Sivas Kongresi

Abone Ol

4 Eylül denince önce akla “Sivas Kongresi” gelir. Sivas Kongresi denince de tarihçiler başta olmak üzere akla “Manda” da gelir.

Sırası gelmişken…

Sivas’ta 4 Eylül 1919 tarihinde yapılan kongre, CHP’nin İlk Kurultayı olarak kabul edilir…

CHP kuruluşundan bugüne kadar, bu kurultayla birlikte, 38 olağan kurultay yaptı.

38. Kurultayın kaybedenleri için ;

Partinin başına seçimsiz dönmeleri gerçekleşmezse eğer, seçimli 39. Olağan Kurultayın yapılacağı zaman da, git gide geliyor zaten!

( Ancak, kaybedenlerin önüne önemli bir fırsat daha çıktı hemen şimdi… Parti tarafından 21 Eylül 2025 tarihinde yapılacağı ilan edilen, seçimli olağanüstü Kurultayda… aday olarak ;

Aradan geçen süredeki gelişmelere göre de, Dönemlerinde seçilen delegelerde ve dolayısıyla parti örgütünde, geçerlilik derecelerini bir kere daha ölçmelerinde, fayda da olabilir!)

***

Sivas’ta 4 Eylül 1919’da yapılan Ulusal düzeydeki Kongre de ; Manda da dahil, Erzurum Kongresi kararları da genişletilerek,

yeni Türk Devletinin kuruluş temelleri atılmıştır. Alınan ilke kararlarından biri de, o sıralar da yine güncelliğini sürdüren Manda konusudur!

Osmanlı 1.Dünya savaşından bitkin çıkınca, Ülkemizi işgal hareketleri başlamıştı. İmparatorluğun da artık gidici olduğu görülmüştü!

Beş yüz milyon Lira gibi borç söylentisi,

galip devletlerin hegemonik hırsları, gelişmiş devletlere sığınılmakla sağlanacağı söylenen, sömürgelik manda ve himaye güvenceleri, Bölgesel Erzurum Kongresinde bile, kesin olarak reddedilmişti.

Buna rağmen de ; Sivas Kongresinde Üyelerden Vasıf Bey dahil, kimilerinde de Wilson Prensiplerine bağlı ve Amerika’ya yönelik manda eğilimleri, yine en çok tartışılan konuların başında gelmiştir…

Kongre Üyesi Hikmet Boran ; Tıbbiye öğrencisi iken okulda, İstanbul’un işgaline karşı direniş örgütlenmesine öncülük yapmış, iki kule arasına da işgalcilerin husumetini çeken Türk Bayrağı asınca… Tıbbiyelileri temsilen Sivas Kongresi üyeliğine seçilmişti. Yaptığı konuşma ve işgale karşı eylemleriyle, “Tıbbiyeli Hikmet” olarak ünlenmişti. Ünlü radyo ve Tv. sunucusu, gazeteci Orhan Boran’ın da babasıydı.

Toplantıda Atatürk’e hitaben ; Tıbbıyeliler beni istiklal davamızı kazanmak için gönderdi… Mandayı kabul edemem. Kabul edecek varsa, bunları şiddetle kınar ve red ederiz. Siz dahi kabul ederseniz sizi de reddeder ; Mustafa Kemal’i “vatan kurtarıcısı” değil, “vatan batırıcısı” olarak adlandırır ve lanetleriz dedi!

Atatürk ; bu konuşmadan sonra aşağıdaki cevabı verince, Tıbbiyeli Hikmet Boran, yanına gitti saygıyla elini öptü… Atatürk’te sevgiyle onu alnından öptü!

***

Mustafa Kemal Paşa’nın, Tıbbiyeli’ye cevabı şöyleydi ;

Arkadaşlar gençliğe bakın, Türk Milletinin içindeki asil kanın söylediklerine bakın!

Evlat müsterih ol. Gençlikle iftihar ediyorum ve gençliğe güveniyorum… Biz azınlıkta kalsak dahi, mandayı kabul etmeyeceğiz. Parolamız tektir ve değişmez :

“ Ya istiklal, Ya Ölüm! “