Cumhuriyetmizin kuruluşunun 98. yılı vesilesi ile, Atatürk’ün “Cumhuriyeti biz kurduk, onu yaşatacak olan sizsiniz” deyişi ile seslendiği gençlere ve hepimize, Cumhuriyet değerlerinin altını çizerek, önemini bir kez daha hatırlatmak istedim. Kuruluşundan bu yana, son 98 yıl içerisinde, henüz genç sayılan Cumhuriyetimiz nice badireler atlattı. Hala da atlatmaya devam ediyor. Ne yazık ki Cumhuriyet değerlerimizi çevreleyen tehlikeleri, tam anlamıyla bertaraf edebilmiş değiliz. Cumhuriyetimiz, laik, demokratik ve sosyal bir hukuk devleti temelinde, gücünü halktan alan bir yönetim şekli olarak kuruldu. Fakat bugün, Cumhuriyetimizin bu temel niteliklerini koruduğunu söyleyebilir miyiz?

Cumhuriyetin bize kazandırdığı, en önemli değerlerden biri olan öğretim birliği ilkesi yıllardır gözümüzün önünde erozyona uğratılıyor. Çocuklarımız eğitim imkanlarından eşit bir şekilde yararlanamıyor. Eğitimde geldiğimiz seviye, dünya sıralamasındaki yerimizden açıkça görülebiliyor. Yüksek okul ve üniversitelerimizde nitelikli bilimsel çalışmalar, ödenek yokluğundan ve bilimsel çalışmaların özerkliğine getirilen sınırlamalar nedeni ile baskı altında olduğundan gelişemiyor. Dünyanın en iyi üniversiteleri arasında yayınlanan listelerde esamemiz dahi okunmuyor.

Cumhuriyetimiz, sosyal bir hukuk devleti olma niteliğinden de her geçen gün, biraz daha uzaklaşıyor. Adalet ve hukuk sistemi ağır ve aksak işliyor. Yapılan hataların bedeli, nice insanın hayatına ve ailelerin mutsuzluğuna mal oluyor. Sağlık sisteminden, işsizliğe ve diğer hak arayışlarının yaşandığı pek çok alanda, sosyal devlet olmanın gerekleri yerine getirelemiyor. Oysa, Cumhuriyetimizi kuran ve bu yolda mücadele eden Atatürk ve yoldaşları, çağdaş ve demokratik devletler arasında yerini alan,laik bir halk devletini hedeflemişlerdi. Bugün geldiğimiz noktada, bu hedefe ulaşmak için hala epey mesafe kaydetmemiz gerektiği, apaçık ortada...

Ataürk,her konuda gençlere çok güveniyordu. Bu yüzden, Cumhuriyeti koruma ve kollama görevini de gençlere emanet etmişti; “Cumhuriyeti biz kurduk, onu yaşatacak olan sizlersiniz” derken, bunun bir bayrak yarışı ve kuşaktan kuşağa soluksuz sürecek mücadele olduğunu çok iyi biliyordu. Biz de bu inançla yolumuza devam etmeyi, vatanımız uğruna canlarını feda etmiş kahramanlarımıza ve Cumhuriyetimizin kurucusu önderimiz Atatürk’e borç olarak biliyorsak, mottomuz; “laik ve demokratik Türkiye Cumhuriyeti sonsuza dek yaşayacak” olmalı.

Yaşasın laik Cumhuriyetimiz! Nice yıllara! Atatürk ve yoldaşlarına minnettarız!