RÖPORTAJLAR
30 Ocak 2015 Cuma

Dünyadaki her eve Türk malı girmeli

Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, EgedeSonsöz Sohbetleri’ne konuk oldu. Gazeteciler Ümit Yaldız, Gönül Soyoğul, Fahrettin Dokak ve Hanzade Ünuz’un sorularını içtenlikle yanıtladı.

Dünyadaki her eve Türk malı girmeli

Uzlaşmacı, ortak aklı önemseyen, kavga etmeyen yani aslında İzmirli yöneticilerde çok da rastlanmayan bir üsluba sahip Ender Yorgancılar. Kendi tabiriyle kavga etmeyi bilmeyen, sinirleri alınmış bir insan. İletişim bilimini etkin şekilde kullanmanın öneminin farkında ve “üyelerimiz müşterilerimizdir” anlayışıyla 4 bin üyeye yetişmek için bizzat titiz bir çalışma yürütüyor.
 
Ender Yorgancılar, Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Yönetim Kurulu Başkanı olarak ikinci dönem çalışmalarını sürdürüyor. Aynı zamanda Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkan yardımcısı olan Yorgancılar, İzmir ve Türkiye için hayalleri olan dinamik bir Başkan. Sohbetimiz esnasında kendisini ne kadar sıkıştırmaya çalıştıysak da yapıcı söyleminden taviz vermeden kırıp dökerek değil, onararak konuşan Başkan Yorgancılar, İzmir’in tek yumruk olabilmesi için egoların bir kenara bırakılmasını istiyor. EBSO Başkanı Ender Yorgancılar, önümüzdeki süreçteki en önemli virajın Türkiye’nin dünya ticaretinin yüzde 70’ini karşılayacak yeni bir gümrük birliği anlaşması olan TTIP’te yer alıp almayacağı olduğunu söylüyor...
 
Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, EgedeSonsöz Sohbetleri’ne konuk oldu. Gazeteciler Ümit Yaldız, Gönül Soyoğul, Fahrettin Dokak ve Hanzade Ünuz’un sorularını içtenlikle yanıtladı.

 
EGEDESONSÖZ: Brooking Enstitüsü’nün raporunda İzmir ikinci ilan edildi, biz raporu anlamakta güçlük çektik. İzmir gerçekten ikinci mi?
YORGANCILAR: Evet ikinci. Ama neden ikinci oldu? Ben analiz yapmayı çok severim. Bu raporun nedenleri belli. Dörttük, üç olduk, iki olduk diye bir şey yok. Süleyman Demirel’in güzel bir lafı vardır, Türkiye AB’ne girebilecek mi diye sorulduğunda “Bir şeyin bir şeye girebilmesi için bir şeyin o şeyi açması lazım” demişti. O açıdan her şeyin açık ve net olması lazım. İzmir Türkiye’de nasıl ikinci oldu? Petrol fiyatları düştü mü? Kocaeli bölgesinde petrol üzerinden alınan ÖTV’den kaynaklanan yüzde 12’lik bir düşüş söz konusu oldu. İkinci önemli konu, bizim burada en çok vergi verdiğimiz sektörlerden tütün sektöründe vergi oranı yüzde 8 artırıldı. Bir üçüncü etken vergi affıyla, hükümetin açıklamış olduğu yapılandırmayla ilgili İzmir Vergi Dairesi’nin ve İzmirli borçlu mükelleflerin gayret ve çabası sonucunda diğer illerle karşılaştırdığınızda çok önemli bir sonuç elde edildi. Bu üç etken sonucunda bu rakama ulaştık.
EGEDESONSÖZ: Gelişmekte olan ülkelerin 300 kentinin yarıştığı raporda İzmir ikinci görünüyor. İzmir’in ekonomisinin büyüdüğünden söz ediyor...
 
YORGANCILAR: Aslında oradaki metodoloji farklı. Bir sonuca ulaşırken hesaplama yöntemleri çok önemli. Sizin yaptığınız hesaba ben farklı bir boyutta bakarsam farklı sonuçlar ortaya çıkıyor. Hesaplama metodolojilerinin aynı olmadığı ortamdaki kriterleri bizim bir noktaya getirmemiz çok zor.
 
MÜKEMMELİN TARİFİ YOK
 
EGEDESONSÖZ: İzmir bu kadar iyiyse, neden sürekli kötü durumda diye tartışılıyor?
 
YORGANCILAR: Basın toplantılarında özellikle dile getirdiğim bir konu var. Bir şeyi bir şeyle karşılaştırırken şartların eşit olması lazım. Siz İzmir’i kimle karşılaştırıyorsunuz? Ve hangi şartlarda, neyle karşılaştırıyorsunuz? Eğer siz İzmir’i Antalya ile turizm bacağında karşılaştırırsanız biz gerideyiz. İzmir’i sporla ilgili İstanbul’la kıyaslarsanız biz gerideyiz. Ben önce İzmir’i neyle karşılaştırdığınızı bilmek isterim. Patent ile ilgiliyse ayrı, sanayi üretimiyle ilgiliyse ayrı.
İzmir’de istihdam rakamlarına 2008 yılından bugüne bakarsak 1 milyon 171 binden 2013 yılı itibarıyla 2 milyon 514 kişiye ulaşmışız. 2014 henüz açıklanmadı. Sürekli artan bir ivme ama istenilen boyutta mı? Değil.  Ben bu rakama bakarken İzmir’in aldığı göç oranlarına da bakıyorum. 2008’de yüzde 7.2 göç, 2013’te 3.45’lik göç alıyor. Demek ki İzmir’in her yıl ortalama yüzde 3 civarında göç alan bir nüfusu var. İzmir’in nüfusu 4 milyon 71 bin civarında. Bunun 1 milyon 728 bini benim gibi doğma büyüme İzmirli. Geri kalan 2 milyon 200 küsur bin vatandaşımız 80 vilayetten gelmiş olan bir kentteyiz. Göç hızının çok olduğu bir ortamda  buna paralel iş imkanı yaratabilmesi de zor oluyor. Özellikle teşvikle ilgili istenilen boyutta desteklerin verilmediği bir ortamda yatırım imkanı zor oluyor.
Ama İzmir’i bir kenara koyalım. Fransa’da Nice, Paris, Lion kalkınmışlığı bir mi? Londra ile Manchester Southampton bir mi? Barcelona, Madrid’in gelişmesi ile Burgos’un, Malaga’nın gelişmesi bir mi? Her ülkede gerek sermaye, gerek ticaret, gerek sanayi olaral öne çıkmış illeri ve ülkeleri marka yapan yerler var. Bizde  Türkiye denince akla kapital denince Ankara, sanayi ile ilgili İstanbul, turizmle ilgili Antalya geliyor. İzmir burada çok farklı bir konumda.
SAĞLIKLI İKİNCİLİK, SAĞLIKSIZ BİRİNCİLİKTEN İYİDİR

EGEDESONSÖZ: İzmir hep ikinci o zaman?

YORGANCILAR:
Aslında belki de sağlıklı ikincilik, sağlıksız birincilikten daha iyi. Veya sağlıklı bir üçüncülük, sağlıksız bir ikincilikten daha iyi.

EGEDESONSÖZ: Peki İzmir’in ikinciliği sağlıklı mı?

 

YORGANCILAR: Bana sorarsanız Türkiye’de vergi gelirlerinin yüzde 10’u burada toplanıyorsa ve sanayisi 64 değişik sektörde faaliyet gösteriyorsa, buna paralel turizmiyle, ticaretiyle, tarımıyla, limanıyla hayat devam ediyorsa demek ki bu şehirde bir şeyler yapılıyor. Yeterli mi? Değil. Peki mükemmelin tarifi var mı? Yok. Ama mükemmele ulaşmak için bir tek şey var, çalışmak ve daha iyisini yapmak lazım.

ANKARA’DA ÇÖZÜM VAR

EGEDESONSÖZ: İzmir’in son 10 yılda politik olarak Ankara’dan ayrı düşmüş olmasının yarattığı bir psikoz da var kentte. Teşvik rakamları, üvey evlat iddialarını getiriyor. İktidarın gücünü alsaydı ne olurdu?

YORGANCILAR:
Ben olayı siyasi olarak değerlendirmenin doğru olduğu kanısında değilim. Çünkü siyasetin seçimde bittiğine, bitmesi gerektiğine inanıyorum. Biz de seçimle geliyoruz, karşıma rakip çıkıyor. Ben ondan fazla oy aldım diye benim Başkanlığım süresince işini görmediğimi düşünemem. Hükümetin de bu şekilde düşündüğünü hiçbir zaman için tahmin etmiyorum. Netice itibarıyla Binali Yıldırım Bey İzmir’den aday yapıldı. Son derece önemli bir karardı. Binali Bey Bakanlığı döneminde de İzmir’e önemli yatırımlar yaptı. Diğer Bakanlarımız da yaptı, yapmaya da devam ediyorlar. Ayrıca ben ne zaman Ankara’ya gitsem, çok açık söylüyorum, bakın benim hiçbir siyasi partiye kaydım yok, ne zaman gitsem Ankara’ya başta Başbakan yardımcımız olmak üzere her türlü konuyu, her türlü bürokratımızla konuşup çözüm bulmak için ortam elde ettim.

EGEDESONSÖZ: Hiçbir zorluk yaşamadınız mı?

YORGANCILAR:
Ben şahsen yaşamadım. Ama neden? Gittiğim zaman ne istediğimi uzlaşmacı bir tavırla, kendimi masanın her iki tarafına koyarak ifade ettim. Onların yapabileceklerini ve bizim istediklerimizin örtüşebilmesi lazım.


TEŞVİK DÖRT PARÇA

EGEDESONSÖZ: Ege Bölgesi’nde teşvik ayrımının akıl ve mantıkla izah edilememesi de var...

YORGANCILAR:
Şöyle söyleyeyim, Turgutlu’ya bizim fabrikanın olduğu yere gidelim (Ayağa kalkarak gösteriyor). Ayağımı açayım, bu taraftaki ayağım dördüncü bölge, bu taraftaki ayağım birinci bölge.

EGEDESONSÖZ: Ekvator çizgisi gibi...

YORGANCILAR:
Şöyle dönsem, bu taraf ikinci, bu taraf üçüncü bölge. Bu ne biliyor musunuz? 3.5 kilometrelik bir çap düşünün, bir cam fabrikası kursanız 3 kilometrelik bir alana ihtiyacınız  olacak, dört değişik teşvikten yararlanacaksın. Ben bunu Bakan Bey’e anlattım, bu kasten yapılmış bir şey değil. Bu gözden kaçmış bir şey. İsteyerek yapılmadı. Biz yanlışın peşinde değiliz. Burada bir hata var, benim istediğim bunun düzeltilmesi. Manisa’ya giden birçok fabrika var. Adamlar haklı, ben bastırdım. Hiç olmazsa organizelere bir üst teşviği verin diye. OSB’lerde fabrika yaparsanız 2. Bölge, Manisa’ya gidersen 4. Bölge. Bu sefer yine 2 dilim farkediyor. Bu tabi sanayi yatırımı açısından farkediyor.

ÜRETMEK EN ZOR İŞ

EGEDESONSÖZ: O zaman bizim İzmir’de kalan sanayicilere kent olarak bir madalya takmamız lazım.

YORGANCILAR:
Bir madalya değil, 10 madalya versen az. Aslında Türkiye’nin her yerindeki sanayiciye, hepsine madalya vermek lazım. Üretmek kadar zor bir şey yok. İzmirli sanayiciye kimse madalya vermediği için sayısı mühim değil...

EGEDESONSÖZ: Ankara’daki rahat diyaloğunuza rağmen bu neden düzelmiyor, hangi sözleri aldınız?

YORGANCILAR:
Söz almadım. Götürmüş olduğum konularını yüzde 80’e yakını çözüme ulaştı. Ama teşvik olmadı. Teşvik sistemi hazırlanırken illerin kalkınmışlık endeksleri var, bunun 66 ayrı parametresi var. Bunların çarpanları var, ondan sonra ilin kimliği ortaya çıkıyor. Güneydoğu Anadolu Bölgesi ve Karadeniz’in dağlık bölgesine yatırım çekebilmek için bir teşvik modeli ortaya çıktı. Bu 66 parametrenin ortaya çıkardığı bir yapıdır bu. Tabi biz İzmir’i hiçbir zaman için 2. Bölge, 3. Bölge olarak beklemedik. Olmaz böyle bir şey.

MANİSA FAKTÖRÜ

EGEDESONSÖZ: Burada tabloyu bozan Manisa’nın durumu herhalde?

YORGANCILAR:
Başka bir örnek vereyim, Aydın ile Manisa’yı karşılaştırın. Aydın baktığınızda daha geri ama Aydın 2. Bölge, Manisa 3. Bölge.

EGEDESONSÖZ: Brooking Enstitüsü raporuna bakarsak, İzmir iki sene önce aynı raporda kişi başına gelir açısından dünyanın en yoksul bölgeleri arasında idi. Yüksek kategoride olanlar ile arasında 10 kat fark vardı...

YORGANCILAR:
Kişi başı gelir seviyesine baktığınız zaman Türkiye bugün 10 bin 400 Dolar civarında kişi başı gelir limitinde kaldı. Ancak 2002 ile 2008 yılları arasında Türkiye’de 4 bin 500 Dolar’dan 10 bin Dolar’a geldiğimiz seviyeyi iyice irdelediğimizde, Türkiye’de çok önemli reformlar yaptığımızı görüyoruz. O reformları yaptığımız için 10 bin Dolar’a geldik. Ama 2008 – 2014’lerde Türkiye hiçbir reform yapamadı ve biz kişi başı 10 bin Dolar seviyesinde, orta gelir tuzağı dediğimiz seviyede kaldık. Halbuki biz bu reformları o dönemde de yapmış olsaydık, bizim kişi başı gelirimiz bugün belki 15 - 16 bin Dolar’lara çıkmış, 2023 hedeflerine çok daha rahat ulaşma imkanı olacaktı.


FAİZ İNDİRİMİ TEK ENSTRÜMAN OLAMAZ

EGEDESONSÖZ: Merkez Bankası’nın faiz indirimi neden isteniyor, yatırımı teşvik amacı mı taşıyor?

YORGANCILAR:
Faiz indirimi aslında yatırımı artıracak tek unsur değil. Faydası var ama tek unsur değil. Sayın Cumhurbaşkanı’nın söylediği faiz indirimi yapılması doğru ama 0.50 puan yapıldığı zaman zaten hiçbir şey farketmiyor. Bugün dünyada faizler 2, hatta 1 seviyelerinde olduğu ortamda bizde gösterge faizinin 7.75’e indi. Zaten indirebileceği rakam bu, 0.50’lik bir rakamla oynayabiliyor. Yarın Amerika Haziran ayında dışarıdaki bütün paralarımızı çekiyoruz dediği zaman ne olacak, faizler yukarıya doğru çıkacak.

EGEDESONSÖZ: Radikal bir indirim olmalı mı?

YORGANCILAR:
Radikal bir indirim yapamaz. Parayı kontrol etmenin çok farklı yöntemleri var. Bankaların karşılık oranları var. Reeskontlarla ilgili faiz oranları var. Merkez Bankası’nın altın rezervi var, döviz rezervi var. Dış kaynaklar var, sizin dış borçlarınız var. Gibi gibi etkiler var. Siz bugün Dolar’la ithal eden, Euro ile ihraç eden bir ülke konumundasınız. Böyle bir ülkede kaynak tasarrufunu yönlendirmekle ilgili elinizdeki enstürümanlar sınırlı. Merkez Bankası da bu sınırlı enstürümanlar çerçevesinde indirim yapıtyor. Belki Şubat ayında maksimum 0.50 daha indirir, ondan sonra piyasayı gözlemler. Bu böyle gidecek gibi geliyor bana.

EGEDESONSÖZ: 1 Dolar, 1 Euro olur mu ?

YORGANCILAR:
Bizim kontrol edebildiğimiz etkenler var, bizim kontrolümüzün dışında oluşan etkenler var. Geçen sene petrol fiyatlarının 50 Dolar olacağını tahmin edebilir miysiniz? Dolayısıyla dünyadaki arz talep dengesine göre paritenin değişkenliği sonucunda ortaya çıkacak şeydir bu.

EGEDESONSÖZ: Peki şu anda dünyada kim kazanıyor, kim kaybediyor. Biz kayıpta mıyız?

YORGANCILAR:
Petrol bu sene bizde 60 Dolar civarında seyrederse, benim hesabıma göre bizim cari açığa 20 ile 22 milyar Dolar arası pozitif bir etkisi olacak. 22 milyar Dolar eksik cari açık vereceğiz. Petrol fiyatlarının 22 milyar Dolar düşmesinden, 22 milyar Dolar kazandıysan kaybediyorum diyebilir misin? Bu tamamen Rusya’nın AB ile olan doğalgaz kaynaklı soğuk savaşının sonucu.


TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK SORUNU TTIP ANLAŞMASIDIR

EGEDESONSÖZ: Bize nasıl yansır bu savaş?

YORGANCILAR:
O değil de, bana göre Türkiye’nin önündeki şu andaki en büyük sorun TTIP Anlaşması’dır. Kimse bunun farkında değil. Ben bu işle ilgili Ali Babacan’la birlikte iki kere Amerika’ya gittim. TTIP Anlaşması’nda bizim mutlaka taraf olmamız gerektiğini anlattım. TTIP nedir? Dünyada ticaret, sanayi, üretim Batı’dan Doğu’ya kayıyor. Böyle bir ortamda aslında bizim elimizde çok önemli bir fırsat var. Biz bugün İtalya ile Çin arasındaki en büyük üretim sanayi üssüyüz. Bizim yaptığımız 156.7 milyar Dolar’lık ihracatın yüzde 92’si sanayi ürünüdür. AB’de bir küçülme var mı var, ABD’de var mı, var. Şimdi bunlar ne yapıyorlar? Gücü birleştirmek istiyorlar. Atlantik ve Transatlantik ülkelerinin içinde olduğu yeni bir Gümrük Birliği inşa ediyorlar. ABD ve Transatlantik ülkelerinin tamamı, AB ile bir Gümrük Birliği anlaşması imzalayacak. Bu dünya ticaretinin yüzde 70’i demek. Geriye kim kalıyor? Dünya ticaretinin yüzde 30’u dışarıda kalıyor. Kim bunlar? Çin, Hindistan, Türkiye, Türki Cumhuriyetler, Afrika. Bu neden önemli? Bizim sorumluluğumuz nerede? Bizim AB ile Gümrük Birliği anlaşmamız var ama bu yüzde 30’un içinde kalıyoruz. Bizim bu sistemin içine girmemiz lazım. Ama bu diretmekle, bağırma çağırmayla olmaz. Kazan kazan sistemini anlatmalıyız. Bu işler kavgayla olmaz. Türkiye’nin bu sistemin dışında olmamasına ikna etmemiz lazım. ABD ile ikili serbest ticaret anlaşması imzalarsak o zaman biz sistemin içine girmiş olacağız. Şu anda Türkiye’nin en büyük sorunu bu. Hükümet de bu konuda çok büyük çaba sarfediyor.

BEN SİYASET YAPAMAM

EGEDESONSÖZ: İzmir’e dönersek Ender Yorgancılar nereye yürüyor? Kişisel yol haritanız nedir?

YORGANCILAR:
Benim öncelikle birinci derecede sorumlu olduğum işim var. İkincisi de ben bir işi bitirmeden, başka bir işe başlayan bir yapıda değilim. EBSO üyeleri beni tekrardan dört yıllığına Yönetim Kurulu Başkanı seçtiyse benim öncelikle bu 4 yılımı bitirmem lazım. Ben buralara seçilerek geldim, önüme başka bir alternatif çıktı diye bırakır gidersem o zaman doğru davranmamış olurum. Beni seçen 4 bin üye var. 130 meclis üyesi var.

EGEDESONSÖZ: Peki görev süreniz bitince siyasete sıcak bakıyor musunuz?

YORGANCILAR
: Ben siyaset yapamam, beceremem o işi. Ben siyaset yapamam.

EGEDESONSÖZ: Ne gerekiyor siyaset için, siz de ne eksik?

YORGANCILAR:
Siz biliyorsunuz ne gerektiğini... Ben de ne olup ne olmadığını benim dışımdaki kişiler yapar.




BÜYÜKŞEHİR ADAYLIĞI TEKLİFİ

EGEDESONSÖZ: Peki son yerel seçimde Karşıyaka adaylığını neden kabul etmediniz?

YORGANCILAR:
Büyükşehir de vardı... Aziz abi bu işin içine girmemi çok istedi ama ben 
istemedim, abi sen yap dedim. Ben zaten elimden gelen desteği veririm.

EGEDESONSÖZ: 2019’da aday olmayı düşünür müsünüz?

YORGANCILAR:
Onu daha bilemiyorum.

TEK ÖRNEK

EGEDESONSÖZ: TOBB defterini kapatacak mısınız?

YORGANCILAR:
Biz Rıfat Bey’in Başkanlığında geldik. Geçen dönem de çalıştım. Bu dönem beni Başkan yardımcısı yaptı. İzmir’de TOBB’da iki dönem üstüste temsil edilen ve Başkan yardımcılığına kadar yükselen kişiyim ben, başka örnek yok.

EGEDESONSÖZ: TOBB Başkanlığı’nı düşünür müsünüz?

YORGANCILAR:
Orada bir Başkan varken böyle bir şeyi ne ben düşünürüm, ne de başka birinin konuşmasına müsade ederim. Rıfat Bey ülke için çalışan çok iyi bir insan.

EGEDESONSÖZ: Nasıl bir yöneticisiniz?

YORGANCILAR:
Odada liderlik anketi yaptık. Açık uçlu sorular sorduk. Gelen cevaplar yüzde 92 olumlu çıkmış. Büyük bir çoğunluk Başkan’ın hatası nedir sorusuna, “Onun hatası yok” yazmış. 2014 yılında 94.8 oy almışım. Ben bu odaya geldiğimde üyeyi müşteri olarak gördüm. Müşterim ne kadar mutluysa odaya aidiyeti, bağlılığı o kadar artar.

HIZIR BAŞKAN

EGEDESONSÖZ: EBSO’nun internet sitesinde “Başkan’a mesaj” bölümü var. Siz mi yanıtlıyorsunuz?

YORGANCILAR:
Geçen günTorbalı’dan bir üyemiz saat 15.10’da mail atmış bana.Başkanım üye kayıt belgemizi serbest bölgeden alamaz mıyız? Kordon’a gelmek zor oluyor” demiş. Sordum, araştırdım. 15 dakika sonra konuyu çözüp, mailine yanıt verdim. “Bu konuyu bu kadar kısa sürede çözdüğünüz için teşekkür ederim” diye yazdı. İnsanların mutlu olması sizi başarılı yapar.

EGEDESONSÖZ: Olmazsa olmazlarınız nelerdir?

YORGANCILAR:
Bir kere benim karşımdaki açık, net, dürüst olacak. Benim fikrimi beğenmeyebilirsin, beni sevmeyebilirsin, fikirlerimiz uyuşmayabilir ama birbirimize saygılı olmak durumundayız. Saygı her şeyin başında gelir. İkincisi fikirlerimiz ayrı olabilir ama ortak akılla ortak doğruyu bulmak için birbirimizi ikna etmemiz lazım. Masaya oturduğumuzda doğru ne ise ya sen beni ikna edeceksin, ya da ben seni ikna edeceğim. Anlaşamazsak bu konuda kalkar gideriz ama o konuyu dışarıda konuşmayız. İşte ben ondan siyaset yapamam.

EGEDESONSÖZ: Ender Yorgancılar nasıl sanayici oldu, okul bitince gidip hemen koltuğa mı oturdunuz?

YORGANCILAR:
Ben genç yaşlarda basketbol oynuyordum. Ama o zamanlar en güzel spor ayakkabı da Converse ayakkabıydı. Babama, para ver de ayakkabı alayım dedim. “Çalış al” dedi. İyi, gittim Akdeniz Oyunları için stat yapılıyordu. Tuvaletleri temizlemek için adam arıyorlardı. Ben de gittim oraya müracaat ettim, kapalı tribün tarafındaki bütün tuvaletleri temizledim. Benim gibi sekiz on kişi vardı. Ellerimize keski, çekiç verdiler, inşaat pisliklerini temizledik. Sonra babam Paşabahçe’nin çay bardaklarını satıyordu. Bana bir koli verirdi, annemde gazete verirdi. Kemeraltı girişinde “Ablama ne vereyim, abime ne vereyim” diye sarar, naylona koyar verirdim. Babam, “Koliden 20 lirayı vereceksin, gerisi senin” derdi. İşte o 4 lira, 5 lira arta arta, gittik Converse ayakkabı aldık.

EGEDESONSÖZ: Kaç gününüzü aldı bir ayakkabı?

YORGANCILAR:
Bütün yaz çalıştırdı beni. Her yaz çalışırdım. Çalışmanın, para kazanmanın tadını o zaman almaya başladım.

EGEDESONSÖZ: Çıkarıp parasını verebilirdi. Kızdınız mı babanıza?

YORGANCILAR:
Hiç kızmadım. Ben daha hayatımda hiç kimseyle kavga etmedim. Sinirlerim alınmış herhalde. Kimseyle küsmem.

SANAYİCİ RİSK ALIR

EGEDESONSÖZ: Türkiye’de sermaye el değiştiriyor, bu İzmir’de de böyle. Bu sizin üye yapınıza nasıl yansıyor, profil değişiyor mu?

YORGANCILAR:
Tesbit yüzde yüz doğru. İzmir’e göç edenlerin hepsi emekli olarak gelmedi. Buraya yatırım yapan, sanayi yapan, üretim yapan çok başarılı örnekler var. Bundan daha doğal bir şey yok. Benim de Bolu’da, Eskişehir’de, Gebze’de fabrikam var. Nerede para kazanacağına inanıyorsanız oraya yatırım yapacaksınız. Almanya’da bugün 2. ve 3. nesil babalarının, dedelerinin işine sahip çıkmıyor. 1800’lü yıllardan gelen markaları satmak istiyorlar. Sanayicilik farklı bir iş. Sanayici risk alır, ileriyi görmek mecburiyetinde. Sanayici kendini yenilemek mecburiyetinde. Biz ne yapıyoruz? İkinci nesil ya devam ettiriyor, ya ortak alıyor veya satıyor.

EGEDESONSÖZ: EBSO’nun öncelikli ajandasında neler var?

YORGANCILAR:
Herkes haddi kadar sorumludur.Biz 5174 sayılı kanunla kurulu bir sivil toplum örgütüyüz. Bizim kanun yapma, yönetmelik çıkarma gibi bir yetkimiz yok. Biz üyelerimizin sorunlarını doğru platformlarda, doğru kişilere anlatmakla mükellefiz. Kanunun bize verdiği misyon bu.

EGEDESONSÖZ: İzmir milletvekillerinin Ankara’da kent için nasıl bir performans gösteriyorlar? Yardım istiyor musunuz zaman zaman?

YORGANCIOĞLU:
(Bir süre düşünüyor) Yok, biz direkt kendimiz direkt yapıyoruz. Bir de Odalar Birliği Başkan yardımcılığı sıfatıyla üst düzeydeki bürokratları tanıyorum. Sağolsunlar, kimi arıyorsak...

EGEDESONSÖZ: İzmir’in kimliği yok diye sakız edilen bir konu var? Siz ne diyorsunuz bu kimlik meselesine?

YORGANCILAR:
İzmir’in kimliği var aslında. İzmir sanayi, turizm, liman, tarım ve ticaret kentidir. Ama İzmir Denizli gibi tekstil sanayinde öne çıkmış, Bursa gibi otomotiv sanayide öne çıkmış bir kent değildir. 60 değişik sanayi sektörünün hepsi var. Benim Avrupa’dan gelen bir misafirim ya da İstanbul’dan gelen bir misafirim İzmir çok gelişmiş, büyümüş diyor.


EGOLAR BIRAKILACAK

EGEDESONSÖZ: İzmir’in tek yürek, tek yumruk olması neden mümkün olmuyor?

YORGANCILAR:
Kişisel egoları bırakıp olması gerekenleri yapsak çok farklı olacak. Şehrin kimliğine dönersek, şehrin Başkanı kimdir? Belediye Başkanıdır. Şehrin büyümesiyle, gelişmesiyle, stratejisiyle ilgili, planlamasıyla ilgili kişi Belediye Başkanıdır. Sivil toplum örgütlerinin Belediye Başkanlarına fikirlerimizi anlatma, yanlış gördüklerimizi söyleme sorumluluklarımız var. Biz bunu bugüne kadar Sayın Kocaoğlu ile modern, çok iyi bir uyum yakalayarak, abi-kardeş diyaloğuyla devam ettiriyoruz.

EGEDESONSÖZ: Yani hiç mi tüh’leriniz yok?

YORGANCILAR:
Mutlaka var.Daha iyisi olmaz mı? Daha çoğu yapılamaz mı? Eksiğimiz yok mu, mutlaka var. Ama İzmir Büyükşehir Belediyesi borçsuz, kredi notu AAA olan bir bilançosu var, kendi kredisini istediği yerden alabilen bir yapısı var. Herkesin bir yoğurt yiyişi var. Başkanın yoğurt yiyiş tarzı bu. Halk da onu seçtiyse...

EGEDESONSÖZ: İzmir için hayal kurdursak...

YORGANCILAR:
Benim İzmir’de tarım alanında hayalim ne biliyor musunuz? Bayındır’da her gün çiçeklerin kesildiği, buradan hergün bir tane jumbo jetin kalktığı ve Hollanda’da pazarında Bayındır çiçeklerinin satıldığı bir İzmir hayal ediyorum.Tire hayvancılık, süt, süt ürünleriyle ilgili... Öyle bir merkez olmalı ki, bütün Türkiye’ye, Batı’ya örnek olabilir. Seferihisar’da büyük bir jeotermal kaynak var, sera yapacaksın. Bir liman yapıp, seralarda üretilen bütün ürünleri yükle Rusya’ya gönder.

EGEDESONSÖZ: Neden Belediye Başkanlığını istemediniz, ne güzel hayeller bunlar bir kentle ilgili.

YORGANCILAR:
Bir şeyi yapmak için illa ben yapayım mantık değil ki. Sen söylersin, başkası yapar.

EGEDESONSÖZ: Ekonomi Bakanı Zeybekçi, odalarla ilgili aidat sorun olmasın dedi. Ekrem Demirtaş da, artık bizim gelirlerimiz olmayabilir dedi...

YORGANCILAR:
Nihat Zeybekçi’nin dediği doğru, diğeri öyle demedi. Ne dedi? TOBB İzmir’e yatırım yapmıyor dedi. Kimin ne söylediği hepsi kafamda. Bizim odalarımızın bağlı olduğu yer Gümrük ve Ticaret Bakanlığı. Gümrük ve Ticaret Bakanımız böyle bir konunun gündemde olmadığıyla ilgili açıklama yaptı. Dolayısıyla bununla ilgili söyleyecek bir şey yok. Zaten sivil toplum örgütlerinin çok sesli olması, Türk ekonomisinin dünyada daha fazla yer alması açısından son derece önemli. Ekonomide rol model olup, daha fazla yer alabilmesi açısından son derece önemli. Rahmetli Özal ne dedi? “Her uçakta bir Türk” dedi. Dünyada uçan şu anda kaç uçak varsa hepsinde bir Türk olmalı dedi. Tabi bunlar seyahat için değil. Bizim hedefimiz ne? Dünyada her evde bir Türk malı. Zaten onu yaptığın zaman iş bitiyor.

 
Berkinler milletvekili olmak için mi öldü?
 
Maestro benim, kesinlikle!
YORUMLAR
Toplam 1 yorum var, 1 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
reco baba 30 Ocak 2015 Cuma 14:31

ainesi istir kisinin,lafa bakilmaz.....izmirin kacinci oldugunu,buyuyup buyumedigini icinde yasayan izmirli bilir en iyi

Yorumu oyla      11      5  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Berkinler milletvekili olmak için mi öldü?
Ege’de Sonsöz Sohbetleri’ne konuk olan Yüksel Çakmur gazeteci Ümit Yaldız, ...
Ne istediler, vermedik!
AK Parti İzmir Milletvekili Aydın Şengül, Ege’deSonsöz Sohbetleri’nde ...
Ben Erdoğan değilim, yerime Davutoğlu bırakmam
Ege’deSonsöz Sohbetleri’ne konuk olan Atilla Sertel, gazeteci Ümit Yaldız, ...
 
Ankara İzmir'i yozlaştırıyor!
Ege’deSonsöz Sohbetleri’ne konuk olan İzmir Mimarlar Odası Başkanı Hasan ...
Ege'de yatırım yok!
Batıçim Genel Müdür Yardımcısı Feyyaz Ünal, Ege Bölgesi’nin Türkiye’nin ...
Çöp nimettir!
Dünyada atık yönetimi konusunda lider isimlerden Alman Remondis firmasının ...
 
En ucuz pamuk olmayı hak etmiyoruz!
Ulusal Pamuk Konseyi Başkanı Barış Kocagöz, Türk pamuğunun dünyanın en ...
İktidar delikanlı olsun, göz boyamasın!
Tariş Zeytin ve Zeytinyağ Birliği Başkanı Cahit Çetin Ege’de Sonsöz Sohbetleri’nin ...
İzmir de ilericidir, Diyarbakır da…
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kıt kanaat yapılan kampanyaya rağmen aldığı ...
 
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Rahmetliyi nasıl bilirdiniz?
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Bir Batı hikayesi
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Saltanat ve yağma kurumu olarak belediyeler...
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Onlar hayatın düşmanıdırlar sevgilim…
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Analar ne yiğitler doğurmuş!
Çağdaş ÖZGÜN
Çağdaş ÖZGÜN
Fotoğraf: İnsanlığımızı yitirirken soytarıya mı dönüşüyoruz?
Kemal ARI
Kemal ARI
Atatürk'ü anlamak...
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Göztepe gün sayıyor!
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
Aklıma 'Doğan Kardeş' geliverince… 
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
Sandık tartışması...
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva