Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Atatürk'ü nasıl değerlendirelim?
1 Kasım 2016 Salı

Tarih felsefesi;ister materyalist ister idealist okulu temsil etsin, tarihi kişiliği; hem içinden çıktığı toplumun ürünü, hem de toplumun kaderini etkileyen ve ona damgasını vurabilen kişilik olarak tanımlıyor.

Atatürk konusunda en ayrıntılı ve nitelikli biyografiyi kaleme alan Şevket Süreyya Aydemir,”Tek Adam” adlı kitabında;

 “Mustafa Kemal Atatürk de tarihi bir şahsiyettir. Bu şahsiyetin de tarihin akışında bir rolü vardır. Hem de içinden çıktığı Türk Toplumunun kaderine damgasını vuracak ve çağının olaylarına yön verecek kadar güçlü ve etkili bir rol. Bu bakımdan milletinin kaderine olan müdahalesi şüphe götürmez…

Çağımızın gelişmelerine olan müdahalesine gelince, Türkiye’de başardığı ve bütün sömürge, yarı sömürge ülkeleri milli kurtuluş hareketlerine önder olan, yön tayin eden milli istiklal, iktisaden ve siyaseten egemenlik savaşı dediğimiz hareket, O’nun çağdaş hüviyetinin orijinal cephesidir”. diyor

Atatürk Halkçılığı

Bu bağlamda Atatürk’ün Türk toplumunu yeniden inşa etmede ekonomi-politikaları açısından öngördüğü ilkeler içinde “Halkçılık” ve  “Devletçilik”in  öne çıkarıldığı gözlemlenmektedir.

O, yaptığı çeşitli konuşmalarda “Halk devrindeyiz, Halk Hükümetiyiz ve Halkçılık yapacağız” diyor ve Halkçılık’ı “sosyal nizamı emeğin hukukuna dayandıran sosyal meslek” şeklinde tanımlıyordu.

Bu anlamda Halkçılık, kapitalizme, ağa ve eşraf yönetimine karşı doğrudan doğruya çalışan sınıfların iktidarı ele alması demekti.

Atatürk Devletçiliği

Ekonomi tarihçileri Atatürk’ün “Devletçilik”  politikasının  ise, birbirini izleyen iki evrede farklı özelliklere sahip olduğunu bildiriyorlar .

1923-1929 yılları arasında açık ekonomi koşullarında yeniden inşa yaklaşımının egemen olduğu, ancak ekonomik hayatın denetiminin milli unsurlara geçmesini kolaylaştırıcı ve ılımlı korumacılığı öngören tezlerin öne çıkarıldığı gözlemleniyor. Anılan evrede, yabancı sermayenin belirli koşullarda desteklenmesini öngören yaklaşımlar olmakla birlikte, demiryolları ve tütün rejisinin devletleştirilmesi göze çarpıyor. Limanların ise devletin imtiyaz verdiği yerli şirketlerce işletilmesi yeğleniyor.

1930–1939 evresinde ise ekonomi-politikaları bakımından iki belirleyici özelliğin; “korumacılık ve devletçiliğin öne çıktığı” görülüyor.

Bu yönelişte,1930’lu yıllarda kapitalist dünya ekonomisinin yaşamakta olduğu büyük buhranın etkisi olduğu söylenebilir.

Anılan evrede, devletin tarım dışındaki üretken alanlarda asli yatırımcı üretici unsur olarak ortaya çıktığı, sözgelişi; demir ve deniz yolarında, belediye hizmetleri, enerjide, sanayi ve maden sektöründe, tarımsal alt yapı, sağlık ve eğitim gibi hizmetlerde egemen olduğu gözlemleniyor.

Devletin bu alanlardaki etkinlik ve yatırımları,1934 yılından itibaren Birinci Beş Yıllık Sanayi Planı içinde programladığı biliniyor.

”Devletçilik” olarak nitelendirilen bu uygulamalar Türkiye’nin sanayileşmesi ve kalkınmasında başat rol oynamıştır.

Bununla birlikte, devletçilik uygulamalarının salt ekonomik alt yapıyı oluşturma etkinlikleri olarak görmenin eksik bir tanımlama olduğu, bu etkinliklerin aynı zamanda sosyal ve kültürel merkezler oluşturmada toplumun kalkındırılmasında önemli işlevler gördüğü bildirilmektedir.

Bu bağlamda, Atatürk’ün ekonomi-politik görüşünün ”Devletçilik ve Halkçılık Temelinde Planlı Karma Ekonomi” olduğu açıktır.

Kısaca;

Atatürk, içinden çıktığı toplumu dönüştüren, dönüştürürken eşitlikçi bir toplum düzeni yaratmak için ilkeler koyan ve eylemler yapan, aynı zamanda emperyalizme karşı verdiği başarılı bir savaşla sömürge ve yarı sömürge ülkelere örnek olan tarihi bir kişiliktir.

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Güneşli günler
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Eskiçağ İnançlarında ve Ritüellerinde Şarap
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Ha’di, öldür beni!
Çağdaş ÖZGÜN
Çağdaş ÖZGÜN
Zoraya ter Beek’in ötanazi kararı üstüne
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
'Bitti' sanmayın; gelecek!
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Paradigma çökmesi bir gerçek
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
Amma velakin, bir şey yapmalı!
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Kılıçdaroğlu’nun öfkesi ve yeni dengeler…
Hanzade ÜNUZ
Hanzade ÜNUZ
Milletin cebi
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Birleşik Krallık ve ahlaki çöküntü
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva