Cemil DİRİM
Barış süreci
10 Temmuz 2013 Çarşamba

Gezi Parkı eylemlerinin başlamasından önce ülkenin en önemli gündemi “Barış Süreci” idi. 2013 yılının başından bu yana, iktidarın Öcalan ile yaptığı müzakereler sonucu başlattığı süreçte aylar geçti. Bu süre içerisinde hiçbir çatışma yaşanmadı, ölüm olmadı. PKK 8 Mayıs’ta çekilme sürecini başlattı ve çekilmenin tamamlanması bekleniyor.
Kuşkusuz  ülkemiz açısından en önemli sorunların başında “Kürt sorunu” geliyor ve bunun çözümüne yönelik “Barış Süreci” yaşamsal bir öneme sahip. Katı milliyetçi/ulusalcı çevreler dışında toplumun büyük bölümü sürece olumlu bakıyor, destek veriyor.
Ancak kuşkular da yok değil. G. Doğu’da, Kürtler'de iktidarın sözünde durmama endişesi varken, batıda ise PKK’nın gerçekten silah bırakacağına ilişkin kuşkulardan söz edilebiliyor.
Mayıs ayı sonunda Gezi Parkı eylemleri başladığında pek çok kişinin, en çok da Kürtlerin aklına bu eylemlerin barış sürecini nasıl etkileyeceği konusu takılmıştı.
Özellikle de eylemlerin ilk günlerinde “ulusalcı” kesimlerin bu eylemleri kendi amaçları doğrultusunda kullanma çabaları, hem Kürtler hem de barış sürecine destek veren demokrat kesimler arasında tedirginlik yarattı. Bu nedenle, özellikle Kürtler eylemlerin başlangıcında ortalıkta fazla görünmediler. Ancak eylemlerin öncüsü olan gençler, her tür otoriter anlayışa karşı olduklarını çok net ortaya koyarak ulusalcı girişimleri boşa çıkarttılar.
Gezi Parkı’nda eylem yapan gençler, “Herkes farklı, herkes eşit” sloganı ile toplum içindeki tüm yapay ayrımları yok ettiler, tüm farklı kesimlerin hakları için bir araya gelebileceğini gösterdiler. Gezi Parkı eylemleri halkların barış içinde birlikte yaşamasının mümkün olduğunu bir kez daha gösterdi. Bu eylemler sırasında polisin sert müdahalesi ve basının yanlı yayınları karşısında pek çok ulusalcı/milliyetçi, Kürtlerin yıllardır neler çektiğini görmeye başladı. Böylece, Kürt sorununun çözümü, barış sürecinin ilerlemesi için çok daha uygun bir ortam oluşmaya başladı.
Gezi Parkı direnişinin talepleri ile Kürt sorununun çözümü için ileri sürülen talepler arasında da büyük ölçüde paralellik var. Her ikisi de daha çok demokrasi, özgürlük ve eşitlik talebini öne sürüyor. Tek merkezden yönetime karşı çıkarak, kararlara halkın katılımını ve yerel yönetimlerin güçlendirilmesini savunuyor. Farklılıklara özgürlük tanınmasını, herkesin diline, inancına, kimliğine, yaşam tarzına saygı gösterilmesini talep ediyor. Bugün, “Barış Süreci”nin başarıya ulaşması için her koşul mevcuttur. İklim, “Barış sürecine” her zamandan daha fazla uygundur.
Demokrasi farklılıklara tahammül rejimidir. En uç tartışmalar bile bizim doğru kararlar almamıza neden olabilir. Örneğin barış sürecine gelirsek; konu barış ise ölümlerin sona ereceği her türlü girişimi desteklemeliyiz. Bu konuda ideolojik davranmak hata olur. Barış gibi bir konuda herkes yaşamdan yana tavır almalıdır. Bu konuda kim çaba gösteriyorsa desteklenmelidir. Çünkü barış sağlanırsa kazanan hepimiz olacağız. Birilerinin savaştan rant kazanması ya da siyasi çıkarları için halkın çocuklarının kurban verilmesine hepimiz karşı çıkmalıyız. Zaman zaman bizi de tedirgin eden, “pazarlıklarda devlet ne aldı, karşılığında ne verdi” gibi tartışmalarla sürece karşı çıkmak bizi yanıltır. Barışı sağlayacak AKP hükümetine muhalif olmak, onun ülke yararına yapacağı işlere de karşı çıkmayı gerektirmez. Hükümet bir çok kötü uygulamasına rağmen şu an bu konudaki kararlı tutumunu sürdürüyor. Türklerinde Kürtlerin de süreç ile ilgili kuşkuları ve yanıtlanmamış soruları var. Bir süre öncesine kadar Başbakan Erdoğan’ın söylediği , “ dokunulmazlıkları kaldıracağım, idamı getireceğim” gibi MHP’den de katı söylemleri henüz unutulmadı. Kürt tarafı, Başbakanın acaba başka bir hesabımı var diye tereddüt ediyor hala. Yıllardır süren terörden sonra özellikle ülkenin batısında bu süreci kabul ettirmek kolay değil. Ancak yoksul Türk ve Kürt çocuklarının daha fazla demokrasi sayesinde çözülecek sorunlar nedeniyle yıllardır ölmesine “hiçbir vicdan sahibi vatandaşımız bana ne diyemez” dememeli. Son gezi olayları gösterdi ki bizim daha demokratik bir anayasaya, daha özgür bir siyasi ortama ihtiyacımız var. Bu konuda herkes üzerine düşeni yapmalı. Bu arada barış sürecine karşı çıkanlar da varsa bir çözüm önerileri ortaya koymalı ve bizi ikna etmeli. Eminim bu ülkeyi seven hiç kimse terör olaylarının tekrar başlamasını, büyük kentlere de yayılmasını, bir iç savaşın yaşanmasını istemez. Gezi olayları nedeniyle tepetakla olan ekonomimiz ve dış itibarımız böyle bir durumda ne olur tahmin bile edemiyorum. Türkiye sevdalısı herkes; iktidarıyla muhalefetiyle, yöneticileri ile normal vatandaşıyla bu süreci iyi izlemeli, devletin gereksiz taviz vermesini engellemeye çalışmalı ve barışa destek vermelidir diye düşünüyorum. Bu süreçte CHP’li İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, kentin önde gelen isimleri ile basın mensuplarını Diyarbakır’a götürerek, bu sürece destek vermiş ve öncülük etmiştir. Aziz Kocaoğlu’nu bu davranışı nedeni ile kutluyorum. Eğer bu süreci tamamlayabilirsek, içte birliği sağlayabilirsek, Türkiye büyük devlet olma şansını tekrar yakalayacaktır.

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Çok mu çok oluyor bu Çeşme?
Dr. Hakan Tartan
Dr. Hakan Tartan
Can dostlar tartışması!
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
Beyaz tren...
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
'Memleket' küçülüyor!
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Afyon üstünden Akşehir’e... (Gezi notları)
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Çıkışlar kapalı
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
19 Mayıs 'yorulmadan' ilerleme günüdür
Çağdaş ÖZGÜN
Çağdaş ÖZGÜN
Çocuklukta yaşamsal sorunlar üzerine
Ümit YALDIZ
Ümit YALDIZ
Değişimin ayak sesleri!
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
19 Mayıs'tan Lozan'a...
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva