Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
2015 toprak yılına nasıl bakalım?
5 Ocak 2015 Pazartesi

Birleşmiş Milletler (BM) 68. Genel Kurulu’nunda aldığı bir kararla 2015 yılını Uluslararası Toprak Yılı(UTY) olarak kabul etmiş bulunuyor.
2015 UTY’nin gündeminde :
- Sivil toplum kuruluşlarının ve kanaat önderlerinin, toprağın insan hayatı için anlam ve önemi konusundaki farkındalıklarını artırmak,
- Toplumu, toprağın gıda güvenliği konusundaki yaşamsal önemi, iklim değişikliklerinde uyumu ve etkilerinin hafifletilmesi, temel ekosistem hizmetleri , yoksulluğun azalması ve sürdürülebilir gelişme hakkında eğitmek,
- Toprak kaynaklarının korunması, sürdürebilir şekilde yönetilmesi ve bütün bu süreçleri verimli bir şekilde sürdürecek politikaları desteklemek, 
- Sürdürülebilir toprak yönetim etkinlikleri ve farklı arazileri kullanan grupları destekleyecek yatırımlara teşvik ve destekler,
- Toprak datalarının bütün düzeylerinde (küresel, ülkesel, bölgesel) toplanması ve hızlı değişim kapasitelerinin savunulması gibi konular olacakmış.

Ancak BM konuyu ele almakta oldukça gecikmiş bulunuyor .

BM’ler Anadolu’da bunu yıllar önce dile getiren Aşık Veysel’den haberli mi bilemem. Ne demiş Usta?

“Dost dost diye nicesine sarıldım / Benim sâdık yârim kara topraktır/ Beyhude dolandım boşa yoruldum / Benim sâdık yârim kara topraktır .
Karnın yardım kazmayınan belinen / Yüzün yırttım tırnağınan elinen/ Yine beni karşıladı gülünen /
Benim sâdık yârim kara topraktır.”

Aslında toprak konusunun ekonomi-politika bağlamında ele alınması gerekiyor.

Artık insanlığın üzerinde yaşadığı toprakların felsefi anlamı üzerinde düşünmesi zamanı gelmiş ,hatta geçmektedir.

BM’ler, öncelikle endüstriyel tarımın,doğanın tahribatı,adil olmayan bir gıda sistemi,sağlıksız beslenmeye dayalı hastalıkları ve istihdam gibi sorunları tetiklediğini sorgulayan çalışmalar yapmak zorundadır.

Endüstriyel tarım;• Tekelci şirketlerin ürettiği tohum ve damızlıkların her yerde kullanımını dayatmıyor mu? Tek çeşide ya da ırka dayanan tarımı ortaya çıkarmış bulunmuyor mu?• Büyük ölçekli işletmelerin atıkları çevreyi, toprağı, suyu ve havayı kirletmiyor mu? •Büyük ölçekli tarımsal alanların işlenmesi de erozyonu körüklemiyor mu? • Yoğun girdi kullanımı ile de insan sağlığına zarar verecek kirletilmiş gıda üretimine yol açmıyor mu? • Büyük ölçüde makineli tarımı gerektirdiği için kırsal kesimde işgücü kaybı yaratıyor, işsiz kalanlar kentlere göç etmek zorunda kalmıyor mu? Ancak sanayi ve hizmet sektöründe yeterince iş olmadığı için toplumsal eşitsizlik ve sorunlar ortaya çıkmıyor mu? •Büyük sermaye tarafından gerçekleştirilen endüstriyel tarım, salt toprakları değil, su kaynaklarını (nehirler, göller, yeraltı suları gibi) denetim altına almıyor mu? Bu durum ise su kaynaklarının düşük gelirli kesimler tarafından kullanımını, hatta suya erişimini kısıtlamıyor mu?

Bu soruları uzatmak mümkün.

Endüstriyel tarım ya da tarımda kapitalist paradigmaya karşı seçenek ya da çözümler,elbette var.
Seçenek , tarımda insanlara toprak edinme hakkı sağlayan ve aile işgücünün egemen olduğu küçük ve orta ölçekli işletmeler ya da Aile Çiftçiliği modelidir. Bir başka deyişle,basit kar güdüsü ile hareket etmek yerine doğayı ve insanı ön plana alan Sürdürülebilir Bir Tarım Sisteminin egemen kılınmasıdır.


Bu işletmelerin desteklenmeleri ve örgütlenmelerini ve bu şekilde piyasayı denetlemelerini öne çıkarmayan yaklaşımlar, havanda su dövmenin ötesinde,timsahın göz yaşları dökmesi anlamındadır.

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Türkiye'nin 'en güzeli' İzmir'e!
Fatih YAPAR
Fatih YAPAR
AVM krizinde kim kazandı?
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
Bumerang!
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Netameli bir tür
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Yumuşama mı, oyun kurmak mı?
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Bitki kıyameti
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Gerçek annelik
Kemal ARI
Kemal ARI
Şirince’de Manoli’nin izinde (1)
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
'İzmirlilik nedir?'
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Göztepe büyüledi!
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva