EGEDESONSÖZ- İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, Ege Belediyeler Birliği Ekim ayı olağan toplantısında konuştu.
Başkan Tugay, yerel yönetimlerde yaşanan zorluklar hakkında değerlendirmelerde bulundu. Tugay, vatandaşın memnuniyetinin sağlanması konusunda yoğun bir emek harcandığını ve vatandaşın memnuniyetini sağlamak adına popülist siyaset yapılması zorunda kalındığını anlattı.
Tugay şunları söyledi:
“Hepimiz belirli yerlerde başkan olarak, meclis üyesi olarak üst yönetimlerde zor şartlarda insanımıza hizmet etmeye çalışıyoruz. Geçmiş dönemde başkanlık yapanlar gerçekten de zor zamanda bu işi yapıyorsunuz diyorlar. Zorluğun kaynağına bakıldığında kendi bölgemizden ülkemizden kaynaklanan sebepleri var ama dünyada genel bir sorun var. Orunlar kürersel boyutlara yansımaları var. Ülkeler, özellikle zengin ülkeler hiçbir zaman borçlanamadıkları kadar borçlanmış durumda. Japonya mesela kamusal borç yükün altında, hem de inanılmaz boyutta. İnanın dünya genelinde kamu yönetimi, kamu harcamaları ile ilgili büyük sıkıntılar yaşanıyor. Neden böyle olduğuna bakarsak; bir tarafta yüz yüze olduğumuz, memnun etmek zorunda olduğumuz, sıkıntı içindeki halk kitlesi var ve biz onların oylarıyla geldik. Kelimeden hoşlansak ta hoşlanmasak da popülist baskı altındayız. Şartlar uygun olmadığı halde personel almak, istemediğimiz harcamaları yapmak zorunda kalıyoruz. Memnuniyetsiz bir seçmen kitlesi, siyasi yapı bize ağır eleştirilerde bulunuyor. Bu sadece bizde değil dünyada var.
BEN ROMANTİK BİR ADAM DEĞİLİM
Tugay şunları söyledi:
İçinde bulunduğumuz dönemin ağır bir iklim sorunu, çevresel sorunlar ve çok hızlı bir teknolojik değişimin bir arada yaşandığı bir dönemi yaşıyoruz. İklim krizi geriye dönüşsüz olacak diye bir görüş var. Çölleşmeden, aşırı sıcaklıktan, kuraklıktan kurtulamayacaksınız, insanlık bunu düzeltemeyecek, bu işin düzelmesi mucizelere kalacak deniyor. 1800’lerden beri endüstrinin gelişmesi, kömürün, petrolün yakılması oluşan bir durum. Yöneticiler bugün bizleriz ve bizlerin bunu düzeltip düzeltmeme ile ilgili sorunu var.
Sadece bir bölgede değil mümkün olan en büyük işbirliği yapmak gerekiyor. Bu romantik bir söylem değil. Ben romantik biri değilim. İzmir’de meclis üyelerimiz bilirler, bu konuda gerçekten çaba gösteriyoruz, çalışmalarımız yavaş yavaş hızlanıyor. İzmir’i 2030 yılında karbon nötr yapacağız iddiasıyla çalışıyoruz. Bütün şehirlerin çaba göstermesi lazım. Biraz nereden başlayalım, pratik olarak öncelik neresi olması lazım konusunda tıkanmalarımız oluyor. Karşılıklı tartışarak birbirimizden öğrenebileceğimiz bir süreç… İlgimizin yüzde 80’nin buraya odaklanması lazım. Belediyelerimiz bununla ilgili çalışmalar yürütmelidir. Sağlıklı Kentler Birliği’nde de bunu konuşuyoruz. Eş güdümlü çalışmalar yapmak adına karar alabiliriz.
Pek çok başlıkta kendi şehrimizde uygulamalarımızın arka planında yapay zekayı kullanmaya çalışıyoruz. Anlık takip yaptığımız bir süreç oluşuyor, verimlilik artıyor. İnovasyon yaklaşımı ile yapıldığında her bir belediyede çalışan, şehirde yaşayan her bir kişi aynı zamanda yenilikçilik anlamında bir öneri koyduğunda İzmir’e inovasyonel anlayışı yerleştirdiğimizde kalkınma gerçekten kolay olacak. Belediyeler olarak uzağı görebilen insanlar olarak bu konuya odaklanmalıyız. İklimi daha fazla yıpratmamak, kalıcı çözümler üretmek, teknolojiyi kurumlarımızı oturtmak noktasında birlikte çalışmayı öneriyorum.