Yerel Yönetimler

Sendika başkanı Yurdakul'dan TİS açıklaması: Tugay 'masayı kurun, sözleşmeyi bitirin' dedi

İzmir Büyükşehir Belediyesi'nden işten çıkarılan işçilerin başlatmış olduğu eyleme katılan Belediye-İş Genel Başkanı Nihat Yurdakul, tartışmalara neden olan 31 Mart 2024 yerel seçimleri öncesi imzalanan toplu sözleşmeyle ilgili "Masa dağılmıştı. Tunç Bey ve Barış Bey masayı dağıtmışlardı o zaman. Görüşmeleri kesmişlerdi. Cemil Başkan bu huzursuzluk duyduğunda aradı bunları ve 'Masayı kurun, bu sözleşmeyi bitirelim." dedi" ifadelerini kullandı.

Loading...

Abone Ol

Buse AÇIKALIN/EGEDESONSÖZ- İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin belediye şirketlerinden İZDOĞA, İZULAŞ ve İZBETON’da çalışan 1030 işçiyi işten çıkarma kararı alması ve işten çıkarmaların başlaması sonrası bu şirketlerde örgütlü Belediye-İş İzmir Şubeleri’nin eylemlilik süreci dokuzuncu günde de devam ediyor.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay'ın başkanlık makamının da olduğu Egemenlik Evi önündeki eylemde işçiler sık sık “Direne direne kazanacağız”, “Hak, hukuk, adalet”, “İşimizi geri istiyoruz” sloganlarını attı.

Eylemin merkezi olan Egemenlik Binası önüne ise bugün Belediye İş Genel Başkanı Nihat Yurdakul katıldı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay'a seslenen Yurdakul şunları söyledi:



YA İMZA ATACAKTIK YA DA GREVE ÇIKACAKTIK
Arkadaşlar bugüne kadar Sayın Başkanımız ve yanındakiler birçok şey söylediler. Biz de bir üslup içinde derdimizi anlatmaya, merakımızı anlatmaya çalıştık ama hiçbir zaman bize yakışan tavrı bozmadık, oradan ayrılmadık. Gene de öyle yapacağız ama doğruları söyledik diye de kimse bizi itham etmesin. Keşke bu yanlışlar söylenmeseydi. Bakın ben yanlışlar tutuyorum. Yanlış bilgiler diyorum. Yani buraya geldiğimde daha detaylı geldiğimde başka türlü konuşacağım. Beni kimse de konuşmaktan ve gittiğim yoldan asla geri döndüremez. Tek bir şartım altına benim temsil ettiğim işçi arkadaşlarım, emekçi arkadaşlarım sahip olduğu müddetçe sahip çıktığı müddetçe onlar kendi davalarına çocuklarına sahip çıktığı müddetçe ben onları bırakmam. Öncelikle 31 Mart seçimlerinden bir hafta önce beş gün önce biz toplu iş sözleşme imzalamışız. Bu bir fırsatçılıkmış. Değerli arkadaşlar asla böyle bir şey yok. Ve bizim anlayışımız, benim anlayışımız fırsatçı fırsatçılığa başladı. Birçok yerde bunlar önümüze gelmiştir, Ben bu bize yakışmaz, biz bir emek örgütüyüz, fırsat kovalamayız. İşçi emekten gelen gücümüzün başında duracak hiçbir güç yoktur. Gerektiği yerde, doğru yerde o demokratik hakkımızı her zaman kullanırız. 31 Mart seçimlerine kısa bir zamana kadar biz getirmedik. Bunlar hep yasal süreler. 2 Aralık 2023'te biz yetki almışız ve belediyeye bildirmişiz. İstenirse bu toplu sözleşme bir haftada biter. İstenirse iyi niyetli olursa bir günde biter. Bizi getirdiler en son güne. Yapacağımız iş neydi? Ya toplu sözleşme imzalayacağız ya yetkiyi düşüreceğiz ya da greve çıkacağız. Başka çaresi yok bunun. SODEMSEN'le müzakere ediyoruz. Yetkiyi onlara vermiş. Masa dağılmıştı. Tunç Bey ve Barış Bey masayı dağıtmışlardı o zaman. Görüşmeleri kesmişlerdi. Cemil Başkan bu huzursuzluk duyduğunda aradı bunları ve 'Masayı kurun, bu sözleşmeyi bitirelim." dedi. Söylediği budur. Mensubu olduğu siyasi partinin bütün yöneticileri biliyor. Kendi de biliyor, yanındakiler de biliyor. Bunu basının önünde anlatsın. Doğrusunu anlatsınlar. Gelsin, neye inanıyorsa onun üzerine yemin etsin "benim bu toplu sözleşmeden haberim yoktu" desin. Bunu istediğine sizleri inandırsın, bazını inandırsın, halk inandırsın, sizlerin istediğine imzasına atacağım ben.

'BİZİ HALKLA KARŞI KARŞIYA GETİRİYORLAR'
80 bin küsürmüş. Yalan. Değerli arkadaşlar yok böyle bir şey. Gine getirdim, sizlere verdim. Bordrolar burada. Eylül'de 132 bin küsur olurmuş Eylül'de. Arkadaşlar Eylül'de de zam var, evet. Yahu toplu sözleşmede imzaladığımız zam altı aylık enflasyon. Velev ki 80 bin olsa asla değil, söyleyeceğim. 80 binden 130 bine nasıl çıkıyor ki bu? Altı aylık enflasyon kaç gelecek? On beş. Hayır, olsa enteresan. Ben şunu söyledim başkanım. Gelin bize 90 bin verin Sayın Başkan. Doksana imzalamaya hazırım. Bak arkadaşlarımla konuşmadım. Onlar bana inanır ve güvenirler. Ben biliyorum. 90 bini verelim imzalamayalım dedim. 132 bin TL alacağız ya. 42 bin TL sizin olsun. Bunda da yoklar. Değerli arkadaşlar, manipüle yapıyorlar. Yani halkla bizi, bu arkadaşlarımızı karşı karşıya getirmeye çalışıyorlar. Bizim esas hakkımız 132 binden de fazla ama almıyoruz. Aldığımız maaş 53-55 bin TL Almıyoruz. Bordolar burada. Cemil Başkan ve yanındakiler "mesai yazıyorlar". Yaptırma kardeşim. Pazartesi günü çocuklarıyla bir dere kenarına geçsin. Bayramda annesinin babasının yanına gitsin, yaptırma. Kanalın içinde pisliğin içinde özür dileyerek söylüyorum, bokun içinde çalışıyor bu arkadaşlar.



BEN SORUMLUYUM
Başkan dese ki 80 bin lira belediyeye maliyeti, doğrudur ama bu vergi adaletsizliğinde en büyük yük çalışanların üzerinde. Sendikanın baş sorumlu olduğunu söylüyor, evet bunu kabul ediyorum. Bu arkadaşlardan ve ailelerinden ben sorumluyum. Sorumluluğu sonuna kadar savunuyorum. Onların hakkı ve hukuku için her şeyi yaparım. İzmir’i yöneten sosyal demokrat bir belediye başkanı böyle konuşmaz, konuşmamalı. Sosyal demokrat, emekten yana bir partinin belediye başkanı bana, ‘Sen yeterince bu insanların hakkını savunamıyorsun’ demeli. Beni temsil ettiğim yol arkadaşlarımın hakkını savunduğum için beni itham edemez, tehdit edemez. Etse de vız gelir bana.



'ELİMİ KIRARIM SANDIK KURMAM'
Başkan ‘ben sandık kurun dedim kurmadılar’ diyor. Başkan bilmiyor bu işleri. Bihaber bu işlerdi. Emeği savunan sendika başkanına, emekçilerin aldığı ücreti geri düşürmek için sandık kurma teklifi yapıyor. Bir düşünün. Sendikaya ihanet et diyor. Bu olacak iş mi? Elimi kırarım yine de sandık kurmam. ‘Dünyada böyle pirimler var mı?’ diyor. Bu maddeler maaşı oluşturuyor zaten. O zaman isimlerini değiştirilelim. birisi Tugay pirimi olsun birisi Okyay pirimi olsun bitsin. Bütün işçiler hak ediyor. Bunun için bu haksızlık zulüm yapılır mı? Bu işi daha fazla büyütmeyelim. Ben İzmir’de çok belediye başkanları ile çalıştım. Bahsettiğiniz pirimler Ahmet Piriştina zamanında kabul edilmiş, seçimlerden bir hafta önce değil. Yıllar önce girmiş. Bir anlaşmaya yaklaştık ama sonrasında bu anlaşmadan da vazgeçen kendisi. Bunu herkes Bornova Belediye Başkanı Ömer Eşki'ye sorabilir.

'SİZ AÇLIĞIN NE OLDUĞUNU BİLMİYORSUNUZ''
Başkan, ‘Buraya gelip bağırıp çığırıyorlar’ diye dalga geçer gibi konuşuyor. Ancak insanlar bir üslup içinde derdini anlatmaya çalışıyorlar. Siz de anlayın da daha fazla bağırıp çığırmasınlar o zaman. Buraya bir daha geldiğimde daha farklı geleceğim. Ancak artık yeter, ekmek bu. Siz aç kalmadınız açlığın ne olduğunu bilmiyorsunuz, kimseyi açlıkla terbiye etmeye kalkmayın. Zaten 6 ay sonra masa kurulacak yeniden maddeler tartışılacak