Allah biliyor ya…

AK Parti ne çok istedi İzmir’i…

Ne kadar çok arzuladı İzmir’i…

Tam…

15 yıllık bir serüvenin canlı tanıklarıyız…

2004 Yerel Seçimleri’nde başlayan arzu…

O gün, bugündür devam ediyor…

Peki, bu arzunun şiddeti sürüyor mu?

Hem de nasıl!

Ancaaaak…

Elini tutayım, olmadı beline sarılayım dediği…

“Mahallenin En Güzel Kızı”

Bi’busecik bile vermeden…

Kordon’dan uğurluyor son “kısmeti”ni…

Adeta, bitmeyen bir “şarkı” gibi!

Zaten…

Nihat Zeybekci de, öyle demedi mi?

“Bu şarkı burada bitmez!”

Neden böyle dedi?

Çünkü, İzmir dedin mi “arzular şelale” maşallah…

***

Azim başka, hırs başka, sevda başka…

Belki de…

Son 15 yılda yaşadığımız dört yerel seçimde…

Bunu bi’türlü “kavrayamadı” AK Parti ve adayları…

Belki de…

Hepsini birbirine karıştırdı…

***

Girelim yine “Zaman Tüneli”ne…

AK Parti…

İzmir’in “imkansızlığını” 2004 Yerel Seçimleri’nde yaşadı…

Ve, en vahim hatayı yaptı…

İzmir’in tanımadığı Erzurum Horasanlı Taha Aksoy’u…

Rahmetli Piriştina’nın karşısına koydu, fark yedi…

Dönemin Başbakanı Erdoğan…

2009 Yerel seçimlerinde…

Ne hikmetse…

Yine, yeni, yeniden Taha Aksoy dedi…

Bu kez karşısında Aziz Kocaoğlu vardı…

Fark; %26’ya çıktı…

İşte, o zaman…

Barış Manço’nun şarkısındaki gibi…

“Zordur almak bizden kızı…” sözü gerçek oldu…

Zaten…

Taha Aksoy İzmir’e veda ederken, kulaklara küpe ne demişti:

“Ülkedeki genel siyasi havanın yerel seçimleri etkisi altına alması iyi bir durum değil…”

Sanki, bugünleri görmüş AK Partili Taha Bey…

Ama, bi’şi daha söyleyerek gitti İzmir’den…

Adeta, “mim” koydu ve şöyle dedi:

“Aziz Kocaoğlu’na cüzdanımı bile emanet ederim!”

***

Ayaklar suya erdi, AK Parti İzmir stratejisini değiştirdi…

Cumhuriyet Tarihi’nin en uzun soluklu…

Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ı…

2014 yerel seçimlerinde İzmir’den yarışa soktu…

Binali Bey, İzmir Milletvekili sıfatıyla kente geldi…

Çabaladı, uğraştı, yoruldu, kalplere girmeye çalıştı…

Hatta…

Birinci Kordon’da vatandaşlara…

“Körfez’i tertemiz olacak, kötü koku olmadan rakınızı içeceksiniz” bile dedi ama…

Yine de İzmir’i alamadı…

İzmirli, İzmirli olmayana oy vermiyordu…

Son Başbakan olunca da şu espriyi patlattı:

“İzmirliler beni niye belediye başkanı yapmadı? İzmirliler uzak görüşlü de onun için…”

Demek ki, bu kent herkese “uğurlu” geliyor!

***

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yılmadı…

2019 Yerel Seçimleri için, bu kez…

Denizli eski belediye başkanı ve Ekonomi eski Bakanı Nihat Zeybekci’ye…

İzmir’i işaret etti…

Nihat Bey, İzmir’de dört ay çalıştı…

“İzmir rakıyı sever, n’olacak şimdi?” diyenlere bile…

Gülümseyerek, “Eyvallah” dedi…

Yapacaklarından çok İzmir’in yerel hizmetlerini eleştirdi…

Körfez, dedi… Kötü koku, dedi… İzmirli’ye yazık oluyor, dedi…

Kazanacağım, dedi…

31 Mart gecesi…

Kordon’da zeybek oynayacağını bile 1 milyon kez söyledi…

Sonucu hepimiz gördük…

CHP’li Tunç Soyer…

AK Partili Nihat Zeybekci’ye…

Tam 518 bin oy fark attı!

Hem de…

Yarım milyon İzmirli’nin sandığa gitmediği bir yarışta…

***

Kimsenin seslendiremeyeceği bi’şeyi…

Ben söyleyeyim…

Kehanet olmasa da “kader” diyebilirsiniz…

***

Tarih; 18 Eylül 2014…

Binali Bey, İzmir’de seçimi kaybedeli 5.5 ay olmuş…

O sırada Nihat Zeybekci ise Ekonomi Bakanı…

O gün yolu İzmir’e düşüyor…

Belki inanmayacaksınız ama…

Ne diyor biliyor musunuz?

“2019 gelecek hep beraber Atatürk Anıtı’nın önünde öyle bir zeybek oynayacağız ki; İzmir yerinden oynayacak…”

Tarih; 29 Kasım 2018…

Nihat Zeybekci…

Resmen İzmir adayı oluşunun ikinci günü ne diyor?

“Biz İzmir'e gönüller almaya geldik… Ayağımızın altı şişene kadar, ellerimiz nasır tutana kadar çalışacağız… 31 Mart günü Kordon'da zeybek oynayacağız…”

***

Üç gün önce…

Zeybekci, İzmir’e sesleniyor:

“Bu sevda burada bitmedi… Bu şarkı burada bitmez…”

***

O zaman biz bitirelim…

İktidar Partisi, 15 yıla dağılan dört yerel seçimde…

Üç adayı İzmir’de sahaya sürdü ama…

(İthal lafına karşıyım, ithal filan demiyorum…)

Üçü de İzmirli değildi…

Zamanlarının çoğunu…

İzmirli’ye “kendilerini anlatmakla” kaybettiler…

Durmadan proje sıraladılar…

Bu kadar “çok proje” kimin aklında kalır?

Ekonomik krizin pençesinde boğuşurken…

Ayrıca…

Bi’şeyi hep göz ardı ettiler…

(Başka yerlerde işe yarayabilir belki ama…)

İzmirli’ye…

“Layık mısın böyle yaşamaya?” demeyeceksiniz!

Kanalizasyon çukurunu göstermek gereksiz…

İzmirli onu zaten her gün görüyor, önünden geçiyor…

Hatırlatmanın alemi var mı?

Bakın, 14 milyonluk İstanbul’a yürüyen Ekrem İmamoğlu’na…

Bunca yıldır…

AK Partili başkanların yönettiği “Yedi Tepeli Kent” için…

Tek olumsuz bi’şi söyledi mi?

Bi’ara ortalığı duman eden…

“İzmir arsenikli su içiyor!” palavrasını ise…

Bu kent hiç ama unutmadı…

Tabii ki, “Gönüllere girmeye geldik!” güzel laf…

İyi de, İzmirli de soruyor o zaman:

“Bunca yıldır neden giremedin o gönüle?”

Bi’şi daha var…

AK Parti, 17 yıldır aynı şeyi söylüyor:

“Biz kendimizi İzmirli’ye anlatamadık!”

Bu “mayhoş” tanımlamayı Zeybekci değiştirdi:

“Biz İzmir'i AK Partili yapmayacağız, AK Parti'yi İzmirli yapacağız…”

Bu da oturmadı!

O zaman yine sorarlar:

“Neden 17 yıldır AK Parti, ucundan da olsa azıcık İzmirli gibi olamadı?”

***

Çok geçerli atasözüdür:

“Sev beni, seveyim seni…”

Madem, mahallenin en güzel kızıyız…

Eh, o kız var ya o kız…

Şıppadanak anlar adımın gözünden…

Harbiden seviyor mu, sevmiyor mu?

Nokta!

Sonsöz: “Kalp denizdir, dil de kıyı… Denizde ne varsa kıyıya o vurur… / Hz. Mevlana…”