Kimilerimizin beğenmediği…

Dudak büktüğü…

“N’apıyorlar ki, yav?” diye laf salladıkları…

O CHP’li belediyeler var ya…

Onlar olmasa…

Depremin vurduğu 10 şehirde sağ kalan vatandaşlar…

Karnını doyuramaz, aç kalırdı!

Deprem bölgesindeki 10 kentin toplam nüfusu…

Neredeyse 14 milyon…

Kaçı sağ kaldı, Allah bilir…

Çünkü…

Kepçeler hala moloz dağlarının üstünde…

Aşağıda…

Kefensiz yatan kaç kişi var?

Tahmin etmek bile büyük ıstırap!

***

Yüzyılın depreminin üstünden…

Bugün itibarıyla 19 gün geçti…

Vurgun yemiş vatandaşın canlı yayında sesi kılmış bağırmaktan:

“Üç aile bi’çadırı paylaşıyoruz; insanlık bu mu?”

***

Bu acılar sona ermeliydi!

Devlet Baba, “babalığını” yaptı…

6 Şubat gecesi…

Kıskandıran bir refleksle…

“Türkiye Tek Yürek” başlığı altında…

100 yaşındaki Türkiye Cumhuriyeti’nin…

Gelmiş, geçmiş en büyük yardım kampanyasına…

İmza atmaya karar verdi…

O olağanüstü gece için…

Memleketin kafa televizyonları ortak yayın yaptı…

Tıpkı…

Bayrağımız gibi “ay yıldızlı” bir geceydi…

Ünlü isimler, sanatçılar, TV yıldızları, akil insanlar…

Telefonun bir ucunda…

Büyük depremin yaralarını sarmak için…

Bağış topluyordu…

Gün sona ererken bir rekora imza atıldı…

Türk Milleti…

O unutulmaz gece Devlet Baba’ya…

“Al Yüreğim Senin Olsun…” diyerek…

Görülmemiş bir rakam bağışladı…

Kuruşu kuruşuna…

“115 milyar 146 milyon 528 bin lira…”

Ancaaaak…

Bu müthiş meblağın içinde…

Hepsi birer Devlet kuruluşu olan…

Merkez Bankası’dan 30 milyar… Ziraat Bankası’dan 20 milyar… Vakıfbank’tan 12 milyar... Halkbank’tan 7 milyar… Savunma Sanayi Başkanlığı’ndan 3 milyar 600 milyon… TMSF’den 2 milyar… Türk Hava Yolları’ndan 2 milyar… Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan 310 milyon… gelmişti… Bunların toplamı 77 milyar yapıyordu…

Ertesi günde kalmadı…

Bu organizasyonun tartışması başladı…

Özellikle…

Türkiye Merkez Bankası'nın 30 milyar TL. bağışlaması…

Sosyal medyada gündem oldu…

Binlerce kişi…

“Merkez Bankası varlığından veriyorsanız zaten halkın olanı veriyorsunuz… Neden övünüyorsunuz?”  demeye başladı…

Tepkiler o kadar çoğaldı ki…

“Devletin parası nasıl devlete bağışlanır?” tartışması…

Günlerce devam etti ama unutulmadı…

***

Ve o dakikalarda…

İzmir’de de farklı bir projenin son rötuşları yapılıyordu…

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer…

Deprem bölgesini karış karış dolaşmış…

Yaşanmış ve yaşanabilecek tüm acıları…

Bir fotoğraf gibi sergileyen yöre halkına…

İzmir’in nasıl “el vereceği” konusunda noktayı koymuştu…

O da şuydu:

10 kentin insanlarının karnını doyurmak mümkündü…

Acılarına ortak olmak da öyle…

Ancak…

İnsanoğlu tüm acılarını hissederek yaşasa da…

Ailesiyle birlikte…

Başına yıkılan ocağının yerine…

Mutlaka başını sokacak bir yuva bulmak zorundaydı…

İlham böyle geldi…

Başkan Soyer…

Planı, projeyi kurmaylarıyla yaptı; ardından talimatı verdi:

“Arkadaşlar, kampanyamızın adı (Bir Kira, Bir Yuva)…  Başlıyoruz…”

“Bir Kira Bir Yuva” sloganının açılımı şöyleydi:

İzmir Büyükşehir Belediyesi…

İhtiyaç Haritası’nı rehber yaparak…

Asrın Depremi’nde evini kaybetmiş yurttaşlara…

Kira desteği vermek…

Ya da…

Boş durumdaki evini kullanıma açmak isteyenleri buluşturmak için…

Bir dayanışma kampanyası başlatacaktı…

Kollar sıvanırken…

Halk TV de…

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin koluna girdi…

***

Mütevazı ama ses getiren gece gönüllerde çiçek açtırdı…

Canlı yayına…

Sanatçılar… Gazeteciler… Siyasetçiler ve…

Dünyanın farklı şehirlerinden belediye başkanları katıldı…

Gecede 33 bin 98 aile için…

330 milyon TL. toplandı…

Artık…

Deprem vurgununda 10 şehirde evlerini yitiren…

Çaresiz sokakta barınmaya çalışan…

(Bu rakama dikkat…)

Birebir tespit edilmiş…

“33 bin 98” aile için…

Bir gecede 330 milyon TL. toplandı… 

Bu güzel ülkenin güzel insanları yolladı o paraları…

Ve…

O saatlerde duygularını dile getiren…

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in…

Şu sözleri…

Büyük olasılıkla hiç unutulmayacak:

“Hani derler ya canınız acıyorsa, canlısınızdır… Ama başkasının canının acımasıyla canının acıyorsa, insansınız... Bu ülke için elini taşın altına sokan insan çokmuş... Derin yoksullaşmanın yaşandığı bir iklimde insanlar bunu başardı... Biz bir köprü inşa ettik... O köprü çok daha büyük dayanışmaların müjdecisi adeta…”

***

Bitiriyoruz…

Eskiler ne güzel söylemiş…

Böylesi “İyilik Kervanları” yola çıkarken:

“Az veren candan, çok veren maldan…”

Bilirsiniz ama ben yine de yazayım; yeni jenerasyon için…

Yukarıdaki “özlü söz”ün tertemiz anlamı şudur:

“Varlıklı olmayan kimse az verir ama içten verir, kalpten verir; çok veren ise varlıklıdır; yalnızca maldan vermiş olur…”

Ne zaman söylenir bu özlü söz?

Birine az ya da küçük bir armağan verdiğinizde…

Armağanlarınız bol olsun…

Nokta…

Hamiş: Önemli ayrıntı… Ne kadar can acıtır; bilemem ama Başkan Tunç Soyer’in şu sözleri önemlidir… “Gerçekten yüce bir gönüllülük var insanımızda ama iyilik cezasız kalmıyor… 3 milyon 700 bin saldırı olmuş sitemize o gece… Dünyanın her yerinden yardım geldi... İyilik kolay yaşamıyor, iyiliği yaşatmak bedel ödemeyi, mücadele etmeyi gerektiriyor… İyilik, kötülüğü yendi o gece…”

Sonsöz: Aynı o 100 yıl öncesinde olduğu gibi bir savaş sonrasında yaşanan iklimden nasıl yeni bir cumhuriyet kurmuşsa bu millet, bugün de coğrafyamızın yıkılmış parçasını birlikte kuracağız… / Anonim…”