…Ve Allah kadını yarattı; ama erkek Allah yarattı demiyor…

Abone Ol
Daha Pazar günü yazdım, her Allahın günü yeni bir şehit haberiyle açıyoruz gözümüzü güne diye… Bugün Cumartesi değişen bir şey yok… Bir değil onlarca şehit… Onlarca aile perişan, evlerine ocaklarına ateş düşmüş durumda…
Sivillere yönelik saldırılarını da artıran PKK cami imamını vurdu, polisi vurdu, öğrenci yurdu yaktı, hamile kadını vurdu şimdi de öğretmenleri kaçırıyor… Son bir haftada kaçırılan öğretmen sayısı 12'ye yükseldi…
Benim aklım almıyor… Ülkenin bir bölgesinde silahlı insanlar dolaşıyor, istedikleri öğretmeni apar topar kaçırabiliyorlar, toplumda zerre tepki yok, kimsenin umurunda değil…
Devlet için ne kadar utanç verici bir durum… Osmanlı devletinin son zamanlarında bile eşkıya bu kadar serbestlik bulamamıştır herhalde…
Ve, ülke böylesi bir acziyet içindeyken Başbakan Erdoğan dünyaya, başka ülkelere ayar çekmekle meşgul… Yok, aklım almıyor bunu…
***
Neyse, ben bugün asıl kadına yönelik şiddete değinmek, dünün terör ve şehit haberlerinin arasına sıkışan bir haber üzerine yazmak istiyorum…
''4 çocuklu kadına sokak ortasında infaz'' başlığıyla düştü haber merkezlerine… Haberin devamında ise şöyle deniliyor: Mersin'in Tarsus ilçesinde 4 çocuk annesi bir kadın, uğradığı silahlı saldırı sonucu yaşamını yitirdi. Kadının boşanma davası açtığı kocası aranıyor.
Hiç dikkat ettiniz mi, bir süreden beri hemen her gün en az bir tane de kadına şiddet haberi okuyoruz/izliyoruz… Şu anda ülkede öne çıkan 3 olgu içinde terörden sonra ikinci sırada kadına şiddet… İşsizliği bile üçüncü sıraya itmiş bir kanayan yara…
Gün geçtikçe azalma yerine artış gösteren toplumsal bir çürüme… Her geçen gün artan Ayşe Paşalılar…
Neden dövülüyor, öldürülüyorlar peki?
Canın mı sıkkın? Gümmm
Ondan başkasına vurmaya gücün mü yok? Gümmm
Yoksa senden zeki mi, oldu mu şimdi? Gümmm
Senden çok mu kazanıyor, nasıl olur bu? Gümmm
Zamanında seni de çok ezdiler değil mi? Gümmm
Boşanmak mı istiyor? Gümmm
Tekrar barışmak istemiyor mu? Gümmm
Her istediğinde sevişmiyor mu? Gümmm
Cinsel gücün mü azaldı? Gümmm
Sanki yemek biraz tuzlu mu olmuş ne? Gümmm
Evde yoğurt mu bitmiş, nasıl olur bu? Gümmm
Çok mu konuşuyor vır vır vır? Gümmm
Yolda omzu mu göründü, hiç yakışıyor mu alla'sen? Gümmm
Camdan mı bakıyor? Gümmm
Anaç mı, ne diyorsun sen, senden merhametli mi yoksa? Gümmm
Nefes mi alıyor? Kes o nefesi, gümmm
Yeter ki amaç gümletmek olsun, neden çok… Bu gümletmelerin yarısından fazlasının ölümle sonuçlandığını hatırlatmama gerek yok sanırım…
Ey yurdum erkekleri;
Diyorsunuz ki; Müslümanız… Eyvallah… Peki var mıdır müslümanlıkta, bırak kadını, suçsuz günahsız bir insanı dövmek öldürmek… Yok değil mi?
Diyorsunuz ki; Türküz, Atatürkçüyüz… Eyvallah… Peki Atamız kadına söz hakkı vermiş, ülke yönetimine dahil etmiş… Bilmiyor musun bunu, öğreten olmadı mı? Öldürmekten daha güzel bir şey değil mi bu?
Diyorsunuz ki; Kürtüz, eşitlik özgürlük… Eyvallah… İyi de kardeşim sen kendi evinde aile bireylerine eşit davranmıyorken, tecavüzcü bir it yüzünden masum kızkardeşini aile meclisi ile ölüme yollarken, sokağa çıkıp ''ey özgürlük'' demek ne kadar mantıklı? Ne kadar samimi?
Diyorsunuz ki; İnsanız… Eyvallah… Peki eşini sokak ortasında döven kim, bıçaklayarak öldüren kim? Eşinin yüzüne asit döken kim? Eski kocam beni öldürecek dediğinde izleyen kim? Bu katliama dur diyemeyen, kadına el kiri diyen kim?
Sen, ben, o, biz işte…
Biziz, kocası/nişanlısı/sevgilisi ölümle tehdit ettiğinde onu koruyamayan, savcı da bizden yani… Biziz, karakola gelip koca dayağından şikayetçi olduğunda birer çay ısmarlayıp karı-kocayı barıştırıp evine yollayan, polis de bizden yani…
Evet, sen, ben, o biziz, hepimiziz… Hatta bizzat biz kadınlar…
Şiddete uğrayan üst komşudur, alt komşudur, belki de sokakta gördüğümüz bir kadındır… Farketmez, hepsine karşı da kör, sağır dilsiziz, yalan mı?…
Ev yıkılır sanki, çığlık sesleri, hıçkırıklar, kırılan camlar, çarpılan kapılar…
Etkisi sadece bir yürek çarpıntısı, meraklı bir dinleyiş o kadar, el kol bağlıymışcasına bir bananecilik…
Hırpalanan ruh umurumuzda bile değil, yalan mı?…
İşte bu bananeciliğe en güzel örnek de kadına yönelik şiddete karşı olan bir grubun yayınladığı reklam filmi… Bu konuya duyarsızlık o kadar güzel anlatılmış ki…


Bir kadın bile bir kadına bunu yapıyorsa, sadece merakla dinleyip, ne zaman biteceğini bekliyorsa, bitmez kadına yönelik şiddet, bitmez… Daha çooook uzun yıllar lafla peynir gemisi yürütür, daha çoook uzun yıllar gazetelerin üçüncü sayfa haberlerinden bir adım öteye geçemeyiz…
Yazsam, günler boyunca yazarım, ama benim yazmamla bir şey değişmeyecek biliyorum…
Unutulmamalı, kadına yönelik şiddetle mücadele bir insanlık görevidir… Bu konuda kamudan yerel yönetimlere, sivil toplum örgütlerinden bireylere, ekonomik işletmelerden yasal ve hukuksal kurumlara kadar herkese fazlasıyla iş ve görev düşmektedir… Özellikle kadından sorumlu bakan ve kadın milletvekillerine…
Dipnot 1: Garip bir toplumuz vesselam, adamın biri kalksa annesini dövse herkes lanetler, ayıplar, kınar… Ama aynı adam kendi çocuklarının anasını dövdü mü kimsenin gıkı çıkmaz… Ey yurdum erkekleri utanın kendinizden, utanın… Kadına kalkan eller aslında karakterinize inen ellerdir, unutmayın… İnşallah tez vakitte ''cennet anaların ayakları altında ama analar da babaların ayakları altında'' anlayışı son bulur…
Dipnot 2: 2009 yılıydı sanıyorum Türkiye AİHM'de aile içi şiddete karşı vatandaşını koruyamadığı gerekçesiyle ceza aldı…. Ve, bu cezayı Avrupa'da alan ilk ülke oldu, daha da Türkçesi, Avrupa'da ilk defa bir devlet AİHM önünde kadın vatandaşlarına ayrımcılıktan hüküm giydi... ''Al kızını koy çuvala, salla salla vur duvara'' diye eller havaya yapılan bir ülkenin, kadına şiddet konusunda lider olması yadırganmamalı…