Basit gerçekler; entellektüeller, hükümet ve muhalefet temsilcileri ve medya işbirliğiyle sade vatandaşları uzak tutmak için kullanılan anlaşılmaz bir dilin gerisinde gizlenmektedir.

***

Toplumun genelinin neler döndüğünden haberi yoktur, hatta haberi olmadığından dahi habersizdir

***

İyimserlik, daha iyi bir gelecek için bir stratejidir. Çünkü geleceğin daha iyi olabileceğine inanmıyorsanız, bunu yapmak için adım atmanız ve sorumluluk almanız pek olası değildir. Umut olmadığını varsayarsanız, umut olmayacağını garanti edersiniz.

***

“Sosyal kontrolün temel unsuru dikkat dağıtma stratejisidir. Siyasi ve ekonomik elitler tarafından kararlaştırılan önemli konuların ve değişikliklerin kamuoyu dikkatinden kaçırılması için ortaya devamlı dikkat dağıtıcı unsurlar ve önemsiz bilgiler atılır”.

***

“Ekonomi dersi alırsan piyasanın rasyonel seçimler yapan bilinçli tüketiciler üzerine kurulduğunu öğrenirsin. Halbuki herhangi bir televizyon reklamına göz atarsan irrasyonel seçimler yapan bilinçsiz bir tüketici yaratmak üzere tasarlanmış olduğunu görürsün.”

***

“Sosyal kontrolün temel unsuru dikkat dağıtma stratejisidir. Siyasi ve ekonomik elitler tarafından kararlaştırılan önemli konuların ve değişikliklerin kamuoyu dikkatinden kaçırılması için ortaya devamlı dikkat dağıtıcı unsurlar ve önemsiz bilgiler atılır…”

***

Entelektüellerin sorumluluğu ile ilgili olarak, eşit derecede rahatsız edici başka sorular da var. Entelektüeller hükümetlerin yalanlarını ifşa edecek, eylemleri nedenlerine ve güdülerine ve genellikle gizli niyetlerine göre analiz edecek bir konumdadırlar. Batı dünyasında en azından siyasi özgürlükten, bilgiye erişimden ve ifade özgürlüğünden gelen güce sahipler. Ayrıcalıklı bir azınlık için Batı demokrasisi, güncel tarihin olaylarının bize sunulduğu çarpıtma ve yanlış temsil, ideoloji ve sınıf çıkarları perdesinin ardında yatan hakikati aramak için boş zaman, kolaylıklar ve eğitim sağlar. O halde entelektüellerin sahip olduğu eşsiz ayrıcalıklar göz önüne alındığında, entelektüellerin sorumlulukları, Macdonald'ın “insanların sorumluluğu” olarak adlandırdığından çok daha derindir.

Doğruları söylemek ve yalanları ortaya çıkarmak aydınların sorumluluğudur.  En azından bu, yorum yapmadan geçmek için yeterli bir gerçek gibi görünebilir. Ancak öyle değil. Modern entelektüel için bu hiç de açık değil. Bu nedenle, Martin Heidegger, 1933 tarihli Hitler yanlısı bir bildiride, “hakikat, bir insanı eylemi ve bilgisi bakımından kesin, açık ve güçlü kılan şeyin ifşasıdır”; sadece bu türden bir “gerçek”, kişinin konuşma sorumluluğu vardır. Amerikalılar daha açık sözlü olma eğilimindedir.

***

“Her kaynağa şüpheci bir gözle bakmalısınız. Bana, neye güvenmeleri gerektiğini soranlara cevabım; her zaman ‘kendi zeka ve aklınıza’ olmuştur ve bu durum benim söylediklerimi okurken de geçerlidir.”Bu sözlerin tamamı aslında bir dil bilimci olan ve artık siyaset bilimci olarak kabul edilen Noam Chomsky’e ait.