Tayfun MARO
Bir Donald Trump esintisi…
17 Mayıs 2017 Çarşamba

Donald Trump, bütün halleriyle, bugünün satıhlaşan tüketim ve gösteri toplumunu temsil eden bir figürdür. Gelişinde yanlışlık yok. Bilişim devriminin getirdiklerine direnenlerin sesi soluğu olacak.

Bu binyılın şafağında, küreselleşen kapitalizmin yıkıcı bir krize girdiğini gösteren öncüller daha bir görünür oldu. İç savaşlar yaygınlaştı, terör aldı başını gitti. Dünya savaşı tehdidi büyüyor. Güvenlik politikaları çöküyor; güvenlik sorunu korkutucu boyutlarda. Dünya nüfusunun dörtte üçü yoksul.

Sahip olduğumuz değerleri nicedir taşıyamıyoruz, üstümüzden akıyor. Tüketim kültürünün aynılaştırdığı insanın tükenişi hız kesmiyor.

Karabasan gibi üstüne çöken gündelik hayatın bunalttığı insan, sanal âlemde çarnaçar çıkış arıyor.

Nihayetinde, Kapitalizmin yeni Dünya düzeni kimseyi mutlu etmiyor; Büyük insanlığı korkuları yönetiyor artık. Sistemde “paradigma çökmesi” dedikleri tam olarak bu olmalı…

Yeryüzünün güvenliksiz bölgeleri her zaman vardı. Ancak, bu bölgeler biliniyor ve kontrol altında tutulabiliyordu. Güvenliksiz bölgelerde yaşayan nüfusun sefaleti olağan bir durum olarak algılanıyordu. Yönetilebilir sefaletin ve şiddetin sıradanlığı…

Sorun şu ki, küreselleşen kapitalizmin yol açtığı sistem sorunları yönetilebilir olmaktan uzaklaştı; aksine, giderek derinleşiyor. Dengeden çıkan sistemin yeniden dengeye dönmesi zor görünüyor. Sefalet ve şiddet kontrolden çıktı.

Yeryüzünde hızla artan açlık ve yoksulluğun yanı sıra, kapitalistlerin insani duygulardan yoksunluğu, olumsuz tablonun vahametini daha da artırıyor. Çıkışsızlık duygusu insanlığı kuşatıyor.

Bu karamsar tabloyu dramatik biçimde tamamlayan Donald Trump, gelişiyle kimseyi şaşırtmadı.

Donald Trump’ın ABD Başkanı oluşu bir tesadüf değildir. Kapitalist sistem içinde ortaya çıkan çatışma, sistem içi bir sorun gibi görünmekle birlikte, kapitalizmin dünya sistemi olduğu da bir gerçektir. Yani kapitalist sistemde olan biteni “Dünya problemi” olarak görmek gerekiyor.

Endüstri devrimi sonrasında gelişen üretici güçlerin sistemdeki belirleyici gücü, bilişim teknolojilerinin geliştirdiği yeni üretici güçlerin baskısı altında gerilemeye başladı.

Donald Trump, bilişim devrimi öncesinde, tam olarak bu gerileme sürecinin ortaya çıkardığı konjonktürel bir başkanlık anlayışını temsil etmektedir.

Ortaya çıkan yaklaşım farkının kaynağında, otoriter yönetime duyulan ihtiyaç olduğu muhakkak...

Dolayısıyla benzeri liderlere bu dönemde sıkça rastlanabileceğini öngörmek gerekir. Aşırı milliyetçi, ırkçı, faşizme teşne liderlere gün doğmuş bulunuyor.

Donald Trump ayağının tozuyla, ABD’yi Pasifik bölgesi serbest ticaret anlaşmasından çıkardı; Dünya Ticaret Örgütü kurallarına ABD’nin uymayabileceğini açıkladı. Oysa Dünya Ticaret Örgütü, küreselleşmeyi simgeleyen unsurların başında geliyordu. Ne ki korumacı ekonomik önlemlere ihtiyaç doğdu… ABD ve Avrupa, sistem dönüşürken daha az zarar görmenin yollarını arıyor…

Tam da Batı’nın kendi derdine düştüğü şu zor zamanda Trump ile baş başa tam 23 dakika görüşen Erdoğan, söylemek istediklerini ancak basın toplantısında tamamlayabilmiş gibiydi; ama kendisini yüzüne oturttuğu gülücükle dinleyen Trump’a ulaşmak sanki mümkün olmadı. Muhtemelen Trump kendisine söylenenleri veya söyleyeni pek ciddiye almamıştı. Yüzünün orta yerinde sempati yüklü yapma gülücük, Trump,  bir “güleryüzlü ret” eşliğinde, Erdoğan ve heyetini geri gönderdi.

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
'İzmirlilik nedir?'
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
Türkçem benim
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
10 Yönetmen Ve Türk Sineması
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
'Atatürk' adını kim yakıştırdı?
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Göztepe büyüledi!
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Taşlar yerinden oynuyor
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Üç koltuk, iki makam...
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Eğitim ve yeni müfredat
Hanzade ÜNUZ
Hanzade ÜNUZ
Fırtınam, felaketim, hasretim...
Aylin AKDOĞAN
Aylin AKDOĞAN
İzmir-İN
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva