Salihli ilçesinde, aralarında EMEP, DHF (Demokratik Haklar Federasyonu) ve Alınteri örgütlerinin bulunduğu Salihli Tekel İşçisiyle Dayanışma Platformu, Özgürlük ve Demokrasi Meydanı'nda bir basın açıklaması yaparak TEKEL işçilerine destek verdi.’
Platform adına konuşan EMEP Salihli İlçe Başkanı Turgut Güler, devletin, emperyalistlerin direktifleri doğrultusunda özellikle kamu işçilerine karşı bir saldırıya dönüştürdüğü özelleştirme ve 4-C saldırısına karşı TEKEL işçisinin başlatmış olduğu haklı mücadelenin geçen bir ay içerisinde Ankara'da yoğunlaşan eylemlerle ülke gündemine oturduğunu söyledi.
TEKEL işçisinin, iş güvencesiz, sigortasız ve düşük ücretle çalışma koşullarını kabul etmediğini belirten Güler, şöyle konuştu: "Kazanılmış hakkı olan kamu güvencesinde istihdam edilmek istenmektedir. Bu haklı demokratik talep karşısında ise günlerdir polis terörüne, hükümetin aşağılamaları ve tehditlerine maruz kalmaktadır. Yıllardır IMF'nin emir erleri tarafından anlatılan özelleştirme masalına artık inanan kimse kalmamıştır. Sadece ve sadece sermaye uşakları bu söylemi sürdürmeye devam etmektedir.
Özelleştirme demek yolsuzluk demektir, Beyaz enerji yolsuzluk dosyalarını, mavi akımda dönen dolapları, hepsi birer karanlık hikaye olan özelleştirme adı altındaki peşkeşleri, nükleer ihaleler için ödenen rüşvetleri, Elbistan termik santralinin henüz kurulmamış bir şirkete verilişini arsa fiyatından ucuza yağmalanan kamu işletmelerini unutmadık. Alın size özelleştirme ile yolsuzluğun kan kardeşliği."
Turgut Güler, kapatılma kararı alınan işletmelerdeki 12 bin TEKEL işçisi ve onlar gibi nice özelleştirme mağdurunun hakim sınıfların politikalarının mağduru olduğunu söyledi. Güler, AB- ABD-IMF sözcülüğünde öncülerine taş çıkartacak kadar sadık bir yol izleyen egemen sınıfların özelleştirilecek hiçbir şey bırakmadığını anlattı.
TEKEL İŞÇİLERİ ÖRNEK OLDU
On binlerce özelleştirme mağduru yaratıldığını belirten Turgut Güler, sözlerini şöyle tamamladı: "Şimdi TEKEL işçileri bu haklı ve onurlu mücadelelerini başından beri büyük bir kararlılıkla haykırdıkları 'Ölmek var dönmek yok' sözüyle tüm ülkeye örnek olduğu gibi ülkemiz işçi, emekçi kesimlerinin ezilenlerinin mücadelesini de yeniden canlandırdı, moral ve motivasyonunu perçinledi ve umut oldu. Şimdi bu kıvılcımı, insanca bir yaşam ve gerçekten demokratik bir düzen için yangına çevirme vaktidir. Yaşasın TEKEL işçilerinin onurlu direnişi, örgütlü bir halkı hiçbir kuvvet yenemez." (İHA)