Ruhani yanı ağır bassa da…

Her türlü kazada, belada, hastalıkta…

Mucize kendini gösterdi mi?

Herkesin dilinden düşmez şu cümle:

“Öldürmeyen Allah öldürmez!” 

Dokuz yaşındaki Sarya…

İşte…

Öylesi bir mucizenin…

Capcanlı meleği…

Üstelik, “azmin timsali” olacak kadar…

Büyüklerine…

Şahane bir örnek!

*** 

Parmak kadar bir yavrunun…

Azrail’e…

Nasıl çalım üstüne çalım attığının hikayesi başlıyor…

*** 

Aycan ve Adem Yardımcı çiftinin…

Dünya tatılısı bebekleri olarak…

Ağrı’da dünyaya geldi Sarya’cık…

Henüz iki yaşındayken…

Sağlığı bozuldu o bal gözlü bebişin…

Konuşmaya yeni başlamıştı…

Aile “idrar yanması” şikayeti ile doktor doktor dolaşmaya başladı…

Kimbilir kaç şehirde…

Sarya için çare aradılar; siz onlara sorun…

Dünya kadar ilaç kullandılar…

Bir türlü teşhis koyamıyorlardı “yavru kuş” Sarya’ya!

Gencecik anne-baba…

Son durak olarak İzmir’e rota kırdılar…

“Bu şehrin havası şahane…” dediler; yerleştiler…

Behçet Uz Çocuk Hastanesi’ne abone oldular(!) adeta…

Sarya’nın şikayetleri bir türlü bitmiyordu…

Günlerden bir gün…

Dünya tatlısı kızlarının başında bir “şişlik” fark ettiler…

“Bi’yere çarptı galiba…” diye düşünürken…

Parmak kadar yavruyu…

Apar topar Dokuz Eylül Üniversitesi’ne götürdüler…

Ve…

O gencecik anne-babanın dünyalarını karartan teşhis…

İşte o gün kondu!

Sarya’cık…

Beş yıl önce beyin ameliyatı geçirdi…

Başından kemik çıkarıldı…

Asıl şokl tahlillerden sonra yaşandı…

O güzeller güzeli masum yavruya…

Bir kanser türü olmakla beraber…

Kemik iliğinden kaynaklanan ve deriden lenf düğümlerine göç eden…

LHH teşhisi konuldu…

Biliyor musunuz?

Tıp dünyasında…

“Langerhans hücreli histiyositoz” (LHH) olarak anılsa da…

Aslında…

Nedeni bilinmeyen bir hastalıktan söz ediyoruz…

Vücudun neredeyse her yerine yerleşiyor ve…

İnanılmaz hasara neden oluyor…

*** 

Bu hastalık…

Milyonda en çok dört kişide görülüyor…

Ve…

İnanmayacaksınız ama…

O masum yavru Sarya…

Aynı hastalığa…

Üç kez yakalandı…

Her defasında müthiş ağır kemoterapi seanslarına katlandı…

Görene, duyana…

“Yaşama azmi işte budur!” dedirtti…

Sevindiren haber şu:

O parmak kadar dirençli kız…

Artık… 

Bir yıldır kemoterapi almıyor…

Sadece bu kadar mı?

Her defasında tedaviye olumlu cevap veren Sarya Zeynep…

Şimdi…

Kanserle mücadele eden yavrulara ve ailelere umut oluyor…

*** 

Sarya’ya ve ailesine…

O hassas dönemde en çok…

Kısa adı “LÖSEV” olan…

“Lösemili Çocuklar Sağlık ve Eğitim Vakfı” destek verdi…

Büyüdüğünde…

Sarya, “LÖSEV”i hiç unutmayacak…

Kimbilir?

Belki de…

Yıllar sonra o vakfın gönüllüsü olacak…

Şimdi üçüncü sınıfta…

Derlerinde çok başarılı…

*** 

Bitiriyoruz…

Eskilerin dediği gibi “hayat”ın yolları “dikenli”…

Ama…

Her güçlüğü yenebilecek güç…

Yaşımız kaç olursa olsun sadece kalbimizde!

Eğer…

Daha konuşmaya başladığı günden beri…

Amanız hastalığın pençesinde…

Bugünleri görebildiyse Sarya’cık…

Alkışa layıktır…

Keşke bu azim…

Yaşımız kaç olursa olsun…

Hepimizin kalbinde yeşermeye hep devam etse!

Nokta…

Hamiş: Siz de benim gibi merak etmiş olabilirsiniz… “Sarya” adının anlamı, “gece gelen bulut” veya “gece yağan yağmur”… Ancak, okuduğunuz hayatın içinden öykünün kahramanına en çok yakışan üçüncü bir tanımı daha var “Sarya”nın: “Kadın Süvari”… Galiba en çok da bu anlamı güzel Sarya’nın… (Nevra Uçkaç’ın Hürriyet EGE’de yayınlanan haberinden esinlenerek…)

Sonsöz: “Olmaz dediğin ne varsa hepsi olur… Düşmem dersin, düşersin… Şaşmam dersin, şaşarsın… Öldüm der durur, yine de yaşarsın… / Hz. Mevlana…”