Eski Genel Kurmay Başkanı İlker Başbuğ'un tutuklanmasının ardından kamuoyunda oluşan tepkiler genel hatlarıyla iki yönde:
Birinci gruptakiler; oh olsun…
İkinci gruptakiler: Türkiye artık yol ayırımında
diyerek hezeyana kapılanlar…
'Oh olsun' diyenlere sözüm yok. Kendilerine göre çeşitli sebepleri var. Bunların konusu ayrı bir makale konusu olabilir.
İkinci gruptakilere gelince; kusura bakmasınlar ama kendi halklarını tanımamışlar! Nedenini anlatayım.
Bence Recep Tayip Erdoğan ve AKP'nin en büyük başarısı 'Türk halkını ele geçirme stratejisinden' kaynaklanıyor. İktidarın siyasi ve halkla ilişkiler politikalarını belirleyenler, halkın çoğunluğunun eğilimlerini ve neye önem verip, neyi umursamadıklarını başından beri gayet iyi saptamış. Bu yüzden de 9 yıldır iktidarı elde tutmayı becerdiler…
Eğri oturup, doğru konuşmakta fayda var. Dağdaki çobanın da, sınırdaki kaçakçının da, tarladaki rençberin de, memurun da, işçinin de, köylünün de, kentlinin de, ne Türklük kavramı ne Atatürkçülük, ne Kemalizm ne de başka ideolojiler derdi değil. İnsanlarımızın en önemli ve birincil tasası ekmek kavgası. Önce bunu mimleyip bir kenara koyalım.
Ondan sonra efendim, sağlık sorunları gelir, eğitim sorunları gelir vs. gelir. Gelir de gelir… Ama anayasa Atatürk milliyetçiliğine uygun biçimde yazılmış… Ya da İslamcı ideolojiye daha uygun bir biçimde yazılmış… Türk ordusunun laiklik yanlısı askerleri tasfiye edilmiş… Ya da İslamcı ideolojiye hizmet edecek başka bir kılıfa büründürülecekmiş…
Lütfen bunları geçelim! Geçelim; çünkü 9 yıllık AKP iktidarının yüzde 54'lere yaklaşan ve ordunun tamamı dahi toplanıp içeri tıkılsa gıkını çıkarmayacak bir seçmen desteğini arkasına almış olması; halkımızın neyi umursadığını yeterince göstermiştir!
Özellikle son çıkarılan 'herkese bedava sağlık sigortasından' sonra AKP'nin sırtı kolay kolay yere gelmez! Hal böyle olunca,
'Türkiye yol ayırımına geldi' gibi gerçeklikle bağdaşmayan hayallere kapılmaya da gerek kalmıyor…