Tayfun MARO
Bir tuhaf rastlantının düşündürdükleri
9 Temmuz 2019 Salı

Kadir Mısıroğlu, islamcı çevrelerde tarihçi-yazar olarak tanınır, Atatürkçülerin nefretini kazanmakla ünlüydü, 6 Mayıs sabahı, öldüğü açıklandı. Bir süredir tedavi görüyordu.

Bundan tam 47 yıl önce, 6 Mayıs günü gece yarısı, Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan, Yusuf Aslan asılmışlardı.

6 Mayıs günü, üç devrimcinin idamının yıldönümü ile sol cenahın nefret nesnesine dönüşmüş bir islamcının ölüm haberi dramatik şekilde kesişiyordu.

Bu tuhaf rastlantı, “devrimcilerin hüzünlü anması ile İslamcıların acı kaybının aynı günde olması,” neden ibaret olabilirdi… Olabilecek en negatif duyguların çarpışması…

Üç devrimci genci asan ceberut devlet, dün işbaşındaydı, bugün de işbaşında…

Öldürme hakkını da tereddütsüz kullanmaya devam ediyor...

Devletin hükümranlığı söz konusu olduğunda, anayasasında ne yazarsa yazsın durum değişmiyor; ama şiddetle ama şefkatle itaat sağlanıyor. Buna toplumsal mutabakat diyoruz.

İşte o mutabakatın bozulduğu zamanlardayız…

Kamusal alanda, toplumsal mutabakat çöktüğünden beri, seküler ve laik normlara dayalı kamu düzeni ile islam normlarına dayalı kamu düzeni tercihleri arasında gerilip kalan toplumun kararsızlığı, devlet otoritesine itaat koşullarını bulanıklaştırdı.

Bu ahvalde, kimilerince önerilen, ortak değerler üzerinden yeni mutabakat mümkün müdür?

Kanımca, mümkün değil.

Toplumsal mutabakatı konuşmanın yöntemi üzerinde konsensüs sağlamadan ve toplumsal mutabakat koşullarını bütün taraflar arasında tartışmadan ortak değerleri dile getirmek anlamlı değil. Muhtemelen muğlâk ifadeler metni anlaşılmaz kılacaktır.

İzmir, seküler zeminde toplumsal mutabakatın yeniden inşasına ilham veren şehirlerin belki de en önünde geliyor.

Bu nedenle, bir arada yaşamayı bilen farklı kültürlerin kozmopolit şehrinde, hayatın yavaş akışının getirdiği sakinlikle ve yapıcı üslupla, yeni toplumsal mutabakatı konuşmak çok mümkündür.

İmparatorluk dağıldıktan sonra, geride kalanların kurduğu “Modern Cumhuriyet” ortak değerleri zaten tanımlıyor. Bu gerçeğe sırt çevirerek salt modernite sonrasından ilham alan islamcıların düştüğü durumda ısrar etmenin âlemi yok.

Nitekim İslami zeminden mutabakat çıkmadığını gören muhafazakârlar yeni arayışlara girdi.

Yeni toplumsal mutabakatı seküler zeminde yeniden konuşmanın zarureti artık aşikâr.  Türkiye’ye İzmir’den ses vermenin vaktidir.

Ne ki bu işler rakı/balık, boyoz/gevrekle yürümüyor. Duru bir akıl gerek.

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Bu şarkı burada bitmez!
Ahmet Aydın AKANSU
Ahmet Aydın AKANSU
Ders almadınız mı?
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Ege Çağdaş Eğitim Vakfı'nın güzel çalışmaları
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
TFF yönetiminin geleceği yok!
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Güvenmek ya da güvenmemek!
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Sonunda oldu
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
İzmir İktisat Kongresi’nin ardından TİS sınavı… Haftalık çalışma 35 saat olur mu?
Harun ÖZDEMİR
Harun ÖZDEMİR
Siyasette yeni durumlar
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
'100 yıllık avans' ne demek?
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Atışmanın zarafeti
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva