Oya DEMİR
Burada domino taşları devrildi…
4 Haziran 2013 Salı

"Şimdi buradayım
biraz önce yoktum"

hiç
bir
şey
yok

Önce, oldu:
kıpırdandı
belirsiz -
bir şiddetli boşluktan
tatlı bir özleme doğru.

Belirsiz.

Sonra, oluştu:
devindi
kesik kesik
sabırsız -
bir sevinçli duyumdan
ılık bir beklentiye doğru.

Kesik kesik
sabırsız.

Derken, doldu:
yayıldı
güçlü güçlü
kocaman
aldırmasız -
bir gerilimli doygunluktan
dingin bir sancıya doğru.

Güçlü güçlü
kocaman
aldırmasız.

Şimdi, doğdu:
patladı
çığlık çığlığa
nefessiz
yırta yırta
acımasız -
bir tatlı özlemden
şiddetli bir boşluğa doğru.

Çığlık çığlığa
nefessiz
yırta yırta
acımasız.

Şimdi burada:
biraz
önce
yoktu.

Oruç Aruoba

Yaşarız, bazen o kadar çok aynı noktada yaşarız ki unuturuz etrafı… Unuturuz gerçekleri, doğruları, değerleri. Kendimize bir dünya yaratır; yarattığımız dünyanın gerçekleri ve doğrularıyla yaşarız… Duymayız itirazları, görmeyiz farklı yaşam tarzlarını, bilmeyiz, bilsek de kabul etmeyiz… O kadar çok inandırırız ki kendimizi farklı herhangi bir şeye tahammül edemeyiz… Kızarız… Kızarız ve kabul etmeyiz… Kabul etmek zordur çünkü… Kendine ters düşmektir… Yaşadığın, kendine ait dünyadan çıkmak ve başka dünyaların farkına varmaktır… Zordur… Dışarıdan yükselen çığlıklara rağmen; yaşarız kendi doğrularımızla… Hırçınlıklarımızla… İnatlarımızla… 

Yaşarız, bazen o kadar çok aynı noktada yaşarız ki alışırız… Alıştığımıza inanırız. Alışmaktan başka şansımız yok diye düşünürüz… Alışkanlıkların dışına çıkmak zordur… Bazen çaba, bazen acı, bazen üzüntü, bazen de inanılmaz bir sabır gerektirir. Kaçmak isteriz kaçamayız, çözmek isteriz çözemeyiz, bulmak isteriz ne aradığımızı bilmeden bulamayız… Yaşarız… Adını koyamadığımız özlemlerle, adını koyamadığımız beklemelerle… Yaşarız aynı noktada; bize ne verilirse, onunla yetinerek… İçimizde yükselen çığlıklara rağmen yaşarız alışkanlıklarımızla… Endişelerimizle… En çok da korkularımızla…

Alışkanlıklarla görmemeye, duymamaya, söylememeye başlarız. Kocaman bir kısır döngüdür. Sustukça duymayız, duymadıkça görmeyiz, görmedikçe yine susarız… Zaman zaman bir iki kadeh rakı içeriz o zaman başlarız konuşmaya… O zaman ortaya çıkar; görmediklerimizi gördüğümüz, o zaman ortaya çıkar duymadıklarımızı duyduğumuz… Duymadıkça, görmedikçe, sustukça yavaş yavaş büyümeye başlar her şey, üst üste gelmeye başlar; alıp alıp okumadığımız kitaplar gibi… Büyür ve bekler… Bekledikçe büyür… Sonra bir gün; biri üst üste koyduğunuz kitap yığınına çarpar ve hepsi birden düşer… Sonra bir gün; biri bir cümle söyler duymadığımız, görmediğiniz her şey bir çığlıkla dudaklarımızdan dökülür… O incecik çizgi geçilmiştir…Kırılmıştır artık… Dökülür dökülür dökülür…O sırada birisi toparlamaya başlamaz ise diğer yığınlarda dökülmeye, düşmeye, dağılmaya başlar… Domino taşları gibi

Bir haftadır ülkemde olan bu… Halktan hükümete kadar her yerde domino taşları yıkıldı, yıkılmaya devam ediyor… O taşları alıp, aynı şekilde sıralamak mümkün değil… Artık görmemek, duymamak, söylememek mümkün değil… İletişimde kurumsal körlük derim… Artık geriye dönmek ve o kurumsal ve bireysel körlük içinde yaşamak mümkün değil… Artık kendi kendimize yarattığımız doğrular dünyasında yaşamak mümkün değil. Artık susanları duymamak, olmamış gibi davranmak mümkün değil. Artık o taşları başka taşlarla karıştırmak mümkün değil… Yıllar yılı sürdürdüğümüz benim dediğim doğru, olacak egemenliğine dönmek mümkün değil… Yıllar yıllar biriktirdiğimiz o endişe ve korku egemenliğine geri dönmek mümkün değil… Artık “öteki” ve “beriki” olmak mümkün değil.

Her zaman söylerim sadece ve sadece kendi kendimize yarattığımız hapishanemizin duvarları ne kadar izin verirse o kadar özgürüz…
Ve şimdi domino taşlarını yeniden “bir” ve “yeni” olarak üst üste koyma zamanı…
 

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 2 yorum var, 2 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
vildan 18 Temmuz 2013 Perşembe 00:34

Çok güzel bir yazı eline,yüreğine kalemine sağlık.

Yorumu oyla      11      5  
beste alimert 4 Haziran 2013 Salı 15:20

oya hanım duygu düşüncenize sağlık. Bir millet uyanıyor..

Yorumu oyla      11      5  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Toplumsal Bellekte Bir Akdeniz Liman Kenti: İzmir
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Sönmeyen yıldız!
Çağdaş ÖZGÜN
Çağdaş ÖZGÜN
Zoraya ter Beek’in ötanazi kararı üstüne
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
'Bitti' sanmayın; gelecek!
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Paradigma çökmesi bir gerçek
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
Amma velakin, bir şey yapmalı!
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Kılıçdaroğlu’nun öfkesi ve yeni dengeler…
Hanzade ÜNUZ
Hanzade ÜNUZ
Milletin cebi
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Birleşik Krallık ve ahlaki çöküntü
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
Maymunlar Cehennemi ve Cujo
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva