Ülkeleri yöneten zümrelerin ve liderlerin çapsızlığı, vasatlığı korkutucu boyutlarda… Devletlerarası ilişkilerdeki özensizlik ve düzeysizlik ha keza…

Bu iç karartan tabloyu şöyle okumak da mümkün; İnsanlık güvende değil.

Geçen yıldı galiba, Rusya’nın Türkiye Büyükelçisi Ankara’da bir davette öldürüldü… Putin, “olur böyle şeyler, büyütmeyelim” anlamına gelecek şeyler söyledi ve olay kapandı. Şimdi de, İstanbul’da, Suudi Başkonsolosluk binasında ortadan kalkan gazeteciyi konuşuyoruz… Ancak bu defa, “olur böyle şeyler” diyen yok!

Günlerdir, polisiye dizi izler gibi izliyoruz, Başkonsolosluk binasında yok olan gazeteci vakasını. Ölü mü, diri mi? Kaçırıldı mı? Suudi Arabistan’dan gelen özel tim gazeteciyi doğrayıp bavulla mı, götürdü? Ceset nerede?

Benim aklıma takılan soru ise biraz farklı… Muktedirler birini öldürmek için böyle çetrefil yollara başvurmuyorlar, diye biliyorum. Yanında nişanlısı mı, ajan mı belli değil, bir kadın, ortalıkta dolaşan gazeteciyi öldürmek için bu kadar tuhaf bir yola neden başvursunlar! İşlenmiş nice cinayetleri var ama böylesi yok…

O halde, sormak lazım; İşin aslı ne? Bu iş neden yüzlerine gözlerine bulaştı?

İşin doğrusu ortaya çıkınca, olan biten hakkında hepimizin bir fikri mutlaka olacaktır.

Bu arada, Rahip Brunson unutuldu gitti… Ajan mı, din adamı mı? Suçlu mu, suçsuz mu? Trump, neden Türkiye Cumhuriyeti’ne değil de, Erdoğan’a teşekkür ediyor. Neden, fidye ödemeyeceğiz, diyor? Falan…

Bir de kayıp Interpol Başkanı vardı, değil mi? Çin’de tutuklanmış, sorgulanıyormuş…

Ne kadar hazin… Neresinden tutsanız elinizde kalıyor…

Dünya’da işler arapsaçı… Yönetemiyorlar… Yetersizlikle malul yönetici zümreleri hata üstüne hata yapıyor.

Vicdan yoksunluğundan muzdarip insanlığın, bu tükeniş çağının orta yerinde, çıkışsızlığına tanıklık ediyoruz.

Gösteri ve tüketime dayalı gündelik hayat ortalıkta akıllı insan bırakmadı. Tüketim kültürü aklımızı başımızdan aldı. Dolayısıyla seçtiğimiz yöneticiler de kendimize benziyor. Cümbür cemaat saçmalayıp duruyoruz.

Bununla birlikte, kapitalist sistem çökerken, aklımızın da yeniden başımıza geri döneceğine inanıyorum.

Bütün mesele, sağ salim o günlere ulaşabilmekte…