RÖPORTAJLAR
14 Ekim 2016 Cuma

Bu kenti istemezükçüler mi bu hale getirdi?

Söz, Kültürparka Dokunma Grubu’nda… Gönül Soyoğul sordu, Reşat Kutucular yanıtladı...

Bu kenti istemezükçüler mi bu hale getirdi?

“Yaşadığımız endişeli/bunaltıcı günler/gündem arasında biz İzmirlileri fazlasıyla ilgilendiren bir başka gündemin de izindeyim bir süredir. İzlemedeyim. Tarafımı seçmeden önce anlamaya çalışmaktayım’ diye söze girip Kültürpark üzerinde yoğunlaşmış tartışmada ilk röportajı;  İzmir doğumlu, uzun süredir İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde danışmanlık yapan, ‘şehir planlaması’ denilince akla gelen ilk isimlerden biri olan Prof. Dr. İlhan Tekeli’ye bırakmıştım. İlhan Hoca uzun uzun anlattı, Büyükşehir’in Kültürpark Projesi’nin nedenlerini/niçinlerini sıraladı. (Röportajlar bölümünde görülebilir)

Şimdi söz, İzmir’deki itiraz kültürünü farklı bir noktaya taşıyan, sosyal medyadaki örgütlenmeleriyle; olan/bitene ilgisiz insanlarca bile ‘neler oluyor/ne diyor bunlar’ dedirtip  dikkat çeken… 400’lerle başladıkları grubu kısa sürede 20 bin kişiye taşıyan Kültürpark’a Dokunma Grubu’nda. Süreç içinde grubun ‘doğal sözcüsü’ olmuş Reşat Kutucular’da…

Aslında o, grubu kuran kişi ya da kişilerden biri değil. Aslında o mimar/mühendis/şehir plancısı/peyzaj mimarı değil, oda kuruluşlarının yönetiminde de yok dolayısıyla. Kanımca, Kültürpark konusunda söz söylemek için bunlardan biri olmak da gerekmiyor. İzmirli olmak, ‘bu kent nasıl daha iyi/daha yaşanılır bir yer olabilir’ duygusunu içselleştirmek yeterli ki, o bir İzmirli. BAL ve Boğaziçi mezunu, uzun yıllar finansal piyalarda çalışmış, halen finansal danışmanlık yapan, bu kent daha iyi olsun diye kafa yoran biri. Okuyan, ülkeyi/dünyayı takip eden, uzun süredir İzmir Life ve Hürriyet Ege’de bilgilerini/düşüncelerini/izlenimlerini paylaşan, benim de hep izlemede olduğum aydın bir insan. Tanışıklığımız çok eski olmasa da kendimi hep eskiden beri tanışıyormuş hissettiğim, okurken sizin de hissedeceğinize emin olduğum (romantik değil) rasyonel bir kalem.  Her ne kadar ‘Kültürpark kişisel takıntım’ dese de!

Onunla konuştuktan sonra düşüncelerimin daha netleştiğini, eksik kalan noktaların pek çoğunun içinin dolduğunu söylemekle yetinip bu uzun okuma için size zaman bırakayım.  Umarım sizin için de aydınlatıcı olur…

GÖNÜL SOYOĞUL: Nasıl başladı bu tepki, nasıl yer aldın grupta ve  Kültürparka Dokunma Grubu’nun doğal sözcüsü oldun?

REŞAT KUTUCULAR: Benim açımdan 5-6 sene evvel başladı. Kültürpark benim takıntım, yani şahsen takıntım. (gülüyor) Çünkü gülbahçesini ziyaret eden anneannem ile oraya gitmeyi çok severdim. 8-9 yaşındaydım o zamanlar… Sonra Tenis Kulübü’ne üye oldum yıllarca, sonra fuarda koştum, sonra fuarın kenarında 10 yıl oturdum, kitap fuarlarına gittik, geldik… Yaşadığım bir alandı, Kültürpark’la iç içeydim… Arada gitmediğim zamanlar da oldu ama İzmir'in sembolü Saat Kulesi değil Kültürpark benim için… Koca şehrin içinde 420 dönüm yer kalmış yeşil… Burada ‘ne yapalım’ diye düşünülüyor. Ben de düşünüyorum işte. Grup olarak düşünüyoruz.

-Kendi ifadenle ‘Kültürpark takıntın’ neden 5-6 yıl önce başladı? Ne tetikledi seni?

REŞAT KUTUCULAR : Çünkü Fuar İzmir Projesi hayata geçecekti. Fuarlar Gaziemir’e taşınacaktı. Sergi alanları, hangarlar kalkacaktı. Ve fuar ne olacaktı, ne yapacaktık fuarla? Ben hep radikal taraftar oldum.,"anıt kent park" olsun istedim. Nasıl anıt? Sıfır bina mesela, sıfır beton... Hiç beton yok içinde. Öyle bir iddia olsun… Tabi ütopik bir şeydi, hele İzmir ölçeğinde…

-Siz de biliyordunuz ütopik olduğunu yani…

REŞAT KUTUCULAR : Ama ütopiği istemediğiniz zaman genelde karşı tarafa yanaşmış oluyorsunuz ve karşı taraf yani öbür uçta istekleri olanlar, sizi kendine doğru çekmeye başlıyor.

-‘Ortada buluşulsun’ diye zorluyorsunuz yani bir anlamda…

REŞAT KUTUCULAR : Pazarlık gücü gibi düşünün… Öyle bir şey talep edeceksin ki zaten olmaz ama insanlar en azından ‘minimum bina’ olsun der. ‘Burada ne yapılabilir’ diye bir ara WWF Türkiye Yönetim  Kurulu Başkanı Uğur Bayar’la görüştüm. ‘Kültürpark’ta böyle birçok özel bir düzenleme yapılabilir mi?’ diye…

- Yani zihnen kendinizce nasıl bir proje olabilir diye düşündünüz…

REŞAT KUTUCULAR : Evet aynen… Zaten Şükrü Kocagöz'ün 90'larda kazanan projesi radikal aslında… 3 bina tutuyor o, diğerlerin yıkıyor geçiyor…

-3 bina derken…

REŞAT KUTUCULAR : Arkeoloji Müzesi,  Paraşüt Kulesi , Açıkhava…

- Büyükşehir Sayın Kocagöz ile anlaşmış, yeni projede katkıları da olmuş… İlhan Tekeli Hoca’nın söylediğini göre, örneğin Kültürparka Dokunma Grubu tarafından itiraz edilen o tümsek dizayn da Kocagöz’ün projesinden alınmaymış…

REŞAT KUTUCULAR : Ama kurul ona itiraz ediyor. Daha evvelki kurul ona, yani orada topografya ile oynanmasına sıcak bakmıyor. Çünkü orada 70-80 yıllık bir ekosistem var.

-Kültürparka Dokunma Grubu nasıl oluştu?

REŞAT KUTUCULAR : Bu grup oluşmuş benim haberim yoktu. Arkadaşım Ayşen Tekşen birgün yazışırken tesadüfen ‘Bak bizim böyle bir grubumuz var’ dedi. Ben de girdim gruba… O zaman daha zaten 400 üye vardı. Birkaç hafta öyle gitmiş, ben girdiğimde 4 bin üye vardı, şimdi 20 bin üye oldu. Şimdi bu neyi gösterir? Bir yerde hiçbir şeyi göstermez, ‘Facebook’ta 20 bin üye, ee?’ diye… Ama bir taraftan da insanların Kültürpark konusunda ne kadar hassas olduklarını da gösterir. Kültürpark konusunda bu kadar kısa bir sürede 20 bin kişinin toplanması onların bu konuda duyarlılığını gösterir. Grubun odaklanması güzel,  sadece Kültürpark’la ilgileniyor… Aziz Bey’in diğer icraatları, İzmir’deki diğer sorunlarla ilgilenmiyor. Kültürpark’a ne yapılacağı ile ilgili, oraya odaklı ve burada hep savunduğu şey; yapılacak projenin ‘bilimsel, hukuksal dayanağı ve kamu yararı’ olsun. Bunlar 3 sacayağı ilke olacak. Oradaki dil hoşuma gitti. Hep fikirler üzerinden gitmeye çalışan bir grup… Tabi bu Facebook Grubu ardından 25 STK ile birlikte bir platform oldu. Yine bir 25-30 bin kişi bu platformu temsil ediyor diye düşünüyorum.



- İzmir’de insanların içine sinmeyen, sıkıntı yaşadığı bir sürü olay yaşandı ama kimse böyle bir grup kurmadı ya da böyle ses getirmedi. Bu grubun 400’le başlayıp kısa sürede 20 bin kişiye ulaşmasını, 25 STK’nın itirazını  neye bağlıyorsun?

REŞAT KUTUCULAR : Bu ülkede yaşanmışlıklar var. İnsanlar bu ülkede çevreyle ilgili, yeşille ilgili ne sözler verilip başına neler geldiğini gördü. İkincisi, çevre duyarlılığı her konuda çok arttı. Türkiye'nin pek çok yerinde benzer mücadeleler var. İşte en sonra Cerrattepe’de… Karadeniz’de HES’lerle…  Çünkü insanlar çevre müdahalelerinin olumsuz sonuçlarını görmeye ve yaşamaya başladı. Bir o var… Bir de 420 dönüm bir alan kentin içinde… Central Park’ta 4 bin dönüm alan… Dünyanın en değerli toprağında, Manhattan’ın ortasında… Ve büyük ihtimal bundan 200 yıl sonra da yeşil kalacak. Kimse oraya bir kongre merkezi önerisi getiremez. Çünkü kongre merkezi sadece bir kongre merkezi olmuyor, bir yaşam biçimi oluşuyor, eklentileri var. Diyelim ki İzmir’e bir kongre merkezi lazım… Peki yapalım, nereye yapalım? 10 tane yer saysak, Kültürpark akla gelir mi? Ne gerek var oraya tıkıştırmaya…

- Ama orada savunulan şey, Kültürpark’ın fuarla bütünleşmiş olması… Hatta biz İzmirliler Kültürpark’a giderken bile ‘Fuara gidiyoruz’ deriz bazen… Oradan İEF’yi çektiğin zaman değirmeni döndüren suyun çekileceğini savunuyorlar. İlhan Hoca orada bir sirkülasyon olması gerektiğini, o nedenle bir kongre merkezi yapıp cazibe merkezi olarak Kültürparkı çevredeki otellerle bütünleştirmenin planlandığını söylüyor.

REŞAT KUTUCULAR : Çok geleneksel bir yöntem… Yani bir fonksiyonu koy, onun etrafından hareketlenme oluşsun. Ben de diyorum ki, onu oraya koyma, ona göre başka bir hareketlenme oluşsun orada… Yeşili gören, yeşile gelen farklı bir hareket oluşabilir. Hatta o kongre merkezi olmadığı için daha çok gelen olur. Çünkü insanları çok ilgilendirmiyor. Sonuçta kentin yaşayanının iletişim kurduğu bir mekan değil. Biz diyoruz ki,  oraya hiç bir fonksiyon koyma, yeşil kalsın orası, belki yine Central Park örneği gibi… Orası dünya için bir sembol, bugün değeri 1 trilyon dolar olarak hesaplanıyor. Manevi değeri geçtim 1 trilyon dolardan söz ediliyor; hiçbir kongre merkezi yok, AVM yok! Etrafında binaların değeri yükseliyor,  çünkü 40 milyon ziyaretçisi var… New York’a belki insanlar sadece orayı görmek için gidiyor. New York çok turist çeken bir yer, Central Park da o paketin bir parçası...

- Yani oraya diyelim muhteşem bir gül bahçesi yapılsa… Sence bu değişiklik,  o otelleri doldurur mu?



REŞAT KUTUCULAR : Şimdi bu Kültürpark Projesi’nin somut tarafı çok zayıf bence… Önce onu söyleyeyim… Bütçesi belli değil mesela… Orada deseler ki mesela ‘Bin 400 kişilik bir kongre merkezi yapıyoruz, yüzde 70 doluluk sağlayacak, şu kadar insan gelecek, otellere şu para kalacak, kent ekonomisi bu kadar kazanacak’… Böyle bir şey denmiyor ki… Denen şu: Bunlar hiçbir şey yapılsın istemiyorlar. Hep defansif, anlat yani! Ben anlatıyorum, diyorum orada kuşları rahatsız edeceksin vs… Diğer projelerdeki inşaat tekniklerini gördük, o teknikle Kültürpark’a kesin zarar verilir. Kaldı ki rakam sorunu da ortada… Sema Pekdaş, ‘17 dönüm’ diyor, Aziz Bey ‘11 dönüm’ diyor… Hangisi doğru? Anlaşılan şu… Bir avan proje var, bu kuruldan geçirilmek için yapılmış bir avan proje, Kocagöz’ün de onayı alınmış. Henüz rakamlar, tam ne olacağı, nasıl olacağı kesin belli değil.
Halbuki burada ‘hayır’ diyenler her şeyi didikliyorlar. TMMOB’un raporunu okuyorlar, TMMOB’un yazdığı, şehir plancılarının yazdığı… Şimdi bu raporlara burun kıvırırsanız… Bunlar bilimsel raporlar… Bilimsel raporlara da burun kıvırırsak bir yere varamayız… O zaman ülkenin diğer taraflarındaki tasarruflarında bilimselliği aşağılayan tasarruflara söyleyecek bir lafımız olmaz. Odalar olumsuz rapor yazmış, bunun bir dikkate alınması lazım artık. Zaten orada konsept farklı… Biri Central Park yapalım, diğeri bunun içine ticari faaliyet de sokalım. Ticari faaliyet sokarken hangi ticari faaliyeti sokacaksınız? Yıl 2016…. Robot teknolojiler, nano teknolojiler… Her şeyin geliştiği, bambaşka gündemlerin olduğu bir dünya… Burada kongre merkezi yaparak hangi ticari merkezleri sokacaksınız? Ona karar vereceksiniz. Bunların geleceği olacak. Kongre turizmi ölmeyecek mesela… 10 sene sonra da bu bina işe yarasın. Artı, bu da yetmeyecek, işletmeye geçilince bunu nasıl denetleyeceksiniz? Fonksiyonun dışında hareket etmeye başlarsa ne yapacaksınız? Yok… Şimdi Aziz Bey 12 yıldır iktidarda, ‘İEF bu yıl kıpırdadı’ deniyor. Aziz Bey de 12 yıldır tek başına iktidarda, muhalefet yok doğru düzgün karşısında… İEF’yi yapma, bekleme! İEF yine yapılabilir, orada bir bina olması şart değil… Farklı çadırlarla, sökülebilir konstrüksiyonlarla… Bugünkü teknolojide çok kolay artık bunlar… Ama bunun da önceden planlanması lazım tabi ki... Benim edindiğim izlenim şu; ‘Burada kültürpark var elimizde, Tenis Kulüp var, onları tutalım, buraya bir kongre merkezi koyalım, devam etsin gitsin işte, daha ne! Öbür tarafta da burası çok kıymetli bir alan… Burada bugün İnciraltı’na, Kadifekale’ye ağaç dikerek olacak bir şey değil bu, 80 yıllık bir ekosistem bu! Yani orada ona göre bir ağaç, kuş nüfusu oluşmuş… Ama bunları çok önemsemiyorsak diyecek bir şeyim yok. Ama önemseyen birileri varsa,  bunları da küçümsemek bana ters geliyor.

- İlhan Hoca’nın ‘demokratik model’ vurgusu var… Bir takım STK ve kişilerle görüşüldüğünü söylüyor. Ona da sordum: Bu çatışma neden çıktı? Örneğin sahil düzenlemesi öncesi de çok geniş bir hazırlık yapıldı, kentin tüm dinamiklerine soruldu. Kültürpark Projesi’nde böyle bir süreç olmadı sanıyorum. İlhan Hoca işin içinde öznelerin çatışması olduğunu, başka çatışmaların buraya taşındığını söyledi. Nasıl bu noktaya geldi?

-
REŞAT KUTUCULAR : Şimdi bir kere Aziz Bey’e karşı her zaman bir saygı var. Bizim grupta özellikle Yeni Asır’la aynı hatta düşmemek için özen gösteriyoruz. Aziz Bey’in yaptığı her şeyi eleştirerek yapmıyoruz.

-Yani ‘Bizi Yeni Asır itirazcılığından ayırın,  biz farklıyız!’ diyorsunuz ki bence de kesinlikle farklısınız.

REŞAT KUTUCULAR : Ayrıca Aziz Bey bizi muhatap aldı. Yani biz  burada ‘Kültürpark Projesi’nde kongre merkezi yapılmasın, hayır’ dedik… O sahiplendi, o fırladı öne… ‘Evet yapılacak, şu nedenlerle yapılacak’ dedi. Öyle olunca ister istemez cevap hakkı doğdu… Böyle olunca Kültürpark meselesi insanları sıkmaya başlayabilir, bu kadar yaz-çiz-konuş, sanki başka konu yokmuş gibi, Sıtkı’nın (Şükürer’in) dediği gibi ülkedeki marjinal sızlanmalardan olabilir’ diye düşündüm. Ama her gün bir laf çıkıyor. EGİAD Başkanı çıkıyor, diyor ki; İtiraz edenler çok bilgili değiller… Buna cevap vermeme olmaz, çünkü biz hepsinden daha bilgiliyiz. Neden? Çünkü konsantreyiz, çünkü inceliyoruz, sadece İlhan Tekeli okumuyoruz, yani Doğan Kuban’ın İstanbul’la ilgili yazdıklarını da okuduk. Orası ferah bir alan olarak kalsın. Doktor arkadaşlarım var mesela, soruyorlar, ‘Kongre Merkezi yapacaklar’ diyoruz. İyi, yapsınlar diyorlar. Anlatıyoruz, şundan, bundan sakıncalı diyoruz. O zaman hak veriyorlar. İnsanlar ikna oluyor. Bu çatışma Kültürpark’ın yeşil olmasının çok önemli bir parçası… Başka projelerdeki tartışmalarda konu yeşil değil… Mimarlık merkezindeki toplantıya 400 kişi geldi… Orada biri çıktı dedi ki, ‘Ben Manisalıyım, siz İzmirliler gelmezdiniz fuara, biz Manisa’dan, Aydın’dan aylar önce hazırlanmaya başlardık’… O yüzden Kültürpark sadece İzmir’in değil bölgenin hafızası… Şimdi böyle olunca, çok ortak anı olunca, orada insanlar daha çok koruma ihtiyacı hissediyorlar, korkuyorlar.

- Bu demokratik model konusunda…

REŞAT KUTUCULAR : Şimdi ülkede standart ne ki İzmir’de  başka türlü olsun!

-Aziz bey’in eksik de olsa bir çabası var ama bir şeylerin yanlış yapıldığı da kesin.  Sizce ne yapsaydı da iş bu noktaya gelmeseydi?

- REŞAT KUTUCULAR:  Ben olsam muhalifleri muhatap alırdım. ‘Gelin, bakın, işte projeye ikna olun’ demek başka bir şey… Mesela beni Reşat Yörük Bey davet etti, projeyi gösterdi, o sunumu yaptılar. Hazırlanmışlar. Güzel de endişelerimi gideren bir şey değil, farklı dil konuşuyoruz.

-Projeye bakınca güzel gibi görünüyor değil mi?

REŞAT KUTUCULAR :  Evet ama altını kazmaya başlayınca bundan 10 yıl sonra Kültürpark’ın yeşilinin bu kadar olacağının garantisini kimse verebiliyor mu? Aziz Bey verebilir mi? Aziz Bey kim yani bir yerde? Hükümet düzenlemeyi yapıyor,  şak diye bu ülkede… İstanbul’un bağrına Gökkafes'i sapladılar mı, sapladılar! Ötesi yok!

-Ama diyelim ki Aziz Bey Kültürparka Dokunma Grubu’nun tüm taleplerini göz önüne alan bir proje yaptı, tüm talepleri yerine getirdi, seçimlerde de aday olmadı…  Velev ki AK Parti kazandı, o zaman aynı tehlike yine söz konusu değil mi?

REŞAT KUTUCULAR : Şöyle, bizim önerilerimizden biri de Kültürpark’ın Anayasası’nın yazılması… İZFAŞ’ın bu işten çekilmesi, minimal ticaret olması…

- Yani siz Aziz Bey’siz çözümleri de hazırlamak istiyorsunuz…

REŞAT KUTUCULAR : Tabi ki. Hatta İzmir Mimar Odası Başkanı İbrahim Alpaslan’ın  son önerisi, burayla ilgili yeni bir koruma planı yapılması… 90’larda yapılmış bir proje konuşuluyor, yıl olmuş 2016… Buranın koruma amaçlı imar planının tekrar yapılması ve bu plan üzerinden gidilmesi gerekiyor. Muhataplar belli… Mimarlar Odası, Şehir Plancıları Odası, Peyzaj Mimarları Odası… O Anayasa yazılırsa ileriye dönük olarak ‘evet burası büyük ihtimal yeşil kalacaktır’ savı gerçekleşebilir.

-Burada yine bir mücadele alanı doğabilir… Bu ülkede biliyorsun Anayasa’lar da deliniyor…

REŞAT KUTUCULAR : Ben Kültürparka Dokunma Grubu’nun ileride 50 bin üyeye ulaşacağını düşünüyorum. Bu şekilde kent gözetmeni gibi bir grup olacağını düşünüyorum. Bu iktidar olan için bir avantajdır, kendi yapamadığını belki orada görebilir. Demokratik katılım konusunda ise bir arkadaşım geçenlerde bir şey yazdı, ‘Acayip gürültü var fuarda, aradım, evimizde oturamıyoruz’ diye… Aradım, Namık Kemal Lisesi’nin orada oturuyor, dedi ki ‘Camları kapatıyoruz, içerideki TV’yi duyamıyoruz düğünden, dernekten’ dedi… ‘Şikayet ettiğin zaman bir şey oluyor mu?’ dedim, ‘Olmuyor’ dedi. Peki dedim ‘Bu süreçte fuarın etrafında oturanlar olarak size bir şey soran oldu mu?’, ‘Olmadı’ dedi. Demokratik katılım diyoruz ya, işte paydaş orada… Demokratik katılımsa eğer, gidersin etkilenecek kimselere de düşüncelerini  sorarsın, bu da ayrıca bir metin halinde yayınlanır. Belli kurumlarla sürekli iletişim kurup diğerleriyle kurmamak bence çok demokratik olmaz.

- Bu konuda bir referandum yapılması grubunuzda konuşuldu mu?

REŞAT KUTUCULAR : Şahsen  referandum metoduna inanmıyorum. Referandumu hem Brexit’de gördük, hem de Kolombiya’da gördük. Belki ret oyunun yüzde 60’larda olması şekliyle belki olabilir… Ama yüzde 50 sınırında siyahla beyaz arasındaki iki seçenek varken çok sakıncalı bir şey… Referandum çözmez gibi geliyor, belediye düşündü mü bilemiyorum.

-Ya da belki internet yoluyla bir anket de yapılabilir, halka sorulabilir...

REŞAT KUTUCULAR : Burada benim gördüğüm bir acele var, acelecilik var. ‘Bir an evvel burası bir şekilde proje bağlanıp kurul onaylasın, hemen yapılsın’ isteniyor.

- Bu aceleciliğin sebebi ne sizce? İş çevreleri, sermaye mi bastırıyor? Sermaye gruplarının çözüme gidilmesi yolunda ısrarcılığı var ya da o görüntüyü veriyorlar çünkü…



REŞAT KUTUCULAR : Dikkat çekici bir acelecilik var. Platformun üyeleri de mümkün olduğunca düşünülerek, aceleye gelmeden yapılmasını istiyor. Bir çatışma noktası da  ‘biz yapıyoruz bunu, yaptık oldu’ olunca… Buradaki ironik nokta da şu… Bu 20 bin üyenin belki 18 bini, en azından 10 bini CHP seçmenidir. Çevre duyarlılığı olan insanlar kime verdi ki oylarını? Yüzde 50 küsur oy almış zaten Aziz Bey.. Aziz Beyin dönüp kendi seçmeni olan gruba medya üzerinden ‘Gidin Central Park’a, yok gidin İnciraltı’na’ demesi… Yani buralarda değiliz ki, buraları çoktan geçmiş olmamız lazım… Burada bir grup var, çok da afaki şeyler talep etmiyor. Biz CHP İl Başkanı Asuman Ali Güven’i de ziyaret ettik, çok iyi karşıladı bizi… Tabi orası il başkanlığı her zaman güzel karşılarlar. Bizi yarım saat falan dinlediler, ‘Tamam inceleyelim’ dediler. Tabi bu da hoş değil aslında… Belediye başkanı bir şey yapıyor, siz il başkanına gidiyorsunuz, ama çare yok…

-Ama bir AK Parti’ye gitmiyorsunuz mesela…

REŞAT KUTUCULAR : Evet, bu farkı da vurgulamak lazım… CHP Genel Sekreteri Kamil Okyay Sındır eski arkadaşımdır, ne kadar çevreci olduğunu bilirim, ne kadar sürdürülebilirliğe önem verdiğini bilirim. Mesaj attım, telefon etti, konuştuk anlattım. Parti içinde dengeler var tabi. Bir sürü okuyamadığım uzaktan şey var. Deminki soruya cevaben, buradaki acelenin nedenlerini okumak zor. Bir şeyler tahmin ediyor insan ama çok spekülatif bunlar… Ama işte bunlar bile başlı başına bir endişe kaynağı… Oraya 20 bin üye geliyorsa bir kısmı da bundan geliyor. ‘Ne oluyor bu kadar ya, yangından mal kaçırır gibi, ne acelesi var?’ diye… O nedenle  sakin gidilmesi, düşünüp, taşınarak gidilmesi doğrusu… Burada belki o projeyi sahiplenenlerin hiç işine gelmeyecek bir şey, yeniden koruma imar planı yapmak… Ama belki onu forse etmek gerek, bizim açımızdan kurul ‘Burada yeni bir plan yapılsın’ derse zaten amacımıza ulaşmış oluruz diye düşünüyorum.

-Bu noktada İlhan Hoca’nın söylediği bir şey vardı, hatta Sıtkı Şükürer’in de söylediği şey buydu. ‘İzmir’de hükümetin karşı çıkılacak birçok uygulaması varken bunlara karşı çıkmıyor da bu grup Kültürparkı öne çıkarıyor’ mealinde…  İlhan Hoca, ‘Aziz Bey ve CHP olmasa bu proje cart diye yapılır’ demişti…  Ne dersiniz, haklılık payı var mı?

REŞAT KUTUCULAR : Mikro ölçekteki sorunlar makroyu, makro sorunlar mikroyu birbirini etkiliyor. Sonuçta burada Kültürpark çok şeyi sembolize ediyor… Bir yeşil bir alan, bir müdahale yapılacak, bu müdahale aşırı bulunuyor bizim tarafımızdan… Şimdi bu Türkiye’de ana çatışma noktalarından biri… Yeşil alana,  tarım alanlarına müdahale… Ayrıca bugünün marjinal sızlanmaları, yarının majör sorunu olarak karşınıza çıkabilir. Eminim ki Körfez’e ilk kanalizasyonlar boşaltılmaya başladığında birileri ‘Yapmayın,  ne yapıyorsunuz’ demiştir, kimse onları dinlememiştir. Koca Körfez… Yani adam senede 100 bin kişinin İzmir’e göç edeceğini düşünmedi ki… O göç gelince kanalizasyonun altyapısını yapamayacağını göremedi. Bugün görerek 500 milyon dolara temizlemeye çalıştığın bir şeye dönüştü Körfez... Kültürpark her ne kadar tali gözükse de aslında bütün ülkede ‘Neden şikayet ediyorsun’ sorusunun yanıtı… Neden şikayet ediyorsun? Muhaliflerin çok konuşturulmamasından, buyurun Kültürpark! Medyanın belli görüşleri pompalamasında… Buyurun Kültürpark! ESİAD, EGİAD gibi kurumların aynı görüşleri hep işte iktidarın söylemini bir retorik haline getirip, tekrar haline getirmesinden şikayetçi değil miyiz TOBB’un? Yereldeki TOBB’lar da Kültürpark’taki projeyi destekliyor. ‘Destekleyemezler’ anlamında söylemiyorum ama ülkede şikayetçi olduğunuz pek çok şey, aslında  Kültürpark özelinde vücut buluyor. O çatışmalar, nasıl yaklaşıldığı, ne kadar demokratik olduğu… Muhalefete ne deniyor mesela? ‘Bunlar bilgisiz’ diyorlar. Bilgi kirliliği neden olur ki? Her şey şeffaf değildir, açık değildir, ortaya konmamıştır… Bütçesi ortaya konmamış, ben kaça mal olacağını merak ediyorum, düzenlemesi kaç paradır merak ediyorum. 3 milyon mudur, 100 milyon mudur? O kongre merkezi kaç paradır? Bütün bunlar şeffaflık gerektiriyor. Bu şeffaflık da iktidarlar tarafından, merkezi veya yerel fark etmiyor, çok tercih edilen bir şey değil… Her iktidar kendi çekim alanını yaratıp yerelde veya merkezi o çekim alanında işbirlikleri sağlayıp, gemisini yürütüyor. Bu bazen halkın çıkarıaı oluyor, bazen olmuyor. Biz o noktada refleks olarak ‘Ya bir dakika burada bir şey var, bizim aklımıza yatmıyor’ deme hakkına sahibiz ve diyoruz.

- İlhan Hoca’nın o sözü doğrudur dedin… ‘Aziz Bey ve CHP olmasaydı cart diye yapılırdı’… Bunu kabul ediyorsun. Ama o cümleye bazı kesimlerden, ‘CHP de bunu kullanmasın, CHP bunu bir lütufmuş gibi kullanıyor’ diye bir itiraz geldi. ‘İzmir halkı da CHP’ye çok bayıldığından değil AKP karşıtı olduğu için oy veriyor’ tartışmalarına döndü…

REŞAT KUTUCULAR : Tabi seçmenin davranış biçimlerini tahmin etmek zor… Aziz bey ne kadar oy aldı, CHP ne kadar oy aldı, oylar nasıl dağıldı… Ama şu çok net, AKP bu ülkeyi normalleştirse CHP bu kadar oy alamaz İzmir’de… Ama AKP’nin ülkeyi normalleştirememesi, İzmir’i de bir sembol haline getirdi ülkede… Ama Aziz Beyin şahsında bakarsak… Ben mesela Aziz Beyi çok okuyamıyorum… Nükleere karşı mıdır, değil midir? Hiç bir zaman ‘Nükleerden yanayım ya da değilim’ diye pozisyon almadı. Aldıysa bile benim haberim yok. Çok net pozisyonlar almıyor Aziz Bey… Sosyal demokrat bir belediyenin, masaya yumruğunu vuran bir belediyenin alacağı pozisyonları almıyor. Hafif liberal sosyal demokrat gibi karışık bir durumlar… Öyle okuyorum ben belediyedeki uygulamalarından duyduğum kadarıyla… Aziz Beyin şahsında çok önemli sosyal demokratlık hassasiyetleri olmadığını düşünüyorum. Bir de şahsen de bir kırgınlığım var, İzmir kayıkları... Ne oldu İzmir kayıkları? Depolarda çürüyor gidiyor. Şimdi bunlar hep tarihi işler… Ama işte bunlar hep sembol…

Mesela Muzaffer Tunçağ ile de tartıştım bu konuyu…  Bana göre Kordon’un nasıl yönetildiği, kentin nasıl yönetildiğini gösteren bir şey… Kordon sembol bir cadde, girdiğiniz zaman kapatmışlar, restoranlar işgaliye ödüyorlar… Her biri ayrı telden, bir gecekondu tarzında… O tür bir yapılanma tarzında… Bu sembol bir cadde… Tamam insanlar çimlerin üzerine oturabiliyor, zamanında itiraz edilmiş, insanlar şimdi çimlerin üzerinde yayılıyorlar… Yoksa yol yapılacaktı oralara… Çimin üzerinde oturacaksın, marjinal bir şey anlatabildim mi? Yol aksın, trafik gelişsin, kent şimdi Kordon lojistiği yapıyor, trafik tıkanıyor, tek yön yaptılar, bir sıra park var.
Geçenlerde anlattı birisi… Bir çocuk kriz geçirmiş, sara nöbeti, taksi tıkanmış kalmış mesela geçememiş… Çünkü adam ön tarafta kasa indiriyor, su kasası... Baktığın zaman kaotik bir düzen, arka tarafa geç öyle… Sosyal demokrat belediye performansı açısından önemli şeyler bana göre… Orada bir düzen sağlanmalı, sosyal belediyecilik çevreye duyarlıdır, çevre dostudur, çevre dostu olanlarla dosttur,  sürdürülebilirliğe önem verir…  Gelişmenin de tanımı değişiyor artık… Binalar dikerek olmuyor. İstanbul’u finans merkezi yapacaklar, bina dikiyorlar. Finans merkezinin binayla alakası yok, finans merkezi Londra, çünkü hukuken altyapısı oluşmuş bir finans dünyası var orada… Hukuki altyapı önemli, bina değil… Gelişme derken artık binalaşma, yollar, köprüler değil… Bunlar bence geçen yüzyılın paradigmaları… Bu yüzyılda nanoteknolojide ne yapıyorsunuz, robotta ne yapıyorsunuz?  Geçen gün mesela nano-biyo-genetik diye bir dal öğrendim, bambaşka şeylerle uğraşıyorlar… Aziz Sancar geldiğinde buraya mesela bir ara bilim konuştuk, sonra yine unuttuk. Dolayısıyla bilimi konuşalım, Kültürpark’a müdahale ettiğin zaman bir etki yaratıyorsun, bunu bilimsel olarak görelim.  Sakıncaları varsa dinleyelim. Dediğim gibi ‘Ya boşver bunlar küçük şeyler, ne olacak, kuşlar başka yere konar’ diyemezsin yani…

- Buradan şu da çıkıyor…Kordon gibi bir yeri, var olan projelere rağmen oturtamayan bir yönetim yarın bir gün Kültürpark’ta gösterileni yerine getiremeyebilir mi? Pasaport’ta da mesela sunumlar çok güzeldi, ortaya çıkan şey tam bir hayal kırıklığı oldu…

REŞAT KUTUCULAR : Siz Pasaport’ta projeleri gördünüz, ben inşaatının içinde yaşadım. Böyle bir inşaat düzeni yok! Zaten öyle bir inşaat düzeninde ne müteahhit kar edebilir, ne belediye iyi iş yaptırmış olabilir. Böyle bir düzeni olamaz! Muzaffer Tunçağ’ı aradım bu konuda, dedim ki ‘Hiçbir güvenlik önlemi yok, hiçbir şey yok’… O da bana ‘Belediye seçtiği müteahhitler böyle oluyor’ dedi. Tamam da ona göre müteahhit seçemiyor musun? E işte ihale kanunu… Belki de haklıdırlar ama bir şekilde belediyenin kendi müteahhitlerini yetiştirmesi, onları seçip aradan, onları destekleyip, ön plana çıkarması gerekir.  Tramvay inşaatına bakıyoruz mesela, bir şey söylemek istemiyorum ama çok böyle tıkır tıkır işleyen bir düzen yok orada da… Dolayısıyla bunlara baktığımız zaman orada Kültürpark’a girecek adam, hangarları sökecek, sökmesi ayrı, sonra başlayacak beton dökmeye… Orayı otopark yapacak, hafriyat yapacak, o hafriyat kamyonları oradan çıkacak. Bir yere pat diye koyuyorsunuz yumruğunuzu… Bunları hiç önemsemeyen birisi ‘elbette yapılsın’ der, biraz önemseyen birisi için sakıncalı olabilir, çok önemseyen birisi de ‘Kesinlikle yapılmamalı’ der.

- Sevgili Hanzade,  Başkan’ın ‘Central Park istiyorlarsa gitsinler İnciraltı’na’ sözlerinden sonra çok güzel bir yazı yazdı. Eevet çok güzel alan oldu orası ama bakmak ve yönetmek, devam ettirmek, ilerletmek ayrı bir şey… Belediyeye bu konuda da bir güvensizlik mi var?

REŞAT KUTUCULAR : Dediğim gibi Kordon’u nasıl yönettiğinize bakıyor insanlar… İnsanlar bir ara apartmanlarına giremez hale geldiler orada. Şu anda bilmiyorum durumu ama yani kendi evlerine girmekte zorlanmaya başladılar. O yüzden bu tip şeylere baktığı zaman insanlar, diyorlar ki ‘Orada bir takım işletmeler başlarsa, bir takım binalar yapılırsa, bunlar içine bir takım insanlar girerse, burası iyi yönetilmeyebilir’.
Hakikaten de işletme konusu apayrı, o da bir bütçe meselesi… Mesela şimdi deniyor ki ağaçların bir kısmı hasta… ‘Ziraat Fakültesi tespit etti’ diyorlar… İyi de 12 yıldır Aziz Bey iktidar… Fuarın bugünkü hali,  Konak Belediyesi mi, Büyükşehir Belediyesi mi kim yapacaksa, kimin yetkisindeyse ağaçların bakımı yapılsaydı… Tabi bunların hepsi gider, tabi ki masraf… Yani Kültürpark’ın işletilmesi başlı başına bir bütçe meselesi… Düzgün işletilmesi gerekir, İnciraltı’nın Kadifekale’nin aynı şekilde…

- Peki ne olacak şimdi?

REŞAT KUTUCULAR : Kurulu bekliyoruz.

-Diyelim ki kuruldan onay çıkarsa, ne umut ediyorsunuz?

REŞAT KUTUCULAR : Kurul burada yeniden bir koruma imar planı yapılmasını tavsiye ederse o zaman iyimser senaryo olur. Kötümser senaryoda ise burayı olduğu gibi onaylar, eksiksiz topografyasına müdahale edilmiş haliyle filan…

- O noktadan sonra ne yapacaksınız? Kültürparka Ddokunma Grubu ne yapabilir?

REŞAT KUTUCULAR : Yine yazarak, çizerek kendi derdini anlatmaya çalışacak. Belediyeye rağmen bir şey yapmak zor. Ama olay nereye evrilir, şu an söylemek de mümkün değil… Sürecin nasıl seyredeceği ile ilgili bir şey... Şimdiye kadar çok böyle belediye tarafından, ‘Gelin çocuklar sizi dinleyelim’ diye bir şey gelmedi. Hani Gezi Parkı’nda bir ara dinler gibi oldular, sonra dinlemediler… Yani o tarz devam ederse, oraya dozerler sokulur, paldır-küldür duvarlar açılır, inşaat başlarsa orada Gezi benzeri bir direniş olur mu bilemiyorum… Söylemek zor ama olabilir de… Yani çünkü bir takım insanlar bu konuda hakikaten hassaslar, yani istemezükçüler olarak kararlılar.

- Gezi, sadece oradaki ağaçlardan öte birikmiş birçok öfkenin de sonucuydu…

REŞAT KUTUCULAR : Burası da öyle aslında... Burada da sembolize ediyor.

- Burada da Aziz Bey’e, CHP’ye karşı birikmiş bir öfke var mı ‘Gezi’lik?

REŞAT KUTUCULAR : Aziz Beyin şahsına değil de böyle bir hoyrat harekete… Oraya bir bina sokmak hoyrat bir hareket…  Zaten o hangarlar geçici olarak yapılmış, sökülebilir vaziyette, sök götür. Hem masraftan kurtulursun,  hem yeşil alan kazanmış olursun. Hem ilerdeki riskleri bertaraf edersin… Ne içeri taşma ne dışarı taşma, çukurla birleşme konusu var. Bunları bertaraf edersin, birilerinin kalkıp bir grup kurup ‘Neden kongre merkezi yapmıyorsunuz, buraya kongre merkez lazım,  muhakkak yapın’ diyeceğini sanmıyorum.

-Kocagöz’ün projesinde bugün kongre merkezi yapılması düşünülen alanda ne vardı?

REŞAT KUTUCULAR : Yok. Çünkü orası zaten hangarlar… Ahmet Piriştina’nın Mimarlar Odası’yla, şehir plancıları ile oturup, kişisel gücünü kullanıp, ‘Burada dava açmayın siz, ben buraya geçici bir şey yapacağım’ deyip ‘Sonra sökülecek’ deyip yaptığı şeyler... 30 dönüm yer kaplıyor.

- Piriştina ne hedeflemişti, nasıl bir proje çizdirdi ve ne oldu? Aziz Bey ne hedefliyor… Biraz önce sadece ‘Aziz Bey olmadığı zaman ne olacak?’ anlamında bir söyleminiz olmuştu… İkisi de CHP’li belediye başkanı ama projeleri arasında fark var, aslında bu fark gelecekteki kaygılarınızı güçlendiren somut bir durum…

REŞAT KUTUCULAR : Yüksel Çakmur zaten yarışmayı açtığında niyet belli olmuş… Orayı daha çok yeşil yapmak niyeti belli…  Daha sonra Piriştina da buna devam etmiş diyelim, sonra bu hangarlar gelmiş. İhtiyaçtan kaynaklanan… Ve tabi Piriştina döneminde odalarla, istemezükçü tabir edilen odalarla diyalog iyi…  Orada davalar patlamıyor mesela… Ortak akıl denen çözüm yolu ile işler halloluyordu. Vefatından sonra işte o ortak akıl belki eski gücünde değil…

- AzizKocaoğlu’nun da STK’larla çok çatışması, çekişmesi olmadı aslında bu son döneme kadar… Olanda da bir şekilde uzlaşıldı diye hatırlıyorum. 

 

REŞAT KUTUCULAR : Konuşmalarını kendi hazırlıyorsa, aceleye getiriyor. Başkası hazırlıyorsa doğru bir perspektif değil. En son söylediği, ‘Buradaki yeşil oranı iki katına çıkacak neredeyse’ sözü… Onun üzerine girdim, baktım internete, hatta bu konuda da bir şey yazdım. Dünyanın en iyi yeşil kentlerinden Viyana yüzde 51’lik orana sahip… Bu bu yeşil alana, yol kenarlarındaki ağaçlar dahil değil, meydanlardaki ağaçlar dahil değil... Viyana çok ekstrem bir örnek… İstanbul o listede sonuncuydu, yüzde 1.5… Ki İstanbul bana göre İzmir’den yeşil bir kent… Demek ki İzmir yüzde 1’lerde falan… Dolayısıyla yani oradaki her metrekareye ihtiyaç var. Bu bir romantiklik meselesi de değil… Yeşilin bölgenin iklimine, insanlara, kültürüne yaptığı katkı tartışılmıyor bile... Böyle bir alan, 34 dönüm, o da tartışmalı… Yani 420 dönüm bir yerde 34 dönüm hangar var, kaldırıyorsunuz, bunun yerine işte 11 ile 17 dönüm arası bir sabit bina yapıyorsunuz. O hangarlar yapılırken zaten kaldırılmak üzere yapılmış… Bana göre yok! Ben istemiyorum bu sabiti, insanlar daha çok yeşile sahip olsun, 10 dönüm ekstra yeşil olsun… Çünkü zaten yok,  öbür taraflarda zaten yok, bitirmişisiniz.

Hep söylerim, bu kente baktığımızda bu kimin silueti? Bu kenti ‘istemezükçüler’ mi bu hale getirdi? Bu kenti bu hale kenti getirenler, Kordon’da 5 kata imar verenler… Sonra onu 8 kata çıkartanlar… Hep rant peşinde, hep zorlama peşinde… Koca duvarı çekmiş Kordon’a! Muhakkak o günlerde 5 kata çıktığında kıyameti kopardı bir takım insanlar… ‘Arkaya rüzgar gitmeyecek, duvar yapıyorsunuz’ diye… Ne dediler ona? ‘Bırak bu romantikliği’ dediler… Şükrü Kocagöz bu konuda çalışma yapmıştı. Kordon’daki binalar yıkılmasaydı, yapılmasaydı, sahildeki hatta belki bütün mal sahipleri aynı mal varlığına sahip olacaklardı. Yani mal sahipleri müteahhitte yüzde 50 vererek, yüzde 40 vererek, bina yaptırdılar, elde ettikleri mal varlığı eğer ellerinde eski evler kalsaydı yine aynı değere sahip olacaktı. Şimdi yani rant nerede? O da yok! O zaman ticaret olacaktı, belki İzmir’e kruvaziyer geldiğinde evlerin önünden yürüyeceklerdi… Kafelerde oturacaklardı… Kente, 8 katlı, altında dükkan olan ticarethanelerin getirdiği katkıdan fazla katkısı olacaktı. Gelişmeden ne anladığınız, dünyada değişen paradigmaları nasıl okuduğunuzla ilgili… Dediğim gibi ‘Orada ticaret de olsun’ dediğiniz zaman başka bir dünya…  ‘Orada park olsun’ dediğiniz zaman başka bir dünya…  O dünyanın içinde yapılacak şeyler var, öbür dünyanın içinde yapılacak şeyler var, onlar hep parkı tehdit eden şeyler.

- İlhan Hoca’nın söylediği bir şey daha var. Sanki diğer konularda uzlaşma sağlanabilir, temel itiraz noktası kongre merkezi gibi…  Öyle mi?

REŞAT KUTUCULAR : Gölü büyütüyorlar mesela… Su zaten kıt, gölü neden büyütüyorsun? Su alanlarına bakmak kolay değil… İşletme gideri yüksek… Yani ille gölü büyütmek de şart değil ama yani o tip şeyler uzlaşılamayacak şeyler değil… Ama oraya kalıcı bina yapmak çok başka bir şey ve bunu ‘Yeşil alanı arttırıyorum’ diye sunmak… ‘Hangarlar gidiyor, yeşil alanı artırıyorum’… Bizim o 11 dönüme bile canhıraş ihtiyacımız var, bu çok net! Yani genel resimde zaten yeşil nokta, bu noktanın içinde ‘buradan da tırtıklayalım, oradan da alalım’ dememek lazım.

- Peki ekonomik gerekçelerle  yapılması gerektiği iddia edilen kongre merkezi yerine fuara getiri için bir alternatif sundunuz mu?

REŞAT KUTUCULAR : Şimdi daha çok ne yapılmaması gerektiğini söylüyoruz. Dediğim gibi, ben mesela radikalim, sıfır bina fikrindeyim. Böyle uç bir hayalim var ve bunlardan taviz vermek durumundayım. Ne yapılmaması gerektiği konusunda… Ben yine de oranın bir kentpark olduğu zaman, bütün o yeşiliyle, o dokusuyla, yeşil alan 65’e-70’e çıktığı zaman öyle bir cazibe merkezi olacağını düşünüyorum. Bakıyorum Konak’ta insanlar yolun kenarına, farklı yerlerde yayılıyorlar… Kordon’da geçen gün yürüdüm, gençler bütün çimlerin üzerine yayılmışlardı… Böyle alanlara ihtiyacımız var. Bu nedenle Kültürpark böyle bir cazibe merkezi olursa, oradaki yeşilin güzelliğine,  özgürlüğüne, özeline gelecek ki, kongre merkezine gelecek kitle ile aynı kitle değil belki ama çok daha faza geleceğini düşünüyorum

 
Siyaset nöbet işidir!
 
İzmirli oluyor!
YORUMLAR
Toplam 25 yorum var, 10 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
İbrahim Yüncü 11 Kasım 2016 Cuma 08:03

Projeyi gidip inceleyen biriyim. Yeşil bir proje ancak Maketler sessizdir anlayamazsınız! Kullanım yönetmelikleri dahi belirlenmeli... Eskiden olduğu gibi her gece, Fuar Müdürlüğüne telefon edip evde birbirimizi duymuyoruz demeyelim... Kongre Merkezi konusu için tek bir sözüm var; Beton yoğunluğunu artırmak ile çok ayıp edersiniz.

Yorumu oyla      11      5  
Siz iyi niyetlisiniz belki ama yanınızdakiler ? 15 Ekim 2016 Cumartesi 17:32

Reşat beyin iyi niyetli olduğuna inanıyorum. Ama ben kendisi ile aynifikirde değilim. Burasının sıfır binalı bir yer olmasını değil Kültürpark olmasını tercih ediyorum. Ben 60.lı yıllarda Atatürk Lisesinde okudum, öğle yemeğimizi arkadaşlarımla birlikte Fuar'da Minyatür trenin içinde yerdik. Bizim gözümüzde Kültürpark çocukluğumuzun Fuarıdır. O fuardan da nostaljik bazı anıları görmek istiyoruz. (Örneğin, paraşüt kulesi, Ada Gazinosu vb). Biz sadece yeşillik istiyoruz diyenlerin bizi nostaljik anılarımızdan mahrum etmeye hakları yoktur. Değinmek istediğim ikinci konu Reşat Beyle birlikte hareket eden bazı grupların hakarete varan tavırları izmir232 adındaki grup facebook sayfasında Aziz Kocaoğlu için "SENDEN UTANIYORUZ." diye imza kampanyası açtı. Reşat Beye sormak istiyorum. Bu kişilerle aynı safta olmaktan rahatsız olmuyor musunuz? Saygılarımla

Yorumu oyla      11      5  
Bu işin içinde kıskançlık ta var. 15 Ekim 2016 Cumartesi 17:19

Bu işin başını çekenlerin arasında "İzmir'de biz varken bu projeyi niye İlhan Tekeli Hoca yaptı." diyenler de var. Biz bu tipleri iyi tanırız. Hayat geçirdikleri referans verecekleri doğru dürüst bir projeleri olmayan kişiler, Türkiye'de Şehircilik konusundaki en yetkin kişiyi kıskandıkları için projeye taş koymaya çalışıyorlar.

Yorumu oyla      11      5  
15 Ekim 2016 Cumartesi 14:17

Burası bir kültürpark, şehir parkı değil. Projeyi buna göre değerlendirmek gerekiyor. Kültürpark içinde spor yapılabilecek, kültür sanat faaliyetleri ( tiyatro , sanat galerisi, kütüphane, müze ... ) yapılabilecek , insanların vakit geçirebileceği , yiyip içebileceği yerler olmalıdır. Gereksiz tüm yapılar yıkılmalıdır. Lunapark çok mu gerekli ? Çağdaş dediğimiz İzmir' e bu tip bir uydurma lunapark yakışıyor mu ? şehrin uygun bir yerine büyük bir eğlence parkı yapılıp kültürpark içindeki lunapark kaldırılmalı , yerine sembol bir dönme dolap yeterli gelecektir. Yeşili bol ancak ihtiyaca yönelik az ama nitelikli yapıların olduğu bir kültürpark yapılmalıdır. Gereksiz tartışmalar ile şehir vakit kaybediyor. Hiçbir bina olmasın deniyor da burası bir kültürpark.

Yorumu oyla      11      5  
15 Ekim 2016 Cumartesi 12:05

Yeşil alan yüzde 21 artıyor , 633 yeni ağaç dikiliyor ve son projede tepeciklerinde kaldırıldığı söyleniyor ancak Muhalif'in de söylediği binalar da yıkılsa iyi olur. Hollerin yerine yapılacak bina yeterli olur. Tenis kulübünün orada da 2 bina var. Buralar yıkılıp piknik alanları olarak değerlendirilebilir. Lunaparkın modernize edilmesi güzel ancak giriş kısmını beğenmedim. Daha iyi bir proje olabilir.

Yorumu oyla      11      5  
sezo 15 Ekim 2016 Cumartesi 11:45

Malumunuz izmir 1960 lı yıllardan itibaren bambaçka bir kimliğe bürünüp beton şehir olmuştur. Körfez kirlenip 2-3 katlı tarihi evler yıkılıp o dönemki inşaat balonuna kurban gitmiştir. Kültür parkıma dokunma grubunu da şuna benzetiyorum. İzmirin 1960-70 ve 80 li yıllarında hatta 90 lı yıllarında . İzmirde olan biten hiç bir şeye . gecekondulaşma, apartmanlaşma,Deniz kirlenmesi vb. olaylara karışmayan . günümüzde de izmirde yapılan ve yapılacak olan projelere karşı çıkıp silüeti bozuyor diyen insanlara benzetiyorum. Hayır zaten kültürpark ın içine bu devasa holler yapılırken neredeydiniz? yaşamıyormuydunuz? şimdi yapılacak en mantıklı hareketlerden birine "kültürparkıma dokunma" diyorsun !

Yorumu oyla      11      5  
Bornovalı 15 Ekim 2016 Cumartesi 10:43

Yapılan röpörtajın mutlaka ana konusuna değil de- herhangi bir noktasına değinmek herhalde okuyucu olarak hakkımız-Değineceğim husus Reşat kardeşimin Bornova Anadolu Lis. mezunu olması (İzmir Maarif Koleji) Görüşme fikirler, dolu dolu olmuş. Tartışma ortamı yaratmış.Gönül hanıma da tebrikler- Acaba bundan böyle faaliyete geçmesi beklenen proce BAL ne cevherler yetiştirecek ?

Yorumu oyla      11      5  
15 Ekim 2016 Cumartesi 02:26

Kültürpark projesi üzerinden Aziz Kocaoğlu 'nu eleştirmek !.. Kültürpark içine yapılmış , şehrin göbeğinde leş kokan, kültürparkta oldukça büyük alan kaplayan , hayvanlara eziyet olan hayvanat bahçesini kaldırıp, yerine örnek bir proje ile Sasalı'ya doğal yaşam parkı kazandıran kim ? Yıllar önce kültürparkın içine yapılmış dev hollerin yerine Gaziemir' e kültürparkta olan uydurma holler yerine Türkiye' nin en büyük fuar alanını şehre kazandıran kim ? hollerin yarısı bile olmayacak şekilde kültürparktaki ucube holleri kaldırıp yerine içinde kongre merkezi de bulunan yeşil ve akıllı yapı şeklinde tasarlanan "kültürparka" kültür merkezi yapıp, hollerin kalkmasıyla ve kültür merkezinden kalan oldukça büyük alanı yeşil alan yapacak olan kim ? çürük yapıları yıkıp yerine ağaç dikecek olan ve tarihinde yeşil alanı en çok olan kültürpark projesini yapan başkan kim ve niye eleştirilir? Niye mi eleştirilir, laf olsun diye. Üstelik eleştirirken ağaçları kesiyorlar ( yaklaşık 700 yeni ağaç dikilecek ) , fuar Folkart' a veriliyor söylentileri çıkarıp acaba bu projeyi de nasıl engelleriz derdine düşmüşler. Nano teknolojiden bahsedip de kültürparkın içindeki dandik havuz büyütülsün mü büyütülmesin tartışması yapmaya ise bir şey demiyorum. Yapılacak proje gayet güzel duruyor. Sitede Ertan Bey bu konu hakkında yazı yazmış. Baştan sona katılıyorum.

Yorumu oyla      11      5  
15 Ekim 2016 Cumartesi 01:43

İsim bölümüne Ali Rıza yazınca ne oluyor ? Sizi tanımış mı oluyoruz ? 😃 Yorum yazınca da trol mu olduk ? "Bir yorumcu tenis kortlarıyla kongre merkezini bir tutmuş bir kere ikisi fonksiyonel açıdan farklıdır ve birini 20-30 kişi kullanırken diğerini 1500- 2000 kişi kullanır aradaki farkı görmek bu kadar zor mu? " Yani ? Tenis tesisleri kültürparkta beton olarak yer kaplıyor mu kaplamıyor mu ? Ben gider oynarım , öteki taraf benim işime yaramıyor yapılmasın demek! Ne olsun ? Ağaç dikelim. O zaman yıkalım hastaneleri bilmem ne yapalım ne demek ? Ne alaka ? Kültürparkta olan, yapılması planlanan binalardan bahsediyoruz. Bomboş kültürpark olmaz. Burası bir kültürpark. Bunu anlamak istemiyor musunuz da hala daha projeye destek verenler hiçbir gerekçe göstermiyor diyorsunuz. Yıl olmuş 2016 , İzmir'de binbir tane sorun varken tartışılan konuya bak ! Havuz büyütülmesin! Niye? su kıt. 😃☺😄😃 katı atık tesisi olmasın. Niye ? Tavşanlar koşuyor , menemen yapıyoruz. Nereye olsun ? Onu biz bilmeyiz. Konak Tüneli. No tünel no cry yazıları eşliğinde tünel önünde basın açıklaması yapanlar kimlerdi? Tramvay olmasın. Ne olsun ? Kültürparka dokunma. Kardeşim kültürparkın içinde çürümüş, eskimiş yapı dolu. Bunlar yıkılıyor. Yerine yeşil artıyor. Eskiden kültürparkta kapalı salonlar, trt ve market vardı. Üstüne dev fuar holleri yapıldı. Bunlar yapılırken bu grup neredeydi ? Bu yapıları yıkan, daha da yıkıp , yeşili arttıracak olan hangi proje ve başkan ?

Yorumu oyla      11      5  
muhalif 15 Ekim 2016 Cumartesi 00:10

2- "kültürparkıma dokunma" platformuna katıldığım yönler, sunulan projenin,tüm kültürpark alanını kapsamaması gerekirdi, kısmi projeler olmalı,buraya tümsekler ve suni tepeckler kondurmak, buranın doğasını bozar,kültürpark bölüm bölüm ele alınıp restore edilmelidir.binaları yıkacakar ise Pakistan pavyonunun karşısındaki belediyenin kullandığı bina niçin yıkım kapsamına alınmamış??? orasaı yıkılmayacak ise ismet İnönü sanat merkezi de yıkılmasın...oranın özelliği ne??

Yorumu oyla      11      5  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Siyaset nöbet işidir!
Başkan Soyer yeni dönemin sinyallerini verdi. Soyer, Büyükşehir adaylığıyla ...
Aziz Bey ve CHP olmasaydı 'cart' diye yaptırılırdı!
Gönül Soyoğul sordu... Prof.Dr. İlhan Tekeli 'Yeni Kültürpark'ı anlattı...
Büyükşehir davası tam bir kumpastı!
Kocaoğlu’nun avukatı Demir, İzmir’i aylarca kilitleyen ÇETE’yi anlattı.
 
Hayat şimdi burada yaşanır
Hanzade Ünuz insanı sordu, psikolog – yazar Doğan Cüceloğlu gönül muradı ...
Tenis sokağa çıktı!
Hanzade Ünuz, Egeli Veteran Tenis Derneği Tenis Kulübü Başkanı Vefa Doğu ...
Bıçak kemiğe dayandı!
Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş, kente ve hizmetlere dair Egedesonsöz'e ...
 
'Dağlar, Kayalar Sürekli Kalkan' oluyorsunuz!
CHP İzmir Milletvekili Balbay parti ve ülke gündemine ilişkin pek çok ...
Yalvarırım satmayın!
Gönül Soyoğul sordu, TARKEM Başkanvekili Uğur Yüce Kemeraltı’nın yarınını anlattı…
Hayat, yerel gündemden ibaret değil
‘Patronlar Kulübü’ ESİAD’ın Başkanı, Ege’de Sonsöz’ün konuğuydu.
 
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
80’lik güzeller zamana nasıl ‘dur’ dediler?
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
En popüler üçüncü içecek
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Saltanat ve yağma kurumu olarak belediyeler (2)
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Bir Batı hikayesi
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Analar ne yiğitler doğurmuş!
Çağdaş ÖZGÜN
Çağdaş ÖZGÜN
Fotoğraf: İnsanlığımızı yitirirken soytarıya mı dönüşüyoruz?
Kemal ARI
Kemal ARI
Atatürk'ü anlamak...
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Göztepe gün sayıyor!
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
Aklıma 'Doğan Kardeş' geliverince… 
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
Sandık tartışması...
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva