölyeleri ve battaniyeleri ile ünlü bir şehrimizdir. Şimdi bu geleneksel sektörler tam anlamıyla can çekişiyor.

Belediye güzel bir eski hanı halı kilim atölyesi yapmış. Orada sekiz on kadın gün boyunca halı kilim dokuyor. Ama artık eskisi gibi geleneksel halı ve kilim değil bunların çoğu. Çünkü bu yönde pek talep yok. Oysa eskiden Avrupa tarihinin önemli şahsiyetlerinin ev ve Saraylarında baş tacı eşyalar arasındaymış Uşak halı ve kilimleri.

Şimdi İstanbul’dan bazı ressam ve tasarımcılar bazı tablo ve motifler göndererek bunun kilimlere dokunması siparişini veriyorlarmış. Ayrıca belediye bazı isimler veya resimleri işleterek bakanlara veya sanatçılara hediye veriyormuş burada üretilen kilimleri.

Elleri masmavi boyanmış kadına soruyoruz, nasıl zevkli bir iş mi diye. Zevkli ama her gün gün boyunca yapınca ve asgari ücret alınca o kadar da zevkli değil dedi. Çok açıklayıcı bir yanıttı.

Ertesi gün Ulubey Kanyonu ve Taşyaran Vadisi ile gezimiz sürüyor. Ayrıca Clandras Köprüsü ve Blaundus Antik Kenti görülmesi gereken yerler gerçekten.

Dönüş yolunda Battaniyecilerin bulunduğu Sanayi Sitesine uğradık. İki satış yerine girdik. Fiyatlar karşısında şaşkınlığımı ifade edince satıcı, daha bunlar iyi günlerimiz dedi. Bir süredir çarşıda pazarda en çok duyduğum sözü burada da duymuş oldum.

Artık battaniye üretilmiyor pek dedi ardından. Kazandırmıyor çünkü. Irak gitti, Suriye gitti. Sadece Avrupa ve ABD’ye sınırlı ihraç var. Çoğu fabrika kapandı.

Birçok şehirde yaşandığı gibi Uşak da neo liberal ekonomi politikalarından nasibi almış gözüküyor. Şeker pancarı üretimi bitme noktasına gelmiş, halı, kilim ve battaniye üretimiz yeni şartlara uyum sağlayamamış.

Yine pek çok yerde olduğu gibi turizm bir çıkış yolu olabilir mi arayışı var. Ama Uşak bu konuda çok yeni, çok acemi. Henüz tanıtım da yetersiz sektör de. Henüz turizm kenti değil. Oysa potansiyel var.

Ancak turizme dayalı kalkınmadan hep endişe ederim. Çünkü turizm paradoksal olarak kalkınmaya katkı yapsa bile bozucu bir etki de yapar mutlaka. Yapaylık artar, çevre tahribatı meşru görülür.

Uşak’ı gezmek güzeldi. Konaklamayacak olsanız bile anayol üstünde Tarhana Baba’da çorbanızı içip, birkaç yüz metre sağa saparak Uşak Müzesini gezin derim.

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Veda zamanı!
Dr. Hakan Tartan
Dr. Hakan Tartan
Tasarruf öyle olmaz; böyle olur!
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Asıl sorun Arapça tabelalar mı?
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Pâyidar… Son Balo…
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Hayvancılıkta neden geriledik?
Tayfun MARO
Tayfun MARO
İnsanlık durumu; vasat altı
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
Toptan ve perakende anılar…
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Bir portre Recai Acar...
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Bir başkadır Göztepe sevgisi
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Şampiyon Göztepe!
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva