Cumhuriyetimizin ikinci yüz yıla erişme coşkusunu Türk milletine derinden hissettiren, millî şuuru canlandıran…

Ana teması M.Kemâl Atatürk ve milli mücadele yılları olan birbirinden kıymetli filmleri seyirci ile buluşturan Türk sinema sektörü…

Binbir meşakkatle kurtarılmış bu aziz vatanın ve birlik beraberlik ruhu ile kurulmuş Türkiye Cumhuriyeti Devletinin büyüklüğünü beyazperdeye aktarmakla çok kıymetli bir misyon üstleniyordu.

16 Şubat 2024 tarihinde vizyona giren, yönetmenliğini Abdullah Oğuz’un yaptığı Zaferin Rengi filmi…

Başarılı oyuncu kadrosu, dönemi yansıtan muhteşem film platosu, dekorları ve kostümleri ile…

Nasıl geçtiğini anlayamadığım iki buçuk saatlik seansta, seyretmeye doyamadığım, içinde kaybolduğum o muhteşem sahneleri ile…

Geçmişten günümüze yollanmış, ibretle okunacak bir hatırat, özenle saklanacak bir mektup gibiydi. 

***

Osmanlı topraklarının büyük bir zayiata uğradığı Birinci Dünya Savaşı bitiminde…

Çanakkale savaşlarının büyük bir galibiyetle kazanılması ve imzalanan Mondros Mütarekesi sonrasında…

İstanbul’un itilaf devletlerince işgal edildiği yıllarda 

Çanakkale'de düşmana geçit vermeyen Anafartalar kahramanı Mustafa Kemâl Paşa’nın…

Anadolu’ya çıkacağı günlerde, Fenerbahçe Kulübüne yaptıkları ziyaretlerinde…

“İşgal devletleri ile yapılacak müsabakaların milli hisleri harekete geçireceğini ve burada yeşeren umudun memleketin her köşesine sirayet edeceğini” vurgulaması…  

Ve…“Fenerbahçe Kulübüne sonsuz muvaffakiyetler dilerim” sözü…

Takım ruhu ve  birlik beraberlik felsefesi ile büyük bir moral ve motivasyon kazanan…

Cepheden fiziksel ve ruhsal yaralarla dönen Fenerbahçe Kulübü oyuncularının ve yöneticilerinin…

Kadını ile erkeği ile her meslek erbabından ve her etnik kökenden İstanbul halkının yüreğinde yarattığı milli mücadele ruhu…

İstanbul’dan tüm Anadolu’ya dalga dalga yayılıyordu.

***

İşgal orduları  ile çıktıkları maçlarda ekseriyetle galibiyet elde eden Fenerbahçe oyuncularının… 

Kazandıkları bu umut duyguları ve özgüvenle… 

“Futbol sadece futbol değildir” diyerek sahalarına gömdükleri silah ve cephaneyi..

Kulüp binasının önündeki iskeleden Anadolu’ya gönderme konusundaki azim ve cesaretleri ise… 

Birlik ve beraberlik ruhunun; bir ulusun kaderi üzerindeki önemli tesirlerini gözler önüne seriyordu.

***

Mutlaka izlenmeli denilen bu anlamlı dönem filminde…

Dönemin milli istihbarat teşkilatı “Mim Mim Cemiyeti”nin faaliyetleri…  

İzmir’in Yunanlılar tarafından işgali…

Türk kadınına gösterilecek en değerli örnek olan… Halide Edib’in vatan aşkıyla yaptığı o unutulmaz Sultanahmet mitingi…  

İzmir’in kurtuluşu ile son bulan 1918 -1923 yılları arasındaki istibdat yılları…

Adeta zaman tünelinden geçerek günümüze aktarılıyordu.

***

Bağımsız bir ülkenin temellerini teşkil edecek olan Lozan görüşmelerinin devam ettiği o zor günlerde…  

İngiliz işgal kuvvetleri kumandanı General Harrington’un İstanbul’dan ayrılmadan önce… 

Kendi adına bir futbol maçı düzenlenmesini isteyerek… 

General Harrington kupasına sahip olma hayali ile

Takımlarına takviye olarak Mısır ve Malta’dan kuvvetli oyuncular getirme yoluna gitmesi…

Fenerbahçe Kulübü ise, bir gazeteye verdiği ilanda

“Fenerbahçe Kulübü şartsız olarak ve yalnız kendi kadrosuyla bu maçı oynamayı kabul eder” diyerek

Büyük bir özgüvenle çıktıkları sahada elde ettiği galibiyetle, o meşhur! General Harrington Kupasını kazanması ise…

Kulağı İstanbul’da olan Lozan heyetine büyük bir moral oluyordu.

Yaklaşık beş yıl süren işgal yıllarının nihayete ermesi ile… 

Bir sonbahar gününde… 

İtilaf devletlerine ait donanma gemileri ise Türk bayrağını selamlayarak İstanbul boğazını terk ediyorlardı.

***

Bu muhteşem filmi seyrettiğim o günlerde…

Bir merasimde yapılan; şaşkınlık alameti sayılacak bir hakaretamiz konuşmada…

İşgal kuvvetlerince parsellenmiş Anadolu topraklarını işgalcilerden temizleyerek Laik Türkiye Cumhuriyeti Devletini kuran M. Kemâl Atatürk ve cümle devlet büyüklerimize…

Ve bu uğurda savaşmış ecdadımıza saygı duymak yerine…

“Soysuzlar” diyebilme cesaretini gösteren bir hadsiz sesleniş…

Bu kıymetli filmi, nemli gözlerle seyrettiğim sürece; kulaklarımda yankılanarak adeta beynimi tırmalıyordu.  

***

Tüm salon tarafından ayakta alkışlanan, bu değeri büyük hatırlatma filminin yüreğimde yarattığı duygularla… 

Bu toprakları bizlere vatan yapan M. Kemâl Atatürk'ün büyüklüğünü görmezden gelenlere…

Cumhuriyet ilke ve inkilapları sayesinde elde edilmiş, makam / mevki  sahiplerine…

Renk körü olup da… Milli mücadele denilen kurtuluş zaferinin o göz alıcı rengini seçemeyenlere…

“Zaferin Rengi” filmini… Hassaten; beyinlerinin azami idrak kapasitesi ile izlemelerini temenni ediyorum. 

***

Vatansever Türk ulusunun; vatan savunmasında gösterdikleri o soylu direnişi ve milli mücadele yıllarını anlatan, bu gibi filmlere emek verenlerin aydınlığına bin şükürle…

Başta M. Kemâl Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere… Kurtuluş mücadelemizde tarih yazan soylu ecdadımızı sonsuz minnet ve saygı ile yad ediyorum.