Başlıktaki “efsunlu”(*) cümle…

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın…

Ordu mitinginde seslendirdiği (16 Şubat) tarihte…

Akşama kalmadı; kaynadı, gitti!

Medya unuttu…

Ama…

Vatandaş unutmadı…

Çünkü…

Unutulacak gibi değildi…

Üstelik…

O cümlenin orijinal hali daha da çarpıcıydı…

Cumhurbaşkanı…

Aynen şunları söylemişti:

“Bizim olmadığımız bir büyükşehir belediyesi, kusura bakmayın açık konuşuyorum… Doğalgazı nasıl getirecekler? Biz varsak doğalgaz var biz yoksak doğalgaz yok…”

Vatandaş şaşırdı…

Üzüldü…

“Neden?” diyecek oldu; yutkundu…

İçine attı!

***

Unutulmaz bi’örnek daha…

Yine…

Yakın tarihten (26 Şubat)…

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul’da bir açılışta…

Mikrofon yine kendisinde…

Ekrem İmamoğlu’nun yönetimini eleştiriyor:

“Kardeşlerim şu anda bu ülkeyi kimler yönetiyor?

Biz yönetiyoruz… Şu anda İstanbul’da bulunan bu zat veya zevat böyle bir imkâna sahip mi? Değil…”

***

Eksik kalmasın; bi’örnek de “Topuklu Efe”nin memleketinden…

Yıldız tarihi: 29 Şubat…

Cumhurbaşkanı Erdoğan…

Açık ve net konuşuyor:

“Büyükşehri ve ilçeleriyle Aydın, 31 Mart'ta tercihini Cumhur İttifakı'ndan yana yaparsa bundan kazançlı çıkacak olan sizlersiniz… Niye? Cumhurbaşkanı bu kardeşiniz mi? Hükümet bu kardeşinizle mi yürüyor? Kabine benimle mi yürüyor? Evet... Öyleyse demek ki; Aydın'daki yerel yönetim de bizim olduğu zaman nasıl hizmetler olacağını anlayın…”

***

Örnekleri çoğaltmaya gerek yok…

Seçimden önce…

Kalpler acayip kırıldı…

Ne var ki…

İktidar partisi vatandaşın kırgınlığını anlayamadı…

Kalbi doldu…

Gözleri doldu…

Kaderine küstü ama…

Ama…

Cumhurbaşkanı’nın sözlerini ve yakıştırmalarını…

Unutmadı!

***

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın…

Yerel seçime “beş kala” seslendirdiği…

“Oy yoksa hizmet de yok…”

Mealindeki sözleri…

AK Parti’ye gönül verenlerin de…

Vicdanlarını törpülemişti…

***

Cumhurbaşkanı Erdoğan…

Önceki gece yerel seçim sonuçları belli olunca…

Özellikle de…

22 yıl sonra…

İlk kez…

CHP’nin gerisinde kalmanın yarattığı sıkıntı ile…

Ankara’da…

Balkon konuşmasında…

Bugüne değin…

Hiç seslendirmediği bir ifade ile…

Politika tarihine “nokta” koyuyordu:

“Yerel seçimin sandık sonuçları irtifa(*) kaybı yaşadığımızı gösteriyor, özeleştirimizi yapacağız…”

***

Bitiriyoruz…

Söz dudaktan bi’kez çıkıyor…

Hep taze kalıyor…

Hiç unutulmuyor…

Hafiften hafızanız hatırlamasa bile…

“Söz uçar, yazı kalır!” özlü sözü sayesinde…

Sizinle birlikte “yaşamaya” devam ediyor…

“Övgü dolu” sözleri de öyle…

“Tu kaka” da öyle…

“Beddua” da öyle…

Fark içerikte!

Boşuna dememiş atalarımız…

“Dilin kemiği yok!” diye…

Yine de…

Sayın Cumhurbaşkanı’nın…

Şu sözleri bugün için adeta “söz vermek” ile eşdeğerlidir:

“Gerilemenin nedenini masaya yatıracağız… Sorunları tespit edip gerekli müdahalelerde bulunacağız… Unutmayın; kaderin üstünde bir kader vardır… Milletimizin kararına hürmetsizlik etmeyeceğiz… Milletle inatlaşmaktan uzak duracağız... Adımlarımızı akıl ve vicdan terazimizde tartarak adımlarımızı atacağız…”

Nokta…

(*) Efsunlu: “Sihir, büyü ve üfürük…” 

(*) İrtifa: “Yükseklik…”

Hamiş: Cumhurbaşkanı Erdoğan; Türkiye’ye seslenirken neden (Unutmayın; kaderin üstünde bir kader vardır...) dedi? Önemlidir o cümle ve merhum şair - düşünür Ahmet Sezai Karakoç’un bir şiirinden alıntıdır; tam karşılığı ise şöyledir: “Bütün olayların önceden ve değişmeyecek biçimde düzenlendiğine inanılan ezeli takdir…”

Sonsöz: “Politika gerçekleri gizleyerek söylemek değil, gerçeklerin istediğiniz yanını göstermektir… / Winston Churchill – Birleşik Krallık Başbakanı – İkinci Dünya Savaşı sırasında da İngiltere’nin başındaydı…”