Ekonomi

Sahaflardan İEF tepkisi!

Sahaflar olarak İzmir Enternasyonal Fuarı’na (İEF) katılmak isteyen ancak stant verilmediğini söyleyen Sahaflar Derneği Başkanı ve Hermes Sahaf sahibi Ümit Nar, organizasyonu eleştirdi. Nar, bir yayınevine 90 metrekare alan tahsis edilmesine dikkat çekerek, “350 bin lira gelir elde edilecek alan barter adı altında soyut karşılıklarla verildi. Bizim taleplerimiz ise cevapsız bırakıldı” dedi.

Abone Ol

EGEDESONSÖZ - İzmir Enternasyonal Fuarı’nın (İEF) 94’üncüsü bu yıl da Kültürpark’ta kapılarını açarken, Sahaflar Derneği Başkanı ve Hermes Sahaf sahibi Ümit Nar, fuara katılamamalarını eleştirerek dikkat çeken açıklamalarda bulundu.

Nar, başvurularına yanıt alamadıklarını, şifahen yapılan görüşmelerde de stant tahsisinin reddedildiğini belirtti. Nar, “İlk görüşmeyi yaptığımızda kroki gönderildi, yer olduğu söylendi. Ancak sonraki hafta stant düzeninde değişiklik olduğu gerekçesiyle yer verilmediği söylendi” dedi.

Bir yayınevine 90 metrekarelik alan ayrıldığını ve bunun haksız rekabet yarattığını söyleyen Nar, “İş Bankası gibi binlerce kitabı olan yayınevine bile 40–45 metrekare yer ayrılırken, bir yayınevine 90 metrekare verilmesi eşyanın tabiatına aykırıdır. Biz kendimiz için değil, mağdur edilen başka arkadaşlarımız için de talepte bulunduk” diye konuştu.

Nar, fuar alanı tahsisinin “barter” adı altında yapıldığını öne sürerek, “Metrekaresi 3 bin 500 TL’den hesaplandığında 350 bin lira gelir elde edilecek bir alan, barter adı altında soyut karşılıklarla veriliyor. Somut bir takas olması gerekirken imza günü, söyleşi gibi etkinlikler karşılığında böylesine büyük bir alanın tahsisi kamu zararına yol açmaktadır” ifadelerini kullandı.

Loading...



Açıklamanın tamamı şu şekilde:

Bugün İzmir Enternasyonal Fuarı’na Nasıl katılamadığımı ya da nasıl katılamadığımızı anlatan kısa bir video çekmek istedim. Çünkü bu biraz sıkıntılı bir mesele. Bu sene 94’üncüsü yapılıyor ve İzmir’in çok önemli marka işlerinden bir tanesi. Ben ve benim gibi bir iki arkadaş daha orada stant açmak istedik. Ben gerek sitesinden başvuru yaptım, buna bir dönüş olmadı. Aynı zamanda da stantlardan sorumlu arkadaşlar geçen hafta şifahen görüşme yaptık. İlk görüşmeyi yapan Ahmet Bağcı’ya, evvelsi hafta hem kroki gönderilip hem de yer olduğu söylenmesine rağmen, sonraki hafta stant düzeninde bir değişiklik olduğu gerekçesiyle yer verilmediği söylendi.

Hem katılma niyeti olan hem de aynı zamanda Sahaflar Derneği Başkanı olarak mağdur bir durumdaki arkadaşın derdini çözebilmek gayesiyle ilgili arkadaşla görüşmek istedim. İlk başta tabii yüz yüze görüşemedim, başaramadım, bir şekilde telefonla görüştüm. Ve ona şu öneriyi yaptım: Krokiyi görüyorum ve krokide bir tane yayınevine 90 metrekare yer ayırmışsınız. Bu, eşyanın tabiatına aykırı bir kere. Ben yıllardır fuarlara katılıyorum. İş Bankası gibi çok geniş kitap gamı olan, atıyorum 4-5 bin kitap bulunan bir yayınevine bir holde 40–45 metrekare yer ayırıyorlar. Bunu görünce dedim ki, “Bakın, kendim için istemiyorum. En azından bu arkadaş için… Bu 90 metrekareden 9 metrekaresini kesip verilebilir. Bunda bir beis yok. 90 metrekare halı saha kuracak değiller.

Bana dedikleri şudur: “Biz onlarla barter yaptık.” Barter dediği, takas. Dedim ki, barter dediğimiz şey somutla somut arasında olur. Özellikle kitap fuarında metrekaresi 3500 TL’den istediğiniz artı elektrik parasıyla birlikte toplamda 350 bin lira para alacağınız yerde siz, bir yayınevine 90 metrekare, devasa bir alan veriyorsunuz. Ve ondan sonra “barter” adı altında muhtemelen soyut birtakım karşılıklar almayı bekliyorsunuz.

Nedir soyut karşılıklar? Ben yine ilgili hanımefendiye sordum. Söylediği şey şuydu: “İmza günleri, söyleşiler vs.” Bunun üzerine ben birkaç gündür yine görüşme çabalarımı devam ettirdim. En nihayetinde bugün Kültürpark’ta İZFAŞ’tan bir başka yetkiliyle görüşelim dedik. Damla Hanım’ı aradım. Onunla konuştum, ama benimle görüşmesine müsaade değilmiş, alandaymış. Zaten İZFAŞ’ın sitesindeki herhangi bir yetkilinin telefonunu arayıp ulaşmaya niyetiniz varsa, herhangi bir yetkiliye ulaşamıyorsunuz. Yani hiç denemeyin. Bir bankadan müşteri temsilcisine ulaşmaktan daha zor olduğunu söyleyebilirim. Bir belediye iştirakine ulaşmanız bu anlamda çok daha zor.

Neyse, bugün gittim. Sağ olsun Damla Hanım beni karşıladı. Damla Hanım’la konuşmaya başladık “Bakınız, ben hem bir sivil toplum kuruluşu başkanı olarak hem de stant talebine cevap dijitalden verilmemiş, şifahen de “hayır” denilmiş birisi olarak sizden bir yanıt bekliyorum. Nedir bu barter? Hakikaten barter nedir?” “Açıklayamayız” dediler. Dedim ki, “Hanımefendi, bir: Bir yayınevine 90 metrekare yer vererek haksız rekabet yapıyorsunuz. İki: 350–400 bin lira kazanılacak bir yeri, soyut bir barter takası karşılığında koyarak bir kamu zararına yol açıyorsunuz. Üçüncüsü de bizi mağdur ediyorsunuz. Ben artık kendi yerimden geçtim, diğer arkadaşın derdini çözmek niyetindeyim.” Dediler ki: “Açıklayamayız.” Bu coca colonun sırrından daha gizli bir şey olsa gerek.

Benden dilekçe yazmamı istediler. Öyle açıklayacaklarmış. Ben de şimdi dilekçeyi yazacağım. 30 gün cevap hakkı var, bilmem ne. Uluslararası fuar bitecek, konu kadükleşecek. En azından böyle saçma, “barter” denen bir şeyin olduğu; kamucu olması gereken bir belediye iştirakinin yaptığı muameleyi ve fuara katılamama sebebini size kısacık bir yolla izah etmek istedim