CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Ankara’da il ve ilçe belediye başkanlarını topladı. Çanakkale’de gerçekleştirilecek Adalet Kurultayı’ndan önce hem süreç değerlendirildi hem de başkanların bu dönem görevde bulundukları üç yıl masaya yatırıldı.

Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarını, parti yetkililerinin değerlendirmelerini, başkanların yorumlarını herkes takip etti.

Fakat toplantıda basına kapalı bölümde Kılıçdaroğlu’nun başkanlara bir mesajı vardı. O da yaklaşan delege seçimleri ve ilçe kongreleri…

Malum; parti bir yandan olağan kongre sürecinde olduğu için ilk aşama olan üyelerin netleşmesiyle birlikte mahalle delege seçimlerini tamamlayacak.

Partide siyaset yapan, siyaseti yakından takip eden herkesin hareketli olacağı bir süreç geliyor. AK Parti ve MHP gibi “lider odaklı” partilerde pek de rastlanılmayan delege seçimleri ve kongreler yaşanır CHP’de…

Bunu da herkes bilir!

Kılıçdaroğlu’nun toplantıda, "Halkla iç içe olmanız gerekiyor. Düğün ve cenazelere mutlaka katılın, hasta ziyaretlerini ihmal etmeyin. Bulunduğunuz yerde makam arabaları ve korumalarla değil halkla birlikte gezin" sözleri dikkat çekiciydi.

Tabi ki en önemli meseleye getirdi konuyu lider. Ve kongre sürecini kast ederek, “Örgütün işlerine karışmayın. Çıkabilecek tartışmalarda uzlaştırıcı pozisyon sergileyin” dedi.

Sözleri gayet açık ve netti.

Kısaca;

“Ey belediye başkanları bulunduğunuz konumu ve elinizdeki imkanları partinin içişlerinde kullanmayın”  mesajını verdi.

Peki CHP’de oldukça hareketli, bir o kadar da çetin geçecek bu süreçte genel başkanın milletvekili olduğu İzmir’de belediye başkanları ne yapar? Parti örgütündeki bu karışık atmosferde bir kenarda oturup manzarayı izler mi?

Kesinlikle hayır!

Bunu en başta Kılıçdaroğlu ve parti yönetiminde yer alan herkes çok iyi biliyor.

Amaç, verilen mesajlarla müdahale oranını en aza, minimuma indirmek.

Çok eskilere gitmeye gerek yok. Son il kongresinde Bornova İlçe Başkanı Nevzat Kavalar’ı deviren eski İl Başkanı Alaattin Yüksel salona İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ile birlikte girmedi mi?

Yine Kılıçdaroğlu’ndan önce Baykal döneminde bugünün genel sekreteri o dönemin Bornova Belediye Başkanı Prof. Dr. Kamil Okyay Sındır’ın açık destek verdiği Ertürk Çapın karşısında seçimi Enver Dündar kazanınca Kocaoğlu, ”Kim adam kim şalgam gösterdik” demedi mi?

Metropol ilçeler başta olmak üzere her yerde belediye başkanları kongrelerde çeşitli sözlerle delegeleri etkileyip destekledikleri isimlere oy istemedi mi?

2014 yerel seçim sonuçlarına göre İzmir’de 30 ilçenin 22’sinde CHP’li belediye başkanları görev yapıyor.  Ve partide bir iç yarış var. Bugün isim vermeye gerek yok ama ilçe başkanlarının neredeyse yarısı ya belediyede çalışıyor ya da belediye bağlantılı bir yerden maaş alıyor! 

Parti yönetimlerinde görev yapanların durumlarını, konumlarını, yakınlarını konuşmaya bile gerek yok.

Hal böyle iken; belediye başkanlarını ilçelerdeki kongre sürecinden bağımsız düşünmek ahmaklık olur!

Sözün özü; başkanlar bırakın kenara çekilmeyi, kıyıda durumu seyretmeyi topu-tüfeği-kılıcıyla geliyor…