Güncel

Prof. Dr. Naci Görür’den 6 kritik öneri: İzmir depreme dirençli hale nasıl gelir?

Deprem Bilimci Prof. Dr. Naci Görür, İzmir’in depreme dirençli hale gelebilmesi için önerilerini sıraladı. Görür “. İzmir’de deprem olursa, ekonomi çökerse depreme dirençli değilsindir. Ekonominin yok olduğu yerde ne yapacaksın? Kentin depremden nasıl etkileneceğini bulmanız için de kent bileşenlerine bakarsınız. Kent bileşenleri ise yönetim, halk, altyapı, yapı stoku, ekosistem ve ekonomidir” dedi.

Abone Ol

Berivan KAYA/EGEDESONSÖZ- İzmir'in Seferihisar ilçesi açıklarında 30 Ekim 2020'de meydana gelen 6,6 büyüklüğündeki depremin üzerinden 5 yıl geçti.

İzmir’i depreme dayanıklı kent haline gelmesi için yapılması gereken çalışmaları anlatan Deprem Bilimci Prof. Dr. Naci Görür, Egedesonsöz’e açıklamalarda bulundu. Görür, İzmir’i depreme dirençli hale getirmek için 6 bileşen üzerinde çalışmalar yapılması gerektiğine dikkat çekti.

AKTİF FAYLAR İZMİR’DE BUGÜN OLMAZSA YARIN DEPREM ÜRETEBİLİR
İzmir’i depreme dirençli yapmadıkça İzmir’in deprem derdinden kurtulamayacağını dile getiren Prof. Dr. Naci Görür, “İzmir’de çok sayıda aktif faylar var. Bugün olmazsa yarın, yarın da olmazsa öbür gün, zamanı geldikçe deprem üretirler. Bizim sağlamlığa kaçmamız gerekiyor. Yapacağımız şey, depreme dirençli İzmir’i oluşturmak. Deprem 14 milyon yıl önce başladı ve milyonlarca sene daha devam edecek. Er geç de olacak. Bunun için sağlamcı olmamız gerekiyor. Bulunduğun kenti depreme dirençli yapacaksın. Depreme dirençli olmak demek büyük deprem vurduğunda minimum hasarla depremi anlatmaktır. Benden sonra insanlar ölsün demeyeceğimize göre, kendimiz işi doğru yapacak ve nesilden nesle geçmesini sağlayarak kültür oluşturacağız” dedi.

İZMİR’DE MİKRO BÖLGELEME ÇALIŞMASI YOK
Kenti depreme dirençli yapmak için yapılması gerekenleri anlatan Naci Görür, “Öncelikle kenti tehdit eden fay sistemlerini inceleyeceğiz. Kentin tümünde mikro bölgeleme çalışması yapacağız. Kentin idaresini de mikro bölgeleme verilerine göre yapacağız. Kentin bütün yönetimini, mekânsal kullanımını belediye başkanı mikro bölgeleme çalışmasına göre yapacak. Nereye bina yapılacak, neresi yeşil alan olacak gibi birçok durum mikro bölgeleme çalışmasına göre yapılacak. Mikro bölgeleme kenti mekânsal kullanım için olması gereken bilgilerdir. Öyle basit şekilde işi kıvırmak doğru değildir. İzmir’in daha mikro bölgeleme çalışması yok. İstedikleri kadar, ‘biz yaptık’ desinler. Birkaç tane sondaj tekniği ile temel etütleriyle bazı çalışmalar yapmak mikro bölgeleme çalışmaları değildir. Mikro bölgeleme için kentin karelajlara ayrılıp her karenin 30 metrelik sondaj yapılması, sondajların karotlu olması, ayrıntılı incelenmesi, jeoloji, jeofizik çalışmaların yapılması, deprem dalgalarının ivme çalışmaları, hız çalışmaları, tsunami gibi tüm çalışmalar ayrıntılı yapılmalı. Belediye başkanı bu verilere dayanarak kenti yönetecek. Öyle kolay bir iş değil. 1999’da 25 milyon dolara bir ilçenin çalışmaları tutuyordu. İzmir’de biraz para harcamakla mikro bölgeleme çalışması yaptık demeniz çok zor” ifadelerine yer verdi.

6 BİLEŞEN VURGUSU
Depreme dirençli kent için 6 bileşen üzerinde çalışmalar yapılması gerektiğini dile getiren Görür, “Tehdit unsuru çalışır ve büyük depremler olursa kentin nasıl etkileneceğine yönelik haritalar yapacaksınız. Kentin depremden nasıl etkileneceğini bulmanız için de kent bileşenlerine bakarsınız. Kent bileşenleri ise yönetim, halk, altyapı, yapı stoku, ekosistem ve ekonomidir. Deprem olursa sizin bu 6 kent bileşeni nasıl etkilenir diye araştırmanız gerekiyor. Uzun seneler süren araştırmalar yapmalısınız. Yaptığınız araştırmada İzmir yapı stoku kötü etkilenecek diye düşünüyorsanız o zaman ciddi olarak kentin tüm bileşenleri gibi yapı stokunu da güçlendireceksiniz. Sadece bir bileşene el atmakla, sadece müteahhitlerle işbirliği yaparak yapı stokunu yapmakla bu iş yürümez. Kentin tüm bileşenleri üzerinde aynı anda, aynı ciddiyetle, aynı yönetimle çalışma yapılması lazım. İzmir gibi bir kentte 15 sene çalışmak lazım. Tüm bileşenleri deprem dirençli yaptığımızdan eminiz dediğiniz zaman İzmir deprem dirençli kent olur. Kent bileşenlerinden altyapıya yol, köprü, viyadük, kanalizasyon sistemi, doğalgaz sistemi, içme suyu sistemi, havaalanı gibi tüm varlıklar akla gelir. Siz tek tek depreme dirençli olup olmadığını inceleyeceksiniz. Deprem dirençli değilse çalışma yapacaksınız. Hiç bunlara bakmadan 5 ev yaptık, 3 kırmızı 2 yeşil demenin anlamı yok. Bizim derdimiz ev yapmak değil. İzmir’de deprem olursa, ekonomi çökerse depreme dirençli değilsindir. Ekonominin yok olduğu yerde ne yapacaksın? Bu sebeple 6 bileşeni depreme hazırlamak lazım. Önce zafiyeti bulmak lazım. Daha sonra nasıl dirençli yaparım diye bakarak çalışacaksın. Aksi halde kentim depreme dirençli diyemezsin” dedi.

DERDİMİZ YAPI DEĞİL KENTİ AYAKTA TUTMAK

Görür açıklamasının devamında şu ifadelere yer verdi;

“Biz de depreme dirençli deyince akla sadece yapı stoku geliyor. Sadece yapı üzerinde durmamalıyız. Bunları güçlendirmek bir tarafa bırak, bizim derdimiz sadece yapı değil. O kenti ayakta tutmaktır. Bir şehirde yaşamanın tek yolu sağlam binanın olması demek değildir. Yol olmazsa, su olmazsa, kanalizasyon olmazsa ne yaparsın? Lağım sistemi ile içme suyu sistemi birbirine karışırsa salgın hastalıklar gelirse nasıl yaşayacaksın? Deprem sırasında belki ölmezsin ama deprem sonrasında hastalıktan ölürsün.”