1 Kasım seçimlerinin ardından çok heyecanlı…
Müteahhitler Federasyonu Başkanı Necip Nasır…
Ülke genelinde 300 bin müteahhiti temsil ediyor.
Başkan Necip Nasır inşaat sektöründe büyük bir hareketliliğin başlayacağını ve İzmir’in gelecek 10 yıl içinde Türkiye’de inşaatın yıldızı bir kent olacağını söylüyor.
Necip Nasır, “Evet rant peşindeyiz. Rant Fransızca’da kazanç demektir. Ticaretin amacı kar elde etmektir” diyor.
İzmir için büyük hayalleri ve hedefleri olan Necip Nasır plansızlık sorunuyla yeni arsa üretilemediğini, hazır sermaye olduğu halde kente yatırım yapılamamasından şikayet ediyor.
Seçimlerin ardından Türkiye bugünlerde yeni bir anayasayı konuşurken…
Müteahhitler Federasyonu Başkanı Necip Nasır, master plan hazırlanması için yerel yönetimlere seslenerek, “İzmir’e anayasa istiyorum” diyor.
1 Kasım sonuçlarının inşaat sektörüne yansıması nasıl olacak?
NASIR: İnşaat sektörü lokomotif sektörlerden. Yatırımın yapıldığı, üretim olan, istihdam yaratan bir sektör. Yatırım yapılması için güven ortamı ve pazarın olması, bunun için de istikrarın olması gerekiyor. 2013 Mayıs ayından bugüne dek, bilhassa 17 Aralık’tan sonra inşaat sektöründeki yatırımcılar ülke koşulları nedeniyle dikkatli hareket etmeye başladı. Son süreçte de yatırımlarını bekletmeye başladılar.
Fren mi yapıldı?
NASIR: Fren demeyelim de yavaşlatıldı. Eldeki mevcut projeler devam etti, yeni yatırımlarda daha dikkatli davranıldı. Çünkü bir istikrarsızlık, belirsizlik söz konusuydu. Ama 1 Kasım sonrasındaki Pazartesi sanki her şey yeniden canlanmış gibi oldu. Zaten piyasalar da bunu gösterdi. Euro ve Dolar aylar öncesine döndü.
2 KASIM PAZARTESİ’DEN SONRA…
Pazartesi’den sonra diye bir durum…
NASIR: Evet, Pazartesi’nden sonra piyasalar rahatladı. Önümüzdeki dört yıl içinde istikrarla birlikte inşaat piyasasının çok hareketleneceğini düşünüyoruz. Çünkü Başbakan’ın, sayın Ahmet Davutoğlu’nun 7 Haziran seçimlerinde Türkiye’nin bütün illerinin master planının yapılmasıyla ilgili bir talimatı vardı. Bu taahhütler yerine getirilirse İzmir gibi metropollerin de şekli değişecektir.
Ne anlamda söylüyorsunuz bu değişikliği?
NASIR: Maalesef İzmir sahip olduğu doğal güzellikler doğrultusunda hak ettiği noktada değil. Bunu bir İzmirli olarak kabul etmemiz gerekiyor. 1. derecede deprem bölgesinde ve aynı zamanda sadece yüzde 15 sağlıklı konuta sahip, çarpık yapılaşmanın maksimum olduğu dönüşüme muhtaç bir il durumunda İzmir. Planlama anlamındaki sorunlar giderildiği takdirde İzmir kamu ve devletin bir lira katkısı olmadan dünyanın sayılı kentleri arasına girebilecek dinamizme sahip. Ekonomin dinamikleri, yatırımcılar İzmir’i hak ettiği noktaya getirebilir. Şeker var, un var, helva yapacağız.
Bugüne kadar neden olmadı?
NASIR: Şu anda İzmir’in 1/100 binlik planları dahi mahkemelik. 1/25 binlik planla, 100 binlik plan arasında uyum yok. Çoğunluğunun 1/5.000 planları eksik. Alt ölçekli planlar, üst ölçekli planlarla uyumlu değil. Bu böyle olunca İzmir’de arsa üretilemiyor.
İZMİR’DE YENİ ARSA YOK
Bahsettiğiniz planlama sorunu diğer kentlerde yok mu?
NASIR: Ben şu anda Konya’da iş yapıyorum. Konya planlı bir şekilde geliştirilmiş bir dünya kenti durumunda. Bütün planları, projeksiyonları yapılmış. Şu anda İzmir’in şehir merkezinin 1/5.000’lik planları yok. Buradaki mesele bundan sonra ne yapılmalı? İzmir’de arsa yok. Yeni projelerin gelişimiyle ilgili yatırımcı yeni arsa bulamıyor.
Planlama vurgunuzda yerel yönetimleri mi işaret ediyorsunuz?
NASIR: Tabii… Bana göre yerel yönetimler, planlamanın esas aktörleri olması lazım. Zaman kaybetmeden İzmir’in planlanması için çaba göstermeliyiz.
İzmir’de 1/100 binlik plan yapıldı ama mahkemelik oldu. Nasıl uzlaşılacak, yine mahkemelik olunabilir…
NASIR: Uzlaşı şöyle… Yerel yönetimlerin yapmasındaki talebimiz esas aktörler, STK’lar ve ilgili bütün birimlerin görüşü alınarak 50 yıllık bir projeksiyon ortaya konması. Böyle bir konsensusta mahkeme söz konusu olmaz.
HEP KONUŞUYORUZ
Çatışma nerede çıkıyor peki?
NASIR: Kimse çatışmıyor… Tabi İzmir’de kabul etmemiz gereken bir şey var ki, bizler hep konuşuyoruz. Ama eylem birliği yapmıyoruz. Yani İzmir’in çıkarları doğrultusunda bir araya gelip, birlikte hareket etmeyi bir türlü beceremiyoruz. Bunu sağlamamız lazım.
Çıkarlar mı çatışıyor?
NASIR: Çıkarlar değil de… Uzun yıllar iç içe yaşanan birliktelikler, STK Başkanlıkları, yöneticilikler tabi ki aynı koltukta uzun yıllar olmanın getirdiği birikimlerin getirdiği çatışmalar İzmir’in çıkarları söz konusu olduğunda egoları ön plana çıkarıyor ve bir araya gelinemiyor. Bu kadar basit.
İZMİR’İN PROBLEMİ, EGO PROBLEMİ
Kişisel kaygılar mı?
NASIR: Kişisel kaprisler yüzünden. Bir kere bunu yıkmak zorundayız. İzmir kişisel kaprisler nedeniyle bir araya gelinemiyor.
İzmir’in farkı ne? Hep Efe örneği verilir…
NASIR: İzmir’de efelik var. Tek başına oynuyor, zeybek. Aslında İzmir’in insanı çok daha açık, duyarlı, analiz yapabilen ve çözüm odaklı. Ama yöneticilerin egolarını ön plana çıkarmalarından kaynaklanıyor.
İzmir’in problemi egolar mı yani?
NASIR: Evet, İzmir’in problemi, ego problemi. İzmir’in çıkarları noktasında bir araya gelinememesi.
Kimleri kastediyorsunuz?
NASIR: Kim üstüne almak istiyorsa alsın, ben ortaya söyledim . Alan alır zaten (gülüyor).
1 KASIM İZMİR’E NE GETİRECEK?
Hasretle beklediğiniz istikrar hızla başka ne getirecek?
NASIR: 1 Kasım yüksek hızlı treni getirecek. İstanbul otoyolunu getirecek. İstanbul ile İzmir bağlanmış olacak. Ankara ve İzmir bağlanmış olacak. Bu da yatırımcının İzmir’e ilgisini arttıracak. Geçen gün yüksek hızlı tren ile Konya’dan Ankara’ya business gittim, 1saat 40 dakikada. Uçaktan daha rahattı. Her türlü konfor var. O hız ve konfor İzmir’e geliyor. Anadolu İzmir’e daha çabuk, daha rahat gelecek. İzmir’e ilgi daha da artacak. Yatırımcı hazır, bekliyor. İzmir’in yatırımcı talep etme problemi yok. Planlamayla birlikte yatırım yapılabilecek arsa ürettiğiniz zaman problem kalmıyor. Arsa üretilmeyince bürokrasi devreye giriyor.
Bürokrasi devreye giriyor derken…
NASIR: Yani Türkiye’de en fazla şuulu arsaya sahip il İzmir. 94 yılında çıkan imar kanunu, yıllar boyunca yamalı bohçaya dönmüş yönetmeliklerle her gelen Belediye Başkanı alt ölçekli planlarla günü kurtarma adına küçük küçük parseller oluşturmuş. 1/1000’likler yapılmış, İzmir bu duruma gelmiş. Biz önce İzmir’in ne olacağına, hangi semtlerinin ne talepleri olduğunu belirlemeliyiz. Kordonboyu’nda o set gibi duvarların mı olması gerekiyor, yoksa İzmir’in eski dokusunu tarifleyecek bir yapının mı olması gerekiyor?
EVET, BİZ RANT PEŞİNDEYİZ
Kordon’daki yapılar yıkılmalı mı diyorsunuz?
NASIR: Olabilir, 6306 sayılı kanun o yetkiyi veriyor. Ben onun için 6306’ya devrim ve reform niteliğinde diyorum. Öndeki kaleleri kaldırabilirsiniz, İzmir’in eski siluetindeki yapıları oluşturacak mimari dokuyu ön koşarak planlayabilirsiniz. Mağduriyeti giderecek şekilde tabanda kısarak, bir arka planda yüksek yapılarla insanları ekonomik anlamda tatmin edersiniz. İmbatın içeri girmesini sağlayabilirsiniz. Halil Rıfat Paşa’yı komple Boğaz gibi yapabilirsiniz. İstanbul’un Boğazı… Planlarsınız, teras şeklinde tek katlı yapılar yaparsınız.
Müteahhitlere genelde rant peşinde kişiler olarak bakılıyor…
NASIR: Evet tabii, biz rant peşindeyiz. Rant demek, kar demek. Ben rant yapmadan ticaret yapacağım diyen yalan atar. Ticaretin amacı kar etmektir. Ama karı ahlaki boyutlarda, reel değer amacıyla hareket edersiniz. Rant olmasa yatırımcı neden girsin ki? O popülizm bitti artık. Rant kelimesiyle kimse kendine Pazar yaratmasın. Rant Fransızca bir kelime, biz buna kazanç diyelim. Kazanç varsa, biz tüccarlar iş adamları orada olacağız. Yoksa ne işimiz var, niye yatırım yapıyoruz?
YEŞİLDERE’DE GEZEN GONDOLLAR
Vatandaşın kazancı ne olacak burada?
NASIR: İşte planlama yaparken 6306 sayılı yasayla belediyeler olaya sahip çıktığında arsa sahibi vatandaşa avantaj sağlayacak planlama unsurları kullanılacak. Şu anda Yeşildere yolunu düşünün, Buca köprüsünden Tepecik’e kadar olan sağ tarafı. Aslında Kemal Karataş’ın yıllar önce böyle bir düşüncesi vardı, Meles çayını denizle birleştiriyorsunuz ve gondollarla geziliyor.
Şu anda oradaki mevcut yoğunluk, imar planındaki yoğunluk üç. Şu anda yapılaşma 0.55. Bu kadar bakir bir yer. Sizin sadece yapacağınız ada bazında bir plan değişikliği, bunu yapın bırakın. Vatandaş arsasını kat karşılığı müteahhide versin. Ya da arsasını satsın. Vatandaş mutlu olsun, biz mutlu olalım. Orada tünel yapıldı, Konak’a bir buçuk dakikada gidiyorsunuz. Düşünün gondollar geçecek, etrafı yeşil alan ve lüks siteler… Ben orada müteahhit olarak 1.5 milyon liraya daire satarım. Şu anda mezbelelik durumdaki bir yerde ben vatandaşa avantaj sağlayacağım, ölü arsası değer kazanacak.
Yani siz hayal ettiğinizde Yeşildere’de gondolların gezdiğini görüyor musunuz?
NASIR: Görüyorum, belediye 1 lira dahi harcamayacak. Biz kazanacağız, vatandaş kazanacak, belediye kazanacak, İzmir kazanacak. İzmir’in silueti değişecek. Bunu benim bürokrasiyle, belediyeyle aşmam mümkün değil. Ama bundan sonraki süreçte olmazsa, biz sektör dinamikleri 6306 sayılı yasayı devreye sokacağız.
GEREKİRSE ANKARA…
Sektörün en yetkili temsilcisisiniz. AK Parti ile olan bağınızı da biliyoruz. ‘Ben gerekirse gider, Ankara’da işi bitiririm’ mi diyorsunuz?
NASIR: 6306 sayılı yasa bana bu yetkiyi veriyor. Ben 15 dönümün (15 bin metrekare) üzerindeki bir alanı alırım, götürürüm belediyeye müracaat ederim. Yapmadığı takdirde 60 gün içinde Bakanlık’a başvurur, planlamayı yaptırırım.
Belediye devre dışı mı kalacak?
NASIR: Devre dışı bırakılacak evet ama biz bunu istemiyoruz. Biz İzmir’in bütüncül planlarının yapılmasını istiyoruz. Ben geldim Ankara’dan işi bitirdim, orayı planlattırdım. E sonraki adım ne olacak?
Mülk sahibi vatandaşın durumu ne oluyor o zaman?
NASIR: Zaten planlamayı yaptırırken kazan-kazan modeliyle yaptıracağız. Kanun üçte ikinin muvaffakatını alarak yapılır diyor. Vatandaşla anlaşacağım, mutabakatla Bakanlık’a müracaat edeceğim. Gözlerinizi kapatıp hayal edin, Yeşildere’den geçiyorsunuz. Meles çayı pırıl pırıl deniz suyu, gondollarla insanlar gidiyor, spor yapıyor. Rekreasyon alanları, yeşil alanlar içinde blok blok siteler…
Bugün başladınız diyelim projeye, ne zaman gondolla geziliyor?
NASIR: İnanın 5-6 yılda oralar uçar gider. Kim kazanıyor? Asıl rant bu. Mezbelelik olarak duran, hiçbir değeri olmayan ve ekonomik sıkıntı çeken mal sahibinin arsası değer kazanıyor. İlgi alanı oluyor. Kendisi sağlıklı konutlarda yaşıyor, para kazanıyor, müteahhit de para kazanıyor ve İzmir’in silueti değişiyor. İstihdama katkı oluyor, ekonomi canlanıyor, 200 sektör hareketleniyor, 3 bin çeşit malzeme o işin içine giriyor. Hepsi birbirini tetikliyor.
İZMİR KABUĞUNU YIRTSA…
Siz ilk inşaatını yaptığınızda ne hissettiniz?
NASIR: Ben inşaat mühendisiyim. Bu işin iki okulu bitirdim, bir Dokuz Eylül Meslek Yüksek Okulu İnşaat Teknikerliği’ni bitirdim. Tekniker ruhuyla piyasada çalıştım. Sonra gittim bir de mühendisliğini okudum, mühendislik ruhunu aldım. Şimdi teorisini aldığım bir şeyi uygulamaya geçirince, temelini attığın bir projeyi bitirip lambaları yanıp akşam karşısına geçtiğinde çok meşakkatli, çok riskli olan bu meslekte çektiğiniz tüm zorlukları unutuyorsunuz. Çünkü tasarladığınız bir şeyi, gözlerinizle görüyorsunuz. Bunun verdiği hazzı hiçbir şeyde alamazsınız. O hazzı alıyorsunuz.
İzmir’i önümüzdeki 10 yıllık perspektifte inşaat alanında ne bekliyor, nereye doğru büyüyecek?
NASIR: İzmir planları yapılırsa 10 yılda dünya kenti olmaya aday olur. Ama bu planlar yapılmazsa kolay kolay bir şey olmaz. İzmir kuzey güney bütün akslarında kendine özgü cazibeleri olan, nadir coğrafyalardan bir yer. İzmir bir hareketlense, kabuğunu yırtsa inanıyorum ki gelecek 10 yıl Türkiye’de inşaat sektöründe en iyi pazarın olduğu il İzmir olacak.
Bakın, Türkiye’deki işsizlik oranı yüzde 13. Konya’daki işsizlik oranı sıfır. İzmir’deki işsizlik oranı yüzde 17. Dünyanın en güzel şehrindeyiz, Allah’ın vermiş olduğu her türlü nimet var. Doğu’su bir değer, Batı’sı bir değer, Kuzey’i, Güney’i yine öyle… Ama işsizlik yüzde 17, neden? Çünkü ekonomi hareketli değil.
Farklı bir bakış mı gelmeli diyorsunuz?
NASIR: Şimdi İzmir’de bir problem var.Türkiye’de ne kadar üst düzey bürokrat varsa emekli olduktan sonra İzmir’e yerleşmeyi hayal ediyor ve İzmir’in değişmesini istemiyorlar. Onlar için sakinlik çok daha önemli. Ama doğru yapmıyorlar.
ÜSTÜ TOZ ÖRTÜLÜ
İzmir, İstanbul olmak zorunda değil ki…
NASIR: Hayır, biz öyle bir şey demiyoruz. Biz İzmir planlanırken tarihiyle, misyonuyla, vizyonuyla, bölgesiyle bütüncül planlar hazırlansın diyoruz. Ama kimliği belirlensin. İzmir’in kimliği var mı dediğimde bazı arkadaşlar bana tepki gösteriyorlar. Halbuki ilk kimliğe sahip yerlerden birisi İzmir. Neresi? Kemeraltı. Sinagoğu, kilisesi, havrası, camisi, mescidiyle. İzmir 8 bin yıllık tarihiyle İzmir dünyanın en kimlikli kentlerinden ama siz üstünü tozla örtmüşsünüz.
Müteahhitlerin ‘her şeyi yıkalım yenisini yapalım’ refleksi de çok korkutucu ama…
NASIR: Bakın, İzmir merkez de Saat Kulesi’nden Varyant, İkiçeşmelik’ten Mimar Kemalettin’e 480 hektar bir alan. Esas tarih olan bölümü söylüyorum. Orada bir hata yapılmış. Tarihi çarşılar statüsüne sokulmamış. Öncelikle o bölgeyi tarihi çarşılar statüsüne sokarak orayı devletin kontrolü altına alarak finansmanının sağlanması gerekiyor.
Ankara’da ve Antep’te yapıldı örnekleri, Kültür Bakanlığı ve Çevre Şehircilik Bakanlığı’nın kanunlarını birleştirip tarihi çarşılar için mevcut dokunun rölövesini çıkarttırıp, yıkılması gereken yapılar teslim edilmeli. Tarihi çarşı ve hanlar içindeki bütün yapılar restore edilmeli. Arap fırını denen yerin üst taraflarında tarihi olmayan yapılar var, o bölgede hareket başlatılmalı. Bu yıkılacak yerdeki esnaf oraya taşınmalı, Kemeraltı’nın dokusuna uygun yeni yerler yapılmalı. Kemeraltı’nın kendisini gün yüzüne çıkarmalısınız.
İNCİRALTI’NDA SAĞLIK TURİZMİ
İnciraltı için ne öngörüyorsunuz?
NASIR: İnciraltı İzmir için çok büyük kayıptır. 1991 yılında turizm tevzi alanı olarak ilan edilen Antalya Kepes, Bitlis Ahlat gibi 30 lokasyondan biridir. Hepsinde hayata geçmiştir ama İnciraltı’nda hayata geçememiştir. Son yapılan plan kıyı koruma dahil 5 milyon metrekaredir. Bütün bu alanda verilen inşaat alanı sadece 467 bin 500 metrekaredir. Büyükşehir Belediyesi’nin hazırlayıp Ankara’ya gönderdiği , Ankara’dan geldikten sonra reddedilen plan. 4.5 milyon metrekare yeşil alan, özel ve genel yol olarak ilan edilmiştir. Ve bana göre mesnetsiz bir şekilde reddedilmiş ve askıda kalmıştır.
Sizce İnciraltı’nda nasıl bir planlama olmalı?
NASIR: Sağlık turizmine yönelik bir planlama olmalı. Ben de hastanemle ilgili yatırım düşünüyorum İnciraltı’nda.
O plana göre İnciraltı’na adım attığımızda ne göreceğiz?
NASIR: Bakanlık ve Büyükşehir’in hazırladığı bu plan hayata geçecek ve girdiğinizde 5 milyon metrekare alanda sadece 450 bin metrekare bina göreceksiniz. İskandinav ülkelerinden akın akın gelecekler. Nereye? En fazla üç katlı olan termal otellerin, sağlık turizminin olduğu, yeşil bir alan içerisinde cennet görecekler.
O plan devreye girecek mi ?
NASIR: Uygulanmalı diyorum. Büyükşehir’in itirazlarına bir bakın, yok ana arterlerle bağlantı yapılmamış, 20 bin metrekare cami yeri ayrılmış. Bunlar bir kere planlama kriterlerinde olan şeyler…
KONUT AÇIĞI YÜZDE 65
İzmir’in bu cazibesi iç ve dış sermayeyi mi çekecek mi ?
NASIR: Evet, İzmir Türkiye’de inşaat sektörünün yıldızı olacak. Biz de bu katma değer İzmir’de kalsın diye İzmirli müteahhitler olarak güçbirliği yaptık. Mesela ben şu anda Konya’da para kazanıyorum, İzmir’de hastane yatırımı yapıyorum. Kocaeli’nde iş yaptım, orada kazandığım parayla İzmir’de hastane yaptım. Dışarıdan gelecek müteahhitler de aynı şeyi yapacaktır. Biz bunu önleyebilmek için bir araya geldik, önümüzdeki süreçte İzmir’i simgeleyecek güzel işler yapacağız.
2016’dan ne bekliyorsunuz?
NASIR: 2013’ün Mayıs ayındaki ekonomik yazı bekliyoruz. Kredi faizlerinin düştüğü, piyasaların rahat olduğu bir ortam bekliyoruz.
İzmirliler ne istiyor, nasıl konut talep ediyorlar?
NASIR: Şu anda ya çok ucuz konut ya da çok lüks konut talebi var. Tabi lokasyon olarak her ilçede farklı farklı konut talepleri var. İzmir yüzde 85’i dönüşmesi gereken bir kent.
Konut açığı var mı İzmir’de?
NASIR: Bana göre sağlıklı konut açığı yüzde 65. İstanbul’da arz fazlasından söz edilebilir ama İzmir’de öyle bir sıkıntı yok, eksiklik büyük. Arsa maliyetlerinin yüksek olması, konut maliyetlerini de yükseltiyor. O nedenle İzmir’de kiracı oranı daha fazla.
Siyasi yolculuğunuz devam edecek mi… Tamam mı, devam mı diyorsunuz?
NASIR: Ticarete devam. Zaten bizim siyasetimiz bir işadamı olarak İzmir’in sorunlarını, sahadaki problemleri iyi bilen biri olarak AK Parti adayı oldum. Siyasi bir backgraunddan dolayı değil. Sorunların çözümünde aktif rol alabilmek için milletvekili adayı olmuştum. İlk başta Ticaret Odası Başkan adayı olduk, İzmir’in bu sorunlarını Ticaret Odası Başkanlığı ile çözeriz demiştik. O olmayınca daha üst, daha güçlü bir makam var, iktidarın milletvekili olarak TBMM’ye gidersek İzmir’in sorunlarında daha hızlı yol aldırırız demiştik. Nasip olmadı. Şimdi işadamı olarak, STK Başkanı olarak siyasilerden taleplerimizi isteyeceğiz.
MASTER PLAN İSTİYORUZ
Yeni hükümetten öncelikli talebiniz ne olacak?
NASIR: Sayın Başbakan’ın illerin master planlarının yapılmasıyla ilgili düşüncelerini hızlı şekilde hayata geçirmesini istiyoruz. Planlama yetkilerinin iki ya da üç yıl gibi bir süre için yerel yönetimlere bırakılması ve personel anlamında da desteklenmesi gerekiyor. Çünkü bir ilçe belediye başkanına gidiyorsun 11 tane ziraat mühendisi var, bir tane şehir planlamacı yok. Devlet planlama noktasında gerekli istihdamı verecek, planlama giderlerini karşılayacak ve master planı üç yıl içinde yap diyecek. Yapmazsa Bakanlık yapacak, geçecek. Master plan ile birlikte kentin 50 yıllık geleceğini planlarsanız yıllardır uğraştığımız AVM’lerin yapılmamasıyla ilgili kanuna bile gerek yok. Planda AVM yeri koymazsın, hiç kimse gidip çivi çakamaz.
AVM’lerin kent içinde olmasını doğru bulmuyor musunuz?
NASIR: Ben doğru bulmuyorum. Kentin bir esnaf dokusu vardır. Küçük esnafı yok ediyor. Kent içinde olmasına ve gerektiğinden fazla olmasına karşıyım. Serbest piyasa ekonomisinin kuralları vardır, siz planlamasını yapmazsanız gelip AVM’yi kondururlar.
İstinye Park yapılacak şimdi Üçkuyular’a..
NASIR: Yapsalardı planlarını, deselerdi oraya sağlık alanı ya da yeşil alan. O zaman kimse, hükümet bile yapamazdı oraya AVM. Sen plansızsan böyle olur. Başbakanımızın bahsettiği master plan şehirlerimizin anayasasını içeriyor. Ben onu istiyorum, İzmir’in anayasasını istiyorum.
Anayasa istiyorum diyorsunuz…
NASIR: Evet İzmir’e anayasa istiyorum, İzmir’de anayasamız yok.
11
5
Künye
İletişim
Facebook
Twitter
Google+
RSS
Sitene Ekle
Günün Haberleri